34

30 14 2
                                    

İyi bayramlaaaar.

Bu bölümle birlikte artık yavaş yavaş sona geliyoruz. Umarım istediğiniz gibi bir final yapabilirim. (Yoo yapmayacağım.)

Şarkı, Şebnem Ferah - Yalnız. Mutlaka dinleyin, mükemmel bir şarkı.

Umarım bölümü beğenirsiniz, iyi okumalar...



Uyanmıştım ama gözlerimi açamayacak kadar halsiz hissediyordum kendimi. O sırada arkadaşlarım anlamadığım bir konu hakkında tartışıyorlardı.

''Neyse, bırakın tartışmayı. Uyanırsa duyabilir,'' dedi Sude. O an daha önce uyanmış olmayı diledim. Gözlerimi açıp neyden bahsettiklerini sormak istedim ama gözkapaklarım o kadar ağırdı ki, kesinlikle gözlerimi açamıyordum.

Bana yaklaşan bir çift ayak sesi duydum. Biraz sonra üzerimdeki yorgan kalkmaya başladı ve soğuk beni ürpertti.

''Karnındaki iz tamamen geçmiş. Mor çizgiler de öyle,'' dedi Mert. Sesi oldukça endişeli geliyordu.

''Size söyledim,'' dedi Burak. ''Eylül'de normal olmayan bir şeyler var. Bunu onunla_''

''Bunu şu an konuşmayalım,'' diyerek Burak'ı susturdu Mert. Sesi çok ciddiydi.

''Onu hastaneye götürmeliydik,'' dedi Deniz. Sesinden kesinlikle dediklerinde haklı olduğunu düşündüğü anlaşılıyordu.

''Onlara ne diyecektik?'' dedi Sude öfkeli bir sesle. ''Arkadaşımıza değişik bir şey oldu. Biraz önce karnında birkaç harf kazılıydı ve vücudunda mor çizgiler vardı ama şu an yoklar, mı?''

''Lütfen şu konu hakkında konuşmayı kesin artık!'' diye bağırdı Mert. Ondan sonra birkaç dakika kimse konuşmadı.

Bir an, abim ve babam aklıma geldi. Korkuyla gözlerimi açıp doğruldum.

''Babam? Abim? Onlara ne oldu?''

Sorduğum soru baya aptalcaydı. Onlara ne olduğunu biliyordum. Ve artık... Anneme ne olduğunu da biliyordum.

Ben başımı öne eğip yorganı incelemeye başlarken, Sude yanıma geldi ve elimi tuttu.

''İyi misin bir tanem?''

Buğulu gözlerle başımı aşağı yukarı salladım.

''Öldüler mi?''

Sude'nin gülen gözleri soldu, yerini hüzünlü gözlere bıraktı. Gözlerimi acıyla yumdum ve birkaç damla yaşın yanağımdan süzülmesine izin verdim.

''Onlara veda bile edemedim,'' dedim titreyen bir sesle. ''Aptal bir şey yüzünden buraya geldim ama hastanede onların yanında olmalıydım. Ellerini tutmalıydım.''

''Yapabileceğin bir şey yoktu,'' dedi Mert bakışlarını kaçırarak.

''Evet, vardı,'' diye bağırdım. ''Benzin kokusunu almıştım. Onları kurtarabilirdim.''

''Eğer öyle bir şey olsaydı sen de ölebilirdin,'' dedi Mert. Ama kendisinin de buna inanmadığını biliyordum.

Başımı iki yana sallayıp dizlerimi karnıma çektim ve hıçkırmaya başladım. O an bedenime sarılan birkaç çift kol hissettim. Çıplak olmam umurumda bile değildi. Hepsine birden sarıldım.

''Artık giyinsen iyi olur,'' diye fısıldadı Mert kulağıma. Başımı salladım ve yatağın ucundaki kıyafetlerimi aldım.

''Biz çıkalım istersen,'' dedi Deniz elini boynuna götürürken.

Selam Ben Hiç Kimse - 2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin