Chapter: 25

889 59 66
                                        




Hala burada mısınız?











EVA;

Davet bittiğinde ve herkes dağılmaya başladığında sadece Harry ve Jessica kalmıştı. Gözlerim onlara kaydığında ikisininde ayaklandıklarını görmüştüm.
Harry'yle kısa bir an göze göze geldiğimizde kaşlarını çatışmıştı, yüzüme yansımış olmalıydı ne kadar korktuğum ve endişeli olduğum. Bakışlarımı kaçırdım ondan, o mesajı kim atmıştı? Harry'le ilişkimiz konusunda çok dikkatliydik, ama gözümüzden kaçan bir şey olmalıydı. Eğer bu öğrenilirse, neler olabileceğini biliyordum. Ve en kötüsü de buydu, neler olacağını bilmek.

O kadar çok dalmıştım ki beni içine çeken düşüncelere, Steve'in kolumu tutmasıyla yerimde sıçramıştım. Steve kaşlarını çattığında, " Eva? " dedi soru sorarcasına. Ona baktım, eli kolumu usulca okşuyordu. Gülümseye çalıştım ve kolumu okşayan elini tuttum. " İyi misin? Kötü görünüyorsun. " dediğinde, " İyiyim. " demiştim hemen. Başını salladı ama yüzündeki ifadeden bana inanmadığını anlamıştım. O esnada, Harry ve Jessica bize doğru geldiklerinde Jessica gülümseyerek, " Tebrik ederim, umarım bir ömür boyu evliliğiniz sürmeye devam eder. " dediğinde önce bana, ardından Steve'e elini uzatmıştı.


Harry ise, yüzündeki zoraki gülümsemeyle birlikte, sadece " Tebrikler. " demiş ve elini uzatarak ikimizlede tokalaşmıştı. Ardından onlarda gittiklerinde, sadece ben ve Steve kalmıştık.
Steve elimi tutmuş, arabaya doğru ilerliyorken soğukça esen rüzgar titrememi sağlamıştı.
Steve aniden durmuş ve ceketini çıkartırken söylenmeye başlamıştı. " Sana demiştim üzerine bir şey al diye, üşüteceksin. " dediğinde üzerinden çıkarttığı ceketini omuzlarıma koymuştu.
" Bir kez de dinle beni. " diyerek söylenmeye devam ettiğinde arabanın kilidini açmış ve ilerleyerek arabaya binmişti. Kısa bir anlığına öylece orada durduktan sonra bende aramaya binmiştim ve Steve sürmeye başlamıştı.




Aramızdaki uzun süren sessizliğin ardından Steve,
" Ne oldu sana? Yoksa baban ve annen kardeşini alıp gittileri için mi böylesin? Tamam pekala, kardeşin istiyorsan eğer yarın gelir. Sadece orada herkesin içinde babanla tartışmak istemediğim için bir şey demedim. " dediğinde ona dönmüştüm. Başımı iki yana hayır anlamında salladım. " Kardeşimle bir alakası yok Steve, sadece yoruldum. " dediğimde derin nefeslerinin ardından başını sallayarak onaylamıştı beni. Başımı cama yaslamış yolu izliyorken bugün gelen mesajı düşünüyordum.
Harry'ye bir an önce söylemeliydim.


Evin önüne yaklaştığımızda Steve arabayı park ettiği sırada telefonumun titremesiyle çantamdan telefonumun kilidini açmış ve gelen mesaja bakmıştım. Mesaj Harry'den di.



Bugün sende bir şeyler vardı, ne oldu Eva?
Düşünmekten çıldırmak üzereyim, lütfen ne olduğunu söyle.
- Harry





Mesajı okuduğum sırada Steve'in sesini işittim.
" Kim o? " dediğinde hızla ona bakmıştım. Tam kafasını eğip mesaja bakacaktı ki, ben hızla arabadan inmiş ve eve doğru ilerlemeye başlamıştım.
Hızlı adımlarla eve ilerliyorken arkamdan gür sesini duydum. " Eva! " Sesini duymamla elim ayağıma daha dolaşmış ve daha çok telaşlanmıştım. Ayaklarımdaki topuklu ayakkabı yürümemi zorlaştırırken yeniden mesajlara girmiş ve Harry'nin mesajını silmiştim. Tam o esnada elimden çekilen telefonla birlikte hızla dönmüş ve Steve'in telefonumun ekranına baktığını görmüştüm.
Elimdeki telefonumu yere hızla atıp ayağıylada üzerine basıp ekranını parçalara ayırdığında ateş saçan gözlerini gözlerime dikmişti.


Aniden elini boğazıma sardığında sırtımın kapıyla buluşmasına sebep olduğunda sırtımın acısından dudaklarım arasından acı dolu inlemem dökülmüştü. Ellerim hızla boynumu tutan eline gittiğinde elini boğazımdan çekmeye çalıştım ama o boğazımı daha da fazla sıkmış ve bundan dolayı gözlerim dolmuştu. " Kimdi o?! " diye yüzüme karşı bağırdığında deliye dönmüş gibiydi. Bu görüntüsüne yabancı değildim, seneler boyunca çokça şahit olmuştum bu görüntüsüne. Göz yaşlarım yanaklarımdan hızla akmaya başladığında çırpınmaya ve onun güçlü ellerinden kurtulmaya çalıştım.


Eva || harrystyles. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin