16,🌾

2.9K 292 21
                                    

Hiç beklemediğim anda gelen harika teklif bütün aklımı başımdan almıştı. Neydim? Ne oldum derken, kalmıştım öylece. İki kelimesiyle aklım başımdan gidiyordu. Ben onunla bir ömür nasıl geçireceğim? Şu kadar aklım var benim ya!

Heyecanla yatağımda bir tur döndüm. Acaba o da şimdi benim gibi, böyle deli gibi, dönüyor mudur? Dönsün. Dönmeli. Seven döner değil mi? Sevdiğini söyledi. Ben dedim ama aşık diye. Hıh! Af! Kime ayarlanıyordum acaba şu an? Kafama bir tane vurdum. Belki aklım yerine gelir.
Tavana bakıp gülerken aniden telefona mesaj gelince hızla yorganı üstümden atıp telefona yapıştım. Ah! İşte! İşte! Açıl! Açıl! Bakalım ne yazmış.... ha!? Boş mesaj bu?! Dalga mı geçiyorsun benimle patates!
"?"
" yanlışlıkla oldu,"
Hay senin! Ulen yarın evleniyoruz bu mudur ya! Bir güzel kelam etsene! Patates senin ham madden odun değil.
" Sare, yarın nikah olacak ya."
Evet olacak ama şu an kararsızım yiğit. Sen bu odunlukla nasıl olacak?
" yarın Mavi elbiseni giy. Hani şu bilek kısmında çiçek işlemesi olan."
Ha? Sen benim mavi elbisemi nereden biliyorsun ki? Bir dakika! Onu Ali almıştı? Yoksa...? Onu da mı Yiğit aldı ya? Yiğit. Ya! Senin yanaklarını yerim! Patatesim!
" tamam. Sende mavi gömlek giy."
Yazdım ve gönderdim sonra ardı ardına mesaj attı,
" tamam Sare'm."
" sen nasıl istersen öyle yapacağım."
" Sonra resmî nikah içinde gün almaya gideriz."
" Sonra belki... seninle tepeye gideriz."
" hani sana 'seni seviyorum' dediğim yere."
Demişti. Ah Yiğit bırak da biraz sinirleneyim sana. Şöyle laflar edip kalbime sevgini ektikçe ekiyorsun. Parmak uçlarıma kadar yayılıyor sevgin. Kalbim her çarptığında hissediyorum. Yiğit. Beş harfle hayatım değişiyor. Garip.

Direk söyleyemediği şeyi dolandırıp söyleyen bir adet Yiğit. Ah karşında olsam anlardım. İnşallah o günleri de göreceğim. Ama? Ben bu heyecanla yarın nasıl kalkacağım ki!

Sabah namazından sonra hazırlanmış sabırsızca odamda dört dönüyordum. Aramadı. Mesaj atmadı. Nerdesin yiğit! Piştim burada! Feraceyle dönüp dururken terledim de. Ben dönerken annem odaya girip,
" kızım çıkarsana şunu üstünden gelince giyersin."
" olmaz. Gelir birazdan. Sabah erkenden dedi çünkü."
" sare! Bu kadar koca meraklısı olma kız!"
Deyince aniden anneme dönüp,
" koca meraklısı değilim ben! Yiğit meraklısıyım!"
Dedim ve ağzım şaşkınlıkla açılırken annemin kahkahasıyla kapandı. Annem içeri giderken hızla arkasından gittim. Bunu kimseye anlatmamalıydı.
" Anne! Anne öyle demek istemedim,"
Dedim. Koltuğa oturup ayak ayak üstüne attı,
" bu kulaklar duydu bunu Sare hanım! Şimdi ümmeti Muhammed de duyacak!"
" ona ne şüphe! Lütfen. Lütfen söyleme anne. Özellikle Hale teyzeye. Yiğite söylerse rezil olurum. Lütfen!"
" neden öyle diyorsun canım. Yiğit'in de elimde belgeleri var,"
Dedi kollarını bağladı. Ne belgesi? Yoksa o da mı evin içinde benim gibi dört dönüyordu? Hızla yanına oturup elimi dizine koydum,
" Annem. Senin ayağının altında Cennet var annem! Söyle bana, Yiğit..."
" kızım sen hep böyleydin. Leylalıktan Yiğitin aşkını bir türlü fark edemedin. Sana göstereceğiz diye öldürüyorduk be!"
" O ne demek şimdi?"
Dememle annem ağzından çıkanı kaçırmıştı artık. Bu muydu sır yoksa! İnanmıyorum! Allah'ım aradığım sır ayağıma geldi! Annemin yakasına yapışacakken zil çalınca annem hızla yerinden kalktı. Anne! Dedin bir kere! Ben onu sevdiğimi- düşüncelerimi bölen bir adet Akif!
" ya hadisene! Geç kaldık zaten!"
" yiğit nerede?"
" sana da merhaba Sare hanımefendi. Sana da. Hemen at pabucu dama!"
Ay! Doğru söylüyor çocuk ya. Bir selam versene kızım.
" kusura bakma ya. Heyecandan işte,"
Dedim. Yüzündeki sevimli sırıtışla yanıma gelip yanaklarıma ellerini koydu,
" Ah Sare, sen benim canımsın kız! Hadi gidelim de çatlatalım şu patatesi."
Deyince başımı salladım. Anneme sıkıca sarılıp, meseleyi kapatmadığımı itinayla söyledim. Gerçekten bu sır çözülecek artık ipin ucu elimde!

Patates & Soğan ( İşte şimdi tamam!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin