Keyifli okumalar herkese
***
"Benan'ın mamasını yedirir misin Ebrar?" Dedi Berrin yatak odasından çıkarken.
Ebrar gülümseyip başını salladı ve bebek odasına girdi. O sırada 1 yaşında ki Cenk'le çocuk odasından çıkan Zara eltisinin yanına geldi.
"Naber Berrin?"
Berrin gülümseyip iyiyim dedikten sonra alt kata indiler. Havin Hanım ve Hatice salonda oturuyorlardı. Berrin'i gören Hatice 7 aylık şiş karnını tutup ayağa kalktı. Havin Hanım konuşmak için Berrin'i çağırmıştı.
"Seni bekliyor. Üstüne gitme,meraklanma seni suçlayacagını sanmıyorum. Artık O da bazı şeylerin farkında."diye fısıldadı Hatice.
Berrin başını sallayarak gülümsedi. Zoraki ama mutlu görünüyordu.
Havin Hanım yorgun gözlerle ona baktı.
"Niye geri döndün?" Dedi gayet durgun bir sesle.
Berrin iç çekti. Camdan dışarı baktı.
Hamile olduğunu öğrenen Saruhan apar topar onu bulmuştu. Ne yapıp etmiş ve onu ikna ederek barışmışlardı. Doğuma az bir vakti kalan Berrin ise kızını babasız büyütmek istemediği için barışmıştı.
Saruhan ise Berrin'in yanına Bodrum'a gittikten ve barıştıktan kısa süre sonra Urfa'ya dönmüştü. Çiçek'in abisini hapse attırdıktan sonra onu boşamış ve Ankara'da bir aile dostlarının yanına yerleştirmişti. Aile Çiçek'i kendi kızları gibi benimsemişlerdi. Üniversite sınavına hazırlanmış ve kazanmıştı. Üniversite başladıktan kısa süre sonra da bir çocukla tanışmış ve ona aşık olmuştu. Normale dönen hayatı ile sıradan bir genç kız hayatı yaşıyordu. Yaraları iyileşmişti. Hem vücudunda ki hem kalbinde ki. Saruhan'a beslediği duyguların aşk olmadığını kavraması ise Urfa'dan uzaklaşır uzaklaşmaz anlaşılmıştı. O, ona muhtaç olduğu için onu sevdiğini zannediyordu. Ve buna aşk diyordu. Ama hayır değildi. Hayatında ki tek sorun vizeleri, arkadaş ilişkileri, giyeceği etekle gömleğinin uyumu olduğu zaman gelen bu çocuk ise tam anlamıyla çıkarsız ve sevgi dolu bir aşktı. 5 aydır birlikteleri ve Sedat onun parlak sarı saçlarına, güzel mavi gözlerine her baktığında içi titriyordu. O kadat naif ve guzeldi ki bu kızla evleneceği günü iple çekiyordu.
Berrin bakışlarını camdan çekip Havin'e baktı.
"Benan için."
Havin iç çekti.
"Sadece onun için mi?"
"Kocamı seviyorum."
Havin güldü.
"Sen çocukkende seviyordun onu. Ama terk edip gitmiştin. Sonra yine gittin ve döndün. Böyle her keyfine estiğinde gidip gelecek misin?"
Berrin baygın bakışlarla süzdü kaynanasını.
"Üzerime eski nişanlısını getirmişti. Ne yapacaktım? Susup kabullenecek miydim? Siz ne yapardınız?"
Havin başını iki yana salladı.
"Hayır etmezdim. Biz Kenan Bey'le görücü usulü evlendik. İkimizde birbirimizi sevemedik ama hep saygı duyduk. Dört tane çocuğumuz oldu. Ama ben her sorunda kaçıp gitmedim çünkü her zaman kocamın mantıklı bir açıklaması olacağını bilecek kadar tanıyordum onu. Demek ki sen Saruhan'ı hiç tanımamışsın. Ben Çiçek'i hep istedim. Senden sonra evlenmelerini istedim ama senin geri dönmenle Saruhan nişan attı. Yapacak bir şey kalmamıştı. Sonra seninle evlendi. Kendine haksızlık eden oğluma içim gitse de sesimi çıkaramadım. Sonra o kızla evlendi çünkü onu kurtardı. Ama sen bunu hiç umursamadın. Ancak boşadığında geri döndün ve onunla boşanmaktan vazgectin. Bu da seni merhametli değil çıkarcı biri yapar. O yüzden herkesin gözünde melek olsan da benim için hep kendini düşünen bir bencil olacaksın."dedi Havin sözlerini acımasızca devam ettirerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yegâne
Teen Fiction"Seviyor musun onu?"dedim titreyen sesimle. Gözlerini acı çekiyormuş gibi kapattı. Elimi ittirdi. Elimi yanağına koydum. "Yapma..."diye fısıldadı fakat yanağını avcuma yasladı. Gözlerim sulanmıştı. Onu o kadar çok özlemiştim ki... "Seni çok seviyoru...