Selamlar canlarıııım! Nasılsınız? Ben iyiyim. Yani iyi gibiyim. İyi ne demekse... Neyse :)
Bu bölüm biraz kısa oldu ama Gözde ve Derin'in hikayesini anlatan bölümlerin uzunluğu hemen hemen bunun gibi olacak. Neden kurgunun içine böyle bir hikaye eklediğimi merak ediyor olabilirsiniz (kimsenin merak etmediğine eminim ama beni bozmayıp merak ediyormuş gibi yapın dhghrebv) Bence bir kitap fantastik, bilim kurgu veya distopya bile olsa size bir şeyler katıp düşündürmeli. Eğer bunu yapamıyorsa o kitap kötüdür bana göre. Ben de bu kurgunun içine kendimden, düşüncelerimden bir şeyler ekleyip toplumsal olaylar üzerine söz söylemek istedim. Biz sustukça tepemize çıkıyorlar çünkü. Biz görmezden geldikçe her şey daha da kötüye gidiyor. Başınızı çevirip görmeyi reddettiğiniz gerçek ortadan kaybolmuyor çünkü. Her neyse umarım anlatabilmişimdir. Ben kelimelerimle neleri değiştiririm, düşüncelerim kimlere ulaşır bilmem. Bir kişiye bile ulaşsa kardır. Umarım beni anlarsınız.
İyi okumalar! Düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın lütfen.
3 yıl önce, 1 Ocak
Hava dondurucu soğuktu. Aynı gün içinde belki de onuncu kez tekrar yağmaya başlamıştı kar. Çocukların ve daima çocuk kalanların neşeli çığlıkları buz gibi havayı sımsıcak yapıyordu.
Derin de Gözde de yol boyu hiç konuşmadı. Gözde, Derin'in şimdiye kadar yüz kez kaçmış olmasını bekliyordu. Oysa kız konuşmadan onu takip etmişti.
Nihayet apartmana vardıklarında, Gözde sürekli Derin'in tepkilerini kontrol ediyordu. Ne zaman kaçıp gidecekti acaba? Tıpkı herkes gibi... Cebinden anahtarını çıkardı ve kapıyı açıp eliyle içeri buyur etti Derin'i.
''Bunu yapmamalıydın!'' dedi Derin, ayakkabılarını çıkarıp paspasın üzerine koyarken. Gözde sadece omuz silkmekle yetindi. Böyle bir tepki alacağını tahmin ettiği için fazla umursamıyordu ama korkmadığını söylese yalan olurdu. O an itiraf edemese de Derin'in gitmesi onu epey korkutuyordu.
''Neden yaptın ki bunu?'' diye devam etti Derin ve içeri giren Gözde'yi takip etmeye başladı. Kızın ağzından laf alamayacağını bilse de konuşuyordu işte. ''Ben senden böyle bir şey istemedim!''
''Dırdır etmesen olmaz mı?'' dedi Gözde ve montunu çıkarıp yere, kendisini de koltuğa attı. Derin de eski, tekli koltuklardan birine geçip oturdu.
''Dırdır mı?'' dedi Derin. Sinirleri fena bozulduğundan gülmeye başladı. ''Hiçbir şey olmamış gibi davranma! Bir kolye çaldın sen!''
Gözde rahatsızca kıpırdandı yattığı yerden. Hala yanıt bekleyen Derin'i takmadan ayaklandı ve mutfağa yöneldi.
''Çay koyuyorum içer misin?''
''Çay mı?'' dedi ve öfkeyle ayağa kalktı Derin. Onu umursamadan yürüyen Gözde'yi kolundan tutup kendine çevirdi. ''Dalga mı geçiyorsun sen benimle?''
Gözde Derin'in kolunu tutan elini aldı ve hiç de yumuşak olmayan bir şekilde bıraktı. Öfkelenmeye başlamıştı.
''Ne bekliyordun ki?'' diye bağırdı birden. Derin korkuyla sıçradı. ''Sen beni bir üst geçidin üzerinde intihar etmeye çalışırken buldun. Bir melek olmamı mı bekliyordun?''
''Ha-hayır. Ama_''
''Ama ne?'' diye bağırdı Gözde, Derin'in sözünü keserek. ''Ben hırsızım kızım. Babamı hiç tanımadım, annem de beni hiç tanımadı. Anlatabiliyor muyum? İpsiz sapsız çulsuzun tekiyim.'' Soluklanmak için durdu. Sesinin titremesine engel olmaya çalıştı. ''İstersen git polise şikayet et. İstersen unut beni, ben de gidip yarım bıraktığım işi bitireyim.'' Gözünden isyankar bir gözyaşı fırlayıp gitti. Derin'in vereceği cevaptan böyle korkması normal miydi? Ona saatler gibi gelen uzun bir süre sonra Derin nihayet cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Selam Ben Hiç Kimse - 2020
Genç KurguKim tarafından bırakıldığı belli olmayan adres kağıtları, bu adreslerde işlenen ve çözülemeyen cinayetler, kusursuz bir katil ve katili bulmaya çalışan bir grup genç... Eylül, arkadaşları ile bir seri katili yakalamaya çalışırken, bir yandan da k...