24.BÖLÜM

7.7K 360 34
                                    

DAMLA' DAN (akşam dışarı çıktıkları andan)

"Yaa biraz yavaş yürüsene" diye arkasından seslensemde nafile adam son gaz basmış gidiyordu. Hayır nereye gittiğimiz bile kesin değildi sadece o önde ben arkada onun tabirince yürürken ben dört nala koşuyordum resmen

Ama bu böyle olmaz yerde kalkık bir taş görünce sahteden düşmüş gibi yapıp yere uzanarak inledim.
Vee bingo!..
Sonunda dikkatini çektim beyfendinin, kaşlari çatık ama endişeli bir halde yanıma gelirken" iyi misin? Ne oldu" yüzüne acıyan bit surat ifadesiyle bakıp " sol bilegim ağrıyor" diyip ayağımı gosterince direk oraya dönüp eliyle sağına soluna bakmaya başladı.

Istemsizce yüzüne baktım.
Yüzünde çok fazla pürüz yok ve sarışın tam benim tipimdi.cokta dikkatli bir şekilde bacağima bakiyordu belkide benimle böyle denli ilgilenen nadir insanlardandi bu yüzümde bir gülümseme oluştururken yağız bana dönünce direk acili ifadeye geri döndüm

Kızım sen oyuncu olacakmış sinda yanlış yere düşmüşsün

Diyen iç sesime tam üstüne bastin ayağını geri çek derken yağız dikkatle konuşmaya başladı" bişeyi yok gibi duruyor" hemen itiraz pozisyonuna geçip"oyle gozuktugune bakma çıktı kemiğim çıktı galiba...fena düştüm " yağız bana göz devirip " çıksa yerinde duramazdin"hemen bende kaşlarimı çatıp " duramiyorum zaten"dedim.

Yağız dediğime kahkaha atıp " az daha abart damla...alt tarafi düşmüşsün , herneyse şurada bir bank var en azindan oraya kadar kucağımda taşıyım seni bari" diyince direk tamam anlamında kafa salladim.

Tamam yalan falan ama onun beni taşıma düşüncesi bile içimi kıpır kıpır ediyordu.
Napiyim yalandan kim ölmüş

Kucağına alınca prenses gibi hissederken yanımızdan geçen iki kiz bana kıskançlıkla bakarken yağızın boynuna dahada sarılıp kızlara dil çıkardım. yağız oflayarak" kızım kaç kilosun sen...öküz falan mi yedin aksam" o benim kiloma laf etmiş olamaz dimi...ben zayıf bir kızdım ZAYIF!

bana daha yeni kaba söz sarf eden arkadaşın koluna bir tane geçirip inlemesini sağlarken"sensin kilolu...sisko...ben tamı tamına 48 kiloyum sen neden bahsediyorsun, olsa olsa üstümdeki kıyafetler anca biraz kilomu artırmıştır. "dememle yağız kahkaha atarken beni banka yerlestirdi.

Kaşlarımı catarak "neye gülüyorsun...fazladan düşündüğün kilolarimamı?"deli etmişti resmen beni gece gece, kilo konusunda kesinlikle hassastim.

Ne demişler erkeğin maaşı kızın kilosu sorulmazmış

Mal misin iç ses o atasözü öylemi? yaşı sorulmaz bi kerem ok.

" Alt tarafi bir şaka abartma" diyen yagizla rahatlarken "yaa zaten anlamıştım bende şaka yaptım" diyip durumu düzeltmeye çalıştım.
Yağız sırıtıp bana değilde karsidaki boş caddeye bakıp " yedim say" diyince koluna sahteden yavaşca vurup " Öyle yaa" dememle gulerek olumlu anlamda kafa salladi.

Ayağımdaki terlik yüzünden biri görür diye sitrese girmeye başlamıştım. ben yaa güzeller güzeli damla bir ev terligiyle dışarı cikyor haa...önceden olsa bu söze sadece guler geçerdim.

Bağdaş kurduğum bacaklarima atilan ceketle şaşkına dönerken yağız bana bakmadan"kisacık şort giymissin bu mahalleden seni sağ cikarmazlar bende boş bos adam dövmek zorunda kalırım" diyince nedensizce sırıtırken hiç birşey demeden salak salak siritma işlemime devam ettim.

Bir iki dakikalık sessizliğin ardından yağız bana dönerek " kendini anlatsana birazcık...yani tabi istersen" demek beni merak ediyordu...ama merak edilecek bir hayatım yoktu ki benim lafı ona çevirio biraz uzatmak amaçlı" ilk sen kendini, , hayatını anlat"dedim.

Yağız pek fazla uzatmadan" aslında ben zenginim" diyince ağzım açık kalırken" Barut da zengin...hemde Karun kadar" demesi ikinci şokumu yaratırken yağız bu halime gülüp" arslan kolejinde okudun isim benzerligindende mi cakmadin salak" slak demesini es geçip sessizce düşünmeye başladım, hakikatten de soy ad benzerliği vardı ve okulun sahibinin iki oğlu olduğu birinin haylaz serseri olduğu söyleniyordu, demek görmediğimiz ikinci veliaht baruttu.

Kaslarimi catarak" sizin bir devlet lisesinde ne işiniz var" dememle yağız üst dudagini yalayarak söze başladı.
"Kısaca barut serseri...hic bir kolej onun sorumluluğunu almak istemiyordu son çare aileside onu devlet lisesine yazdırdı bende onun yaninda olmak amaçlı geldim" aynı benin durumumdaydi, bende cansu için gelmiştim" ortak noktamiz varmış demek" diye mırıldanmama yağız ha derken "hiç" diyerek geçiştirdim.

Ailesi aklıma gelince tekrar yüzümü onun gözlerine çevirip"peki ailen hayatın falan"dememle yağız yutkunup" ben...küçükken akciğer kanseri gecirdim...o zaman ameliyat falan derken bir yıl okula geç başladım...annem falan o ara baya kötülemis hatta benin yokluğuma dayanamayacagi için intihar bile etmeye çalışmış ama sonuç olarak ben kurtulunca allahtan öyle birşey olmadi..babam desen işi aksatmisti , ama ben düzelince herşey normale dönmüştü....anlayacağın bir zamanlar kötü bir durumda olsam bile hala ayakta hayattayim" diyio gulumserken gözünden akan bir damla yaşla benimde kalbimden bir şeyler akarken onun kafasını kollarıma alıp göğsüme yasladim.

"Geçmiş olsun"o kafa sallarken biraz böylece durup yağız buğulu sesinin ardından" birazda sen anlat aileni falan" diyip geri cekilince el mecbur bende anlatmaya başladım" benim çok güzel kumral aynı benim gibi belime kadar uzanan saçları olan annem vardı...annemi bir kez gören hayran hayran bakarken "bir kaç kez yutkunup öksürerek"hayran bakarken...babam saçlarına daha fazla katlanamiyorum benden başkalarıda bakıyor diyip saçlarını küt bir biçimde babam kesti" yüzümde o keskerkenki an gelince icimden bir hıçkırık koparak devam ettim" vede o gün sabaha kadar annemi dövdüğünü, sırtında sigara söndürdüğünü hatırlıyorum....tabi az çok daha 6 lı yaslarımdaydim bende o zmanalar" derken daha fazla kendimj tutamayıp ağlamaya başlarken bu sefer yağız beni kendine yaslatti.. cansudan sonra bunları birine anlattığım ilk kişiydi.

Ona nedensizce güvenmek anlatmak istiyordum..bu icimdeki hisse ayak uydurarak hıçkıra hıçkıra salya sümük olsamda anlatmaga devam ettim"annem i günden sonra neredeyse bir hafta kendine gelememisti...izmarit izleri hala var sırtında, ama babam hala pişman değil...haa bu arada bizde zenginjz ,haram malmi sayılır bilmiyorum yedikelrimjz ama babam mafya hemde azılı bir mafya...ben onun işinden nefret ettiğimi söylediğim günden beri benden pek haz etmez onun varisi göz bebeği kuzenin kurtuluş...ondan, baba demeye utandigim adamdan nefret ediyorum" diye sözümü noktalarken yağıza sıkıca sarıldım.

Yaklaşık yarım saat öylece durduktan sonra sahile doğru ilerledik.
Yağız bana kimseye birsey anlatmayacagına dair söz vermişti. umarım sözünün eridir.

Saat dört e çeyrek varken sahile vardığımızda cansunun barutu öpup birşeyler söylediğini duyunca şaşkına dönerek yanlarına kosturup" ne oluyor burada" diyerek bana hem sakinca hemde kızaran bir suratla bakan cansuya gözlerimj diktim.

SERSERİ (barca) - TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin