12

120 50 12
                                    

Merhabaaaa! Nasılsınız? Ben iyiyim. Bölümü bitirdim daha iyi oldum. Yalnız ben yazdım diye demiyorum bölüm çok iyi oldu. Biraz uzun oldu kusura bakmayın. Ay çok boş yaptım hadi okuyun. Oy vermeyi unutmayın lütfen :) Bölümü bitirdikten sonra beni eleştirirseniz mutlu olurum. Gömmek serbest!

Bu arada 3 tane muazzam Duman şarkısı ekledim DİNLEYİN! Bu aralar Duman'a biraz taktım da. Muhtemelen birkaç bölümde daha Duman şarkısı ekleyeceğim. Her neyse susayım artık. İyi okumalar :)



Beynimi delermişçesine çalan zile bela okuyarak kalktım yataktan. Pijamalarımı çıkartıp okul kıyafetlerimi giydim isteksizce. Yeni gün beni normal insanlar gibi mutlu etmiyordu yaklaşık yedi senedir. Her gün öncekinin aynısı ve en az önceki kadar banaldi. Okula duyduğum nefret zaten tükenmek üzere olan yaşam enerjimi daha da emiyordu.

Kapı tıklandığında ''Gir,'' dedim pek de yüksek olmayan bir sesle. Abim tüm neşesiyle içeri girdi ve alayla eğilerek selamladı beni.

''Majesteleri sizi okula bırakma şerefine erişebilir miyim?''

''Hayır,'' dedim son defteri de çantama tıkarken. Kırıcı tavrım yüzündeki tatlı gülümsemenin solmasına neden oldu. ''Dürüst olmak gerekirse sana güvenmiyorum. Ölmek için çok gencim.''

''Aman iyi be,'' diye bağırdı yüzünü buruşturarak. ''Şırfıntı!''

Gözlerimi devirip odadan çıkışını izlerken aklıma onlarla aynı otobüse binmek zorunda olduğum geldi. Hemen abime seslenip beklemesini söyledim. Bu fırsat elime bir daha geçmezdi. Gönlünü almak için çok uğraştım ama sonunda beni arabasına almayı kabul etti.

''Haberleri gördün mü?'' dedi arabayı hareket ettirirken.

''Ne haberi?'' diye sordum yüzümü buruşturarak.

''Hani şu adam var ya... Buraya yakın bir kafenin arkasında bulunmuştu. Duymadın mı hiç?''

''Ne?'' diyebildim sadece. Duymadın mı, derken ne demek istiyordu? O cesedi ben bulmuştum. Ve bunu abime anlatmıştım.

''Neyse anlaşılan duymamışsın,'' dedi ve omuz silkti. ''Biraz gündemi takip et. Cahil kalma.''

Neler olduğunu gerçekten anlamıyordum. O an aklımı kaçırıyormuş gibi hissettim. Belki de çoktan kaçırmıştım.

Bir saniye...

Ben aynı şeyleri iki kere yaşadım. Ama onlar sadece bir kere yaşadı.

Polisler izin verdiğinde eve dönmüş ve abime olanları anlatmıştım. Sonra gece olunca kafeye döndüm ve aslında oradan hiç ayrılmadığımı fark ettim. Dolayısıyla abim neler olduğunu hiç öğrenmedi. Ben bunu abime hiç anlatmadım. Midem bulanmaya başladı.

''İnanabiliyor musun?'' dedi fakat söylediklerinin hiçbirini dinleyememiştim. Heyecanla anlatmaya devam ettiğinde kusmak üzereydim.

''Adamı önce bıçaklamış. Öldürdükten sonra da karnına bir şeyler kazımış. Nasıl bir cani böyle bir şey yapabilir ki? Bazıları seri katil olabilir diyor ama bence değil. Sence?''

''Bilmem,'' diyebildim sadece, çekmecelerimden birindeki eski bir kutuya attığım adres kağıdını düşünerek. Sanki yaşananlar gerçek değildi de birazdan uyanacakmışım gibi hissediyordum. Fakat uyanıktım ama yaşadıklarımın gerçek olup olmadığından pek emin değildim.

''Adamın adı Sadık'mış. Buraya yakın bir yerde oturuyormuş. Babam dikkatli olmamız gerektiğini söyledi. Gerçi sen zaten dışarı çıkmazsın ama. Yine de dikkatli ol,'' dedi ve ne tepki vereceğimi görmek için bana baktı. Soğuk terler eşliğinde başımı salladım.

Selam Ben Hiç Kimse - 2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin