Umut dolu gözlerle kapının yavaşça aralanmasını izledi Gözde. Kendini güvende ve huzurlu hissediyordu. Kendini yıllar sonra ilk defa evinde hissediyordu.
Kapı sonuna kadar açılmış, koyu kahverengi saçlarına ak düşmüş, yeşil gözlü bir hanım kızlara şüpheci bakışlar atıyordu.
''Merhaba,'' dedi Gözde heyecanlı bir sesle. ''Ben Eren Akbaş'la görüşecektim.''
''Gözde, sen misin?'' dedi kadın. Bir yandan da gözlerini apartmanda gezdiriyordu. Sanki birilerinin onları görmesinden çekiniyor gibiydi.
''E- evet, benim,'' dedi kız heyecanla. Karşısında duran hanım, üvey kardeşlerinin hanımı olmalıydı. Onu birkaç fotoğraftan anımsar gibiydi. Ama hiç yüz yüze görüşmemişlerdi. Kardeşleriyle de öyle...
''Senin burada ne işin var?'' Kadının solgun yüzü ciddileşmişti. Kızın burada olmaması gerektiğini biliyordu. Karşısında duran, ona anlamaz gözlerle bakan kızdan çok daha fazlasını biliyordu. Ondan korkuyordu. Kendisine zarar vermesinden korkuyordu. Birkaç adım geriye çekildi.
O sırada kolunda bir el hissetti Gözde. Derin onu dürtüyordu. Dudaklarını kulağına yaklaştırıp konuştu Derin.
''Sanırım burada olmamamız gerekiyor.''
''Hayır Derin,'' dedi Gözde, öfkeli bir sesle. ''Buraya babamı görmeye geldim ve onu görmeden hiçbir yere gitmiyorum.'' Sert bakışlarını kadına çevirdi tekrar. Sesini yumuşatıp konuştu.
''İçeri girebilir miyim? Söz veriyorum, babamı görüp gideceğim. Sadece onu görmek istiyorum. Lütfen.''
''Kim gelmiş anne?'' dedi o sırada mutfaktan çıkan kız. Gözde, bakışlarını kadından kıza çevirdi. Gülümsedi ve konuştu.
''Merhaba. Şey... Ben Gözde. Ablan.''
Karşısında duran küçük kızın gözlerindeki ışıltıyı gördü Gözde. Kız birkaç adım atarak Gözde'nin yanına ulaşıp ona sarıldı.
''Hoş geldin abla. Hiç gelmeyeceksin sandım.''
Gözde ağlamamaya çalışarak, kızın sarılmasına karşılık verdi. Bir yandan da kadının sert bakışlarını üzerinde hissediyordu. Kadın küçük kızı kolundan tutup kendine doğru çekti.
''Duru, sen gidip ödevlerini bitir.''
''Ama anne, ablam_''
''Odana dön!'' diye gürledi kadın bu kez. Sesi apartmanda yankılanıyordu. Kız mecburen, ablasına el sallayıp odasına dönmek zorunda kaldı. Giderken, ''Yine gel, lütfen,'' diye sesleniyordu bir yandan.
Kadın tekrar Gözde'ye döndü. Bakışlarını yumuşattı. Zavallı kıza böyle davranmak zorunda olmaktan nefret ediyordu. Ama ona şefkat gösteremezdi. Eğer gösterirse kız evine sık sık gelirdi. Bu da çocuklarını tehlikeye atmak demek olurdu. Çocuklarını bu kızdan uzak tutup, o0nları korumalıydı.
''Babamı görmek istiyorum,'' dedi Gözde ağlamaklı bir sesle.
Kadın hüzünle iç çekti. Kızı bir kerecik olsun mutlu edebilirdi. Babasını görünce hevesi kursağında kalacaktı zaten. En azından birkaç dakika mutlu edebildi onu.
Kapının önünde çekilip eliyle girmelerini işaret etti.
''Baban evde değil. Markete kadar gitti. Ama birazdan gelir. Siz geçin içeride oturun.''
Kız yüzünde parlayan kocaman bir tebessümle içeri girdi. Salona girip koltuğa oturdu ve umutla babasını göreceği anı düşünmeye başladı.
Derin'in içinde bir huzursuzluk vardı. Arkadaşı buraya çok büyük bir hevesle gelmişti. İçinden bir ses, birkaç dakika sonra darmadağın olacağını söylüyordu. Çok kırılacaktı. Onu toplaması çok zor olacaktı. Ama nihayetinde toplayacaktı. Hep yanında olacağını biliyordu. Arkadaşını asla yalnız bırakmayacaktı. Ölüm onları ayırana kadar, hep yanında olacaktı arkadaşının.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selam Ben Hiç Kimse - 2020
Roman pour AdolescentsKim tarafından bırakıldığı belli olmayan adres kağıtları, bu adreslerde işlenen ve çözülemeyen cinayetler, kusursuz bir katil ve katili bulmaya çalışan bir grup genç... Eylül, arkadaşları ile bir seri katili yakalamaya çalışırken, bir yandan da k...