JESSİCA;Eve geldiğimde zar zor yukarıya çıkmaya başlamıştım, bacaklarım beni daha fazla taşıyamıyor sanki her an yere yığılacakmış gibi hissediyordum. Merdivenin korkuluklarına tutunarak yukarı çıkmayı başardığımda odanın kapısını açtım ve ardımdan kapatıp üzerimi umursamadan kendimi yatağa yüz üstü bırakarak tuttuğum göz yaşlarımı yeniden serbest bıraktım.
Biz onunla her zaman mutlu olmuştuk, bunca yıla rağmen kavgalarımız bile hiçbir zaman bu kadar büyük olmamıştı. Ona yetmiyor muydum? Nerede yanlış yapmıştım? Onu bu kadar sevmeme rağmen neden gün geçtikçe benden uzaklaştığını hissediyordum. Ağlamam şiddetlendiğinde başımı yastığıma gömdüm, daha önce bu kadar ağlamamıştım bile. Çünkü Harry beni hiç ağlatmamıştı ki daha önce, o benim ağlamama kıyamazdı.
Onu şimdiye kadar hiçbir şey için zorlamamıştım, oda biliyordu. Onun ailesi ve benim ailemde dahil bizden bir bebek istemelerine rağmen ben Harry istemediği sürece onu zorlamazdım bile. Ona şimdiye kadar bir yanlış hareketim bile olmamıştı, ondan başkasını gözüm görmüyordu ki. Onu sevmekten başka bir şey yapmamamıştım, ama artık içimde ki sevgi canımı yakıyordu. Canım acıyordu, onu kaybetme korkusu bürümüştü tüm bedenimi.
Ne kadar ağladığımı bile bilmiyordum, belkide saatlerdir ağlıyordum. Artık yavaşça olsa sessizleştiğinde ağlayışlarım, geriye artık hıçkırıklarım kalmıştı. O sırada odanın kapısının açıldığını duymamla gözlerimi sıkıca yumdum. Neden gelmişti? Ona gelmemesini söylemiştim. İstemiyordum, artık daha fazla canımın yanmasını istemiyordum.
O sırada yatak çöktüğünde ve onun bedeni benim üzerime doğru eğildiğinde, " Jessica. " diye fısıldadı bana. Sesi çok kötü geliyordu, aynı zamanda da çok fazla yorgun çıkmıştı sesi. Ama bu yorgunluğunun bedensel değil, zihinsel bir yorgunluk olduğunu çözebiliyordum. Eli yavaşça omzuma dokunduğunda, " Uyumadığını biliyorum. " dedi bana. Gözlerimi açtım ve omzumu elinden çektiğimde, " Dokunma bana." dedim, derin bir nefes aldığını duyduğumda vazgeçmedi ve bu sefer kolunu sıkıca belime sardı, ardından ise başını boynuma gömdü. Bunu yapmasıyla beraber dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım yeniden ağlamamak için.
" Y-yapma. " dedim, titreyen sesimden dolayı zar zor konuşmuştum. " Jessica, bana direnme. " diye fısıldadı kulağıma doğru, dudaklarımı dişledim sertçe. Ben ona direnebilir miydim ki? Beni tanımıyor muydu? O benim bu hayattaki tek zayıf noktamdı, tek vardığımdı. Onun için her şeyi yapardım. Ama şimdi, şimdi yalnız kalmak istiyordum. Çünkü biliyordum, o beni istemiyordu. Belkide isteyerek gelmemişti bile yanıma. " Olanlar için özür dilerim, beni affedebilecek misin? " dediğinde dudaklarını boynuma bastırdı.
Ondan kurtulmak için hareket etmiştim ki, belimde kollarını daha da sıkılaştırdı. " İstemiyorum, yalnız kalmak istiyorum. " dediğimde beni kendine çevirmişti, gözlerinin çok fazla kızarık olduklarını gördüğümde dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. O, ağlamış mıydı? Bunca yıldır, onu ilk defa ağlarken görmüştüm. " Nasıl bir cehennemin içersinde olduğumdan haberin yok, sende böyle yaparsan nasıl dayanırım Jessica? " Dediğinde içimden bir şeylerin koptuğunu hissettim, o kırılmıştı...O, kırıktı.
Üzerimden kalkıp yatağa bana sırtı dönük bir şekilde oturduğunda karşısını izlemeye başlamıştı. Doğruldum, yatakta dizlerim üzerinde ona doğru ilerlediğimde arkasında durdum ve ellerimi beline sarıp başımı sırtına yasladım. Anında elleri belindeki ellerim gittiğinde tutup okşadı. " Sende bana sırtını dönme. " dedi bana, " Bari sen anla beni. " dediğinde doğruldum ve burnumu ensesine götürüp kokladım onu. Ellerim gömleğinin düğmelerini açmaya başladığında, " İzin ver, seni iyi hissettireyim. " demiştim. Dudaklarında bir gülümseme belirdi, ama bu gülümseme acı barındırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eva || harrystyles.
Hayran Kurgu" Ve yeri gelmişken telefonum bile seni aramayı özledi. "