7

172 84 15
                                    

SEEEELAAAAM! Aslında bölüm daha geç gelecekti ama Buzem isteyince hemen tamamlayıp atayım dedim. Yalnız bir bölüm yazmışııım. Üfff. Efsane oldu. Aşırı mütevaziliğimin kusuruna bakmazsınız değil mi? Neyse hadi uzatmayalım. Ama bir son yazmışııım.

Hadi okuyun gvsdhbec

İyi okumalaaaar!

Oy verip yorum yazmayı unutmayın lütfen!

Bu arada bölüm şarkısı Serdar Ortaç'tan Poşet çünkü neden olmasın?




Korku tüm vücudumu kaplamıştı. Buraya hiç gelmemeliydim, diye düşündüm arkamdan beni sıkıca saran kolların sıcaklığını hissedince. Ağzımı o kadar sıkı kapatmıştı ki nefes alamıyordum. Ciğerlerim yanmaya başlamıştı.

''Eylül?'' dedi sessizce arkamdaki hiç de yabancı olmayan ses. Beni bırakmasıyla boğazına yapışmam bir oldu. Onu hiddetle ittim ve sırtının duvara sertçe çarpmasına neden oldum.

''Salak mısın lan sen?'' diye bağırdım öfkeyle. Boğazını istemsizce fazla güçlü sıkmış olmalıydım ki yüzü kıpkırmızı olmuştu. Bunu fark edince parmaklarımı biraz gevşettim.

''Eylül ne yapıyorsun?'' dedi Mert, zar zor nefes almaya çalışırken.

''Sapık mısın sen?'' diye bağırdım ses tonumu biraz bile alçaltmadan. '' Ne kadar korktum haberin var mı?''

''Eylül ne diyorsun anlamıyorum! Boğazımı bırakır mısın nefes alamıyorum.'' dedi Mert ve hala boğazında duran ellerimi tutup kendini kurtardı. 'Sen iyi misin?''

''Sence?,'' diye bağırdım tekrar ve ellerimi iki yana açtım ''Az önce beni deli gibi korkutmana rağmen mi?'' der gibi.

''Mert ne oluyor?' dedi bize yaklaşırken, adının Sude olduğunu hatırladığım kız.

''Abi neden bağırıyorsunuz gecenin bu saatinde?'' diye ekledi Burak. ''Manyak mısınız?''

''Sizin bu sapık arkadaşınız şey yaptı...''

''Ne?'' dedi Deniz kaşlarını kaldırarak.

''Sadece omzuna dokundum!'' dedi Mert şaşkın bir yüz ifadesiyle. ''Oysa boğazıma yapıştı.

''Ne?'' dedim aynı şaşkın ifadeyle. Ama sesim olmasını umduğum kadar yüksek çıkmamıştı. Sadece omzuma dokunmamıştı!

''Eylül sen iyi misin?'' dedi Sude birkaç adım daha yaklaşırken. ''Biz kafeden sizi izliyorduk. Mert sadece omzuna dokundu.''

''Madem izliyordunuz bu manyak boğazıma yapışınca niye gelmediniz?'' dedi Mert sinirli bir sesle.

''Abi biz onu başka bir şey sandık ya,'' dedi Deniz imalı bir ses tonuyla. Olayın şokunda olmasam muhtemelen onu biraz hırpalardım ama o anda kolumu bile kıpırdatamıyordum. Bizi mi izliyorlardı? Fakat ben buraya geldiğimde kafenin içinde hiç ışık yoktu. Önümde dikilen üç bedenin ardından kafeye baktım. Işıklar yanıyordu. İçeride müşteriler vardı.

''Bu saatte neden açık burası?'' dedim şaşkın bir sesle.

''Eylül, iyi misin,'' dedi ve kolumu tuttu Mert. Anında onu ittim istemsizce. Herkese yaptığım şey bu değil miydi zaten. Yanımda olmak isteyen herkesi itip uzaklaştırıyordum kendimden. Hiçbir şey olmamış gibi devam etti. ''Saat akşam sekiz. Elbette açık olacağız.''

''Ne,'' diye fısıldadım bu sefer. Gökyüzüne çevirdim bakışlarımı. Karanlık kaybolmuş, yerini güneşin batarken verdiği renge bırakmıştı.

Selam Ben Hiç Kimse - 2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin