Keyifli okumalar herkese🍁🌼🌼🌼
Nazlı ve İdris ortalıktan kaybolmuşlar ve hâlâ yoklardı. Dayım bu gece burada kalmamda aşırı ısrarcıydı ve bende onu kıramadım. Nazlı'yı aramıştım ama açmıyordu.
Akşam yemeği için hazırlıklar yapılırken Nazlı ve İdris beraber eve geldiler. İkisinde de aptal bir sırıtış vardı. Buna anlam veremedim. Elimde ki tabağı masaya bırakıp onların yanına gittim.
"Naber?"dedim ikisinde gözlerimi gezdirirken.
"İyilik.."dedi İdris sırıtarak. Yandan Nazlı'ya bir bakış attı. Nazlı da dudağını dişleyerek karşılık vardı.
"Nerelere kayboldunuz?"dedim kollarımı göğsümde birleştirirken. Aklıma hiç iyi şeyler gelmiyordu.
"Hiç...İdris bana biraz Urfa'yı gezdirdi o kadar..."dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu Nazlı.
Salona giden Nazlı'nın arkasından bakıp İdris'in koluna yapıştım. Benden böyle bir tepki beklemeyen kuzenim afalladı. Bende beş yaş büyüktü.
"İdris...uzak duracaksın. Bir daha uyarmayacağım seni. Reyhan duysa..."
Kaşlarını çatıp kolunu elimden kurtardı.
"Başlatma şu köylü kezbanına...Umrumda değil."deyip üst kata çıkmaya başladı.
Sinirle soluyup salona girdim. Herkes sofradaydı. En baştan oturan dayım eliyle sandalyeyi gösterince hemen oturdum. Keyifli bir yemeğin ardından kahveler için avluya geçildi. Bir saat kadar da kahve içilip sohbet ettik. Telefonumun çalmasıyla ekrana baktım. Babam arıyordu.
İstemsizce midemin kasıldığını hissetim. Müsade isteyip oradan uzaklaştım ve evin dış kapısına ilerledim. Korumalara selam verip yola çıktım.
"Efendim?"
"Nerdesin sen!"diye bağırmasıyla derin bir nefes aldım.
"Amed Dayımdayım. Bu gece burada kalaca--"
"Derhal eve geliyorsun!"diye kükredi.
"Misafirim var. Belki istemezsin.."dedim alayla.
"Onu da getir. Ama gel. Hemen."deyip telefonu kapattı.
İçeri girdiğimde acil bir işimin çıktığı yalanını söyleyip Nazlı'yı yanıma aldığım gibi bir taksiye atladım. Taksici bizim konağa sürerken Nazlı'ya döndüm.
"Siz hayırdır ya?"dedim tekrardan. Nazlı gözlerini devirdi.
"Aman Berrin...Ne uzattın bir şey olduğu yok."deyip dudaklarında ki ruju tazelemeye devam etti.
Konağa geldikten sonra taksiden indik. Korumalar kapıyı açarken Taha'nın Nazlı'yı süzdüğünü gördüm. Nazlı konağa doğru ilerlerken hızla Taha'ya döndüm.
"O gözlerin rahat dursun!"
Taha hızla başını önüne eğdi. Bende sinirle konağa girdim.
Şehriban bizi kapıda karşıladı. Yüzüne bile bakmadan odama çıktım. Nazlı'yı da peşimden sürükledim.
Daha sonra birkaç saat babamla birlikte oturduk. Babam ve Nazlı sohbet ettiler. Ara sıra Şehriban'da katıldı bu sohbetlere. Ben ise sessizce oturmakla yetindim. Yatağa girip gözlerimi kapatmak istiyordum.
Uyumak için odama çıktık. Nazlı benimle kalmak istedi.
"Iyyy harbiden uyuz bir şeye benziyor bu Şehriban..."dedi yüzüne krem süren Nazlı. Pijamamın altını giydikten sonra yatağa girdim. Nazlı da yanıma uzandı. Bazen beraber yatardık. Ben gökgürültüsünden çok korkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yegâne
Teen Fiction"Seviyor musun onu?"dedim titreyen sesimle. Gözlerini acı çekiyormuş gibi kapattı. Elimi ittirdi. Elimi yanağına koydum. "Yapma..."diye fısıldadı fakat yanağını avcuma yasladı. Gözlerim sulanmıştı. Onu o kadar çok özlemiştim ki... "Seni çok seviyoru...