Keyifli okumalar herkese🌼🌼🌼🌼
Sabah gözlerimi açtığımda hava daha yeni aydınlanıyordu. Nerdeyse tüm gece ağlamaktan gözlerim acıyordu.
Şaşkın ve mutluydum. Babamın duygularına ilk kez şahit oluyordum. Bana kıyamadığını söylemişti....Neden hiç hissedememiştim o zaman? Sevgisini göstermekte zorlanır hatta çaba sarfetmezdi ama...
Seviyor muydu yani beni?
Belki de hep yanılmıştım. Babam konusunda yanılmıştım. Fakat anneme olan sonsuz sevgim babamdan soğumama sebep olmuştu. Çünkü O, annemi yaralardı. Annemi üzerdi. Annemi aldatırdı.
Gözlerimi ovaladım. Kollarım arasında ki çerçeveye baktım. Annemin yüzüne bir öpücü kondurup çerçeveyi yerine koydum. Yataktan kalkıp kendi odama geçtim. Üzerimi değiştirdikten sonra sakin adımlarla merdivenlerden indim. Saay yediydi. Ev birazdan hareketlenirdi.
Kimse uyanmadan evden ayrıldım ve köyün mezarlığına yürümeye başladım. Her bir adımımda yaşadığım anlar zihnime çöreklendi. Annemi toprağa gömmeleri...yakarışlarım...Saruhan'ın yaşlı gözlerle erkeklerin arasından bana bakması...Şehriban'ın utanmadan mezarlığa gelmesi.
7 yıl önce.
Şanlıurfa- Suruç.Bütün gece gözlerine uyku girmemişti Berrin'in. Ne kadat bu gecede annesiyle yatmak istese de annesi müsade etmemişti. Kendi odasında rahatça yatmasını söylemişti. Berrin itiraz etmişti. Onun en rahat olduğu yer annesinin sıcak kollarıydı zaten!
Saat sabahın yedisiydi. Yorgun bir şekilde yataktan kalktı iki ay önce on yedisine giren Berrin. Duşa girip üzerini değiştirdi. Annesini kontrol etmesi gerekiyordu. Zaten sıkıntılıydı içi. Kendini daralmış hissediyordu.
Babası ise annesinin odasının yanında ki odada kalıyordu. Hastalanmasıyla ayrı odalarda yatmaya başlamamışlardı. Yıllardır ayrı yatarlardı zaten.
Berrin annesine sürpriz yapmak için önce murfağa indi. Annesine güzel bir kahvaltı hazırladı. Daha sonra saksıdan bir kaç tane ortanca koparıp vazonun içine koydu. Annesi bayılırdı ortancalara. Gülümsedi Berrin. Merdivenleri heyecanla çıktıktan sonra annesinin odasına girdi.
Tepsi yerle buluştu.
Önce elleri titredi. Sonra dizleri. Gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı. Çığlık çığlığa bağırıyordu. Annem diye haykırıyordu.
Kendini annesinin yatağına attı. Bergüzar'ın yavaş olan solukları tamamen kesilmişti. Burnundan ve ağzından gelen kanlar yüzünde yollar çizmiş,kurumaya yüz tutmuştu. Yastığı kan içindeydi.
Defalarca annesini sarstı. Bağırdı. Onu sıkıca kucakladı. Annesi gitmiş olamazdı değil mi? Onu yalnız başına bırakmış olamazdı? O bunu Berrin'e yapmazdı. Yapamazdı. Hani hiç ayrılmayacağız demişti...Neden gitti?
Sonra bir çift kol onu annesinden kopardı.
Babası.
Yüzünde tek bir mimik yok.
Bağırmaya başladı babasına. Hakaretler etti. Vurdu. Neden onu annesinden koparıyordu? Neden yapıyordu bu gaddarlığı? Neden?
Daha sonrası tam bir keşmekeşti. Annesinin cenazesini kaldırdılar. Pek bir şey hatırlamıyordu Berrin. Beyni uyuşmuş gibiydi. Gitmişti annesi.
Yapayalnız kalmıştı.
Cenazenin olduğu gün onun kabullenişiydi. Annesini o kara toprağa gömdüğu gün, O da tüm mutluluğunu gömmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yegâne
Teen Fiction"Seviyor musun onu?"dedim titreyen sesimle. Gözlerini acı çekiyormuş gibi kapattı. Elimi ittirdi. Elimi yanağına koydum. "Yapma..."diye fısıldadı fakat yanağını avcuma yasladı. Gözlerim sulanmıştı. Onu o kadar çok özlemiştim ki... "Seni çok seviyoru...