19

60 21 15
                                    

Merhaba kankileeeeeer! Napıyonuz? Ben iyiyim. Bu bölüm için baya uğraştım beğenin lütfen. Beğenmezseniz bile beğendim deyin. Her neyse.

Sizinle ciddi bir şey konuşçam hazır mısınız?

Ben hazırım.

Ben bu hikaye için çok emek veriyorum ve bunu çok severek yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim. Bazen yazarken ''Ne saçmalıyorum ulan?'' diye düşündüğüm oluyor. Özellikle şu son birkaç hafta garip bir depresiflik vardı üzerimde. Gerçi hepimizde var. Malum eve sıkışıp kaldık. Hayat anlamsız geliyor. (Tamam biraz abarttım.) İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. (Bu abartı değil.) Çoğunuz böyle hissediyorsunuz, biliyorum. Bu yüzden aslında çok severek yaptığım şeyler (yani yazmak) bile eziyet gibi geliyor. Başına oturduğumda kalkmak istiyorum çünkü YAZAMIYORUM. Normalde ben dururum ve kelimeler zihnimde dolaşır ve cümleleri oluşturur. Oradan da parmaklarıma akar. Başta söylediğim gibi: Bu bölüm için çok uğraştım. Çünkü klavyenin başına ne zaman geçsem hikayem çok kötüymüş ve ben yazamıyormuşum gibi geldi. Neyse ki birkaç gündür iyi hissediyorum ve bu bölümü içimden gelerek tamamladım. Bunları neden anlattım? Bilmem gtfyhcdchb. Şaka. Anlattım çünkü sizden bol bol yorum ve oy... Şaka lan şaka. Sizden beni eleştirmenizi istiyorum çünkü buna çok ihtiyacım var. Bana mesaj atabilirsiniz. Okuyanların neredeyse hepsi arkadaşım olduğu için bana kolaylıkla ulaşabilirler ama eğer yabancıysanız bana instagramdan yazın lütfen.

Hesabım: iremm_lbbh

Lütfen ELEŞTİRİN. Gömmek serbest. Karakterlere sövmek serbest. Lütfen açık açık bana eksiklerimi söyleyin ki ben gelişebileyim.

Hepinize teşekkür ederim.

İyi okumalar.

''Bir de şeyi mi denesen?'' dedi Mert aynı umut dolu yüz ifadesiyle. Saatlerdir arkadaşlarından herhangi birinin telefon numarasını hatırlamaya çalışıyordu. ''Sonuna dokuz yerine altı koy.''

Artık bıkmış ve doğru numarayı bulacağımıza dair umudumu yitirmiş olsam da numaranın sonundaki dokuzu silip onun yerine altıyı tuşladım.

''Eminsin değil mi?'' dedim aramadan önce. Yüzünü dikkatlice inceledim fakat tepki vermedi. Tabii ki emin değildi. Tıpkı bundan önce denediğimiz yüzlerce numaradan emin olmadığı gibi.

''Pekâlâ,'' diye mırıldandım ve nefesimi tutup parmağımı yavaşça ara tuşunun üzerine getirdim.

Dur!

Elimi hızlıca telefondan çektim. Kafamın içindeki kız bana bir şeyler söylemek istiyordu ve o her zaman haklı çıkardı. Bana yardım edebileceğini düşünüyordum.

''Neden durdun?'' dedi Mert kaşlarını şüpheyle çatarak. Onu umursamadan sesin konuşmaya devam etmesini bekledim ama birkaç saniye boyunca hiçbir şey söylemedi.

''Arasana Eylül!'' dedi Mert bu sefer sesini yükselterek.

Hey!

Neden sustun?

''Eylül neden aramıyorsun?'' dedi ve elimdeki telefonu almaya yeltendi. Eline sertçe vurdum. Acıyla inledikten sonra bunu neden yaptığıma ve sorunumun ne olduğuna dair bir şeyler geveledi fakat ben zihnimin içine odaklanmakla meşgul olduğumdan onu pek anlamadım.

Son rakam 6 değil.

8.

Burak'ın numarası.

Acele edin.

Baban ve abin uyanmak üzere.

Babam aklımdan tamamen çıkmıştı. O kadar olayın içinde babama yapmak zorunda kalacağım açıklamayı unutmuş olmam hiç iyi olmamıştı. En azından bu kızın onları bir şekilde oyaladığını biliyordum artık. Endişelenmeyi bırakıp son rakamı sekiz olarak düzelttim ve Burak'ı aradım. Mert hala şaşkın bakışlarla beni izliyordu.

Selam Ben Hiç Kimse - 2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin