3

288 100 56
                                    

Merhabaaaaa! Tekrar burada olmam çok uzun zaman sürdü ve muhtemelen bu kimsenin umurunda değil. LGS yüzünden tüm hayat enerjim sömürüldü. Canım hiçbir şey yapmak istemiyordu ama artık kendimi toparlamam gerektiğini fark ettim ve buraya döndüm.

Neyse umarım bölümü beğenirsiniz. Aslında Selam Ben Hiç Kimse'yi tekrar yazmadan önce fazla değiştirmeyi düşünmüyordum ama kurgu ve olay örgüsü bayağı bir değişti. Yeni haliyle ilgili fikirlerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum. İyi okumalar. (Şu an kimse okuyacak mı ondan da emin değilim ama neyse gfgsxgev)

Şarkı: Halsey - I Hate Everybody

Kesinlikle dinleyin mükemmel.


Öylece durmuş, yeni hayatımıza bakıyordum.

''Nasıl buldunuz?'' dedi babam heyecanla. Onu üzmek istemezdim ama şimdiden İzmir'deki evimizi özlemiştim. Ve tabii ki Ege'yi...

''Harika!'' dedi abim sahte bir tebessümle. Babamın yüz ifadesinin değiştiğini görünce ben de gülümsedim. Onun üzülmesi isteyeceğim son şey olabilirdi.

''Beğenmediniz,'' dedi babam ve omuzlarını silkti. Hemen yanındaki kanepeye oturup başını öne eğdi.

Birkaç saniye abimle bakıştık. Burayı seviyor gibi yapmalıydık.

''Hayır, baba burası gerçekten çok güzel!'' dedim sahte bir sesle. Sesimin biraz daha gerçekçi çıkmasını ummuştum.

''Bu ev gerçekten çok güzel baba,'' dedi abim babamın yanına otururken. ''Eski evden daha büyük.''

Bakışlarımı abimin üzerinden ayırıp içinde olduğum apartman dairesinde gezdirdim. İzmir'deki evimizden çok daha büyüktü. Ayrıca babam bütün eşyalarımızı yenilemişti. Neden böyle bir şey yaptığını gerçekten anlamıyordum. Abim de ben de, aslında daha çok ben, o eşyalara fazlasıyla anlam yüklüyorduk. Onlar annemin hatıralarıydı. Bazen yeterince derin nefes alabilirsem onun kokusunu hissediyor gibi oluyordum. Gözümü kapatınca ona dokunduğumu hayal etmek çok daha kolaydı. Şimdi onu terk etmiş gibi hissediyordum. Belki o eve yüklediğim anlam çok saçmaydı ama benim için değerliydi.

''Baba odam nerede?'' diye sordum sesimin titremesine engel olmaya çalışarak.

''Yukarıya çık,'' dedi babam işaret parmağıyla tavanı gösterirken. ''Soldaki ikinci kapı.''

Hızlı adımlarla ilerledim ve ayaklarım merdiven basamaklarını dövmeye başladı. Soldan ikinci kapıyı yavaşça araladım. Kesinlikle odama girmiş gibi hissetmiyordum.

''Tamam, merhaba sevgili yeni odam,'' diye mırıldandım yumuşak bir sesle. ''Şimdiden anlaşalım, eskisinin yerini tutamazsın.''

Yatağın üstündeki kediciği kucağıma aldım ve dolabın kapağındaki dev aynanın karşısına geçtim. Elimdeki kediciğe baktım.

''En azından sen buradasın,'' dedim dudağımı büzerek.

Bu kediyi biz henüz beş yaşındayken Ege'nin babası hediye etmişti bana. Aynısından Ege'de de vardı.

''Beni yalnız bırakmazsın değil mi kedicik?'' dedim yerdeki beyaz, yumuşak halıya yatarken. ''Babam eşya seçiminde fena sayılmaz. Eskilerinin yerini tutmayacak ama.''

Kediyi havaya kaldırıp odanın her tarafını görebilmesi için çevirdim.

''Sence nasıl?'' dedim ve biraz durakladım. ''Odam gibi değil. Zaten burası da evim gibi değil.''

Derin bir iç çektim.

''Eminim Ege çok beğenirdi.''

Cümlemi bitirdiğimde aniden çalan telefonla irkildim.

Selam Ben Hiç Kimse - 2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin