B16-Yarım kalmayalım.

4.9K 238 21
                                    

Keyifli okumalar herkese🌼

Uzun bir bölüm oldu,

Yorumlarınızi bekliyorum canlarım lütfen satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin💕

🌼🌼🌼

Şehriban bir iki saniye sustuktan sonra kocasına döndü.

"Nerden çıkmış bu?"

Hasan söze girdi.

"Ziyaret günü Berrin'i görünce...Büyümüş, serpilmiş dedi. Saruhan'ı da evlendirmek istiyorlarmış. İlk başta renk vermedim,malum oğlan bir kaç ay önce nişan attı."

Şehriban elini boşver manasında salladı.

"Berrin okumuş etmiş kız. Görücü usulü mü kaldı artık? Hem O buraya seni görmeye geldi, evlenmeye değil. Yine de sen bili--"

"Onlar birbirlerine sevdalı, biliyorum."

Şehriban donup kaldı. Böyle bir şey duymayı beklemiyordu. Gözlerini kırpıştırıp Hasan'a döndü.

"Sen ne dersin Hasan? Ne zaman birbirlerini gördüler de sevdalanacaklar?"

Hasan divanda ki oturuşunu değiştirip onlara kahve getiren Çimen'e baktı. Bu ilişkiyi bilenlerden biri de Çimen'di zaten. Sessizce kahveleri verip geri çekildi fakat konuşmaları dinlediği için yüreği ağzında atıyordu. Kaçarcasına salondan çıktı.

"Geçmişte..Tâ Berrin on altı yaşındayken. Mazi işte. Sonra ki olayları biliyorsun ama..Ben onların ziyaret günü birbirlerine olan bakışlarını gördüm. Saruhan'ın kızıma bakışını...En önemlisi de Berrin'in daha önce kimseye böyle bakmadığını fark ettim."

Kahvesinden bir yudum aldı ve devam etti.

"Belli, seviyorlar birbirlerini. O mutlu olacaksa bu düğün olacak. Fakat benim konuşmam münasip olmaz. Sen konuş."

Şehriban gerginlikle yutkundu. Berrin ile baş başa? Nefret dolu bakışlar, aşağılamalar ve belki bağırış çağırış bir dolu kavga..

"Emin misin? Sırf bana nefretinden bile o an reddedebilir."

Hasan başını iki yana salladı.

"Akşam odasına git, konuş. Cevabını hemen verecek. Kenan Ağa'ya yarın haber vereceğim diye söz yollattım."

Şehriban derin bir nefes aldı. Başını sallamakla yetindi.

**

Akşam yemeği için sofralar kurulurken Berrin kısa bir yürüyüş yapmak için ikindi vakti sokağa çıkmıştı.

Her şey üst üste gelmeye başlamıştı. Vurulması, insanların eve doluşmaları ve son olarak İdris-Nazlı olayı. Biraz kafasını dinlemeye ihtiyacı vardı.

Kafası sürekli birileriyle meşguldu. Ya babasıyla,ya Saruhan ile ya da bu konularla. Bazen kendini unutur olmuştu.

Şimdi elleri cebinde, tanınmamak için kapuşonunun şapkasını başına geçirmiş ağır adımla yürürken kendi hayatını uzun zamandır unuttuğunu hissetti.

İki aydır Berrin değildi sanki. Kendi değildi. Babasıyla arasında buz dağları olan on yedi yaşında ki hırçın ve sulugöz kızdı konaktayken. Saruhan ne zaman aklına gelse ya da ne zaman yanyana gelseler bu kez deli dolu bir aşık. Biraz utangaç, biraz kıskanç ama çokça mutlu. Nazlı hatrına geldiğinde ise kırgındı. Kızgındı. Kendini kandırılmış hatta kullanılmış hissediyordu.

O gün Gülnaz'a posta koyup evden kovmuş olabilirdi ama bazı söylediklerinde de haklıydı. Onu Berrin getirmişti buraya. Dostum diye, kardeşim diye tanıtmıştı. Ve bu kız onun nişanlı kuzeninden hamile kalıp kaçmıştı. Bu da yetmemiş, kuzeni de peşinden gitmişti. Bir yanı pek hazetmediği İdris'in Nazlı ve bebeğine sahip çıkmasına sevinse de Nazlı'nın nasıl olur da bir adam için işini gücünü bırakabileceğine aklı sır erdiremiyordu.

YegâneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin