Merdivenlerden inerlerken tek kelime etmediler. Bekârlığının son dakikalarını yaşayan Burç ise içinde tuhaf bir heyecan taşıyordu. Aslında bu heyecanın sebebini de anlayabilmiş değildi çünkü malûm, bu evliliği istemiyordu. Ancak hayatında bundan sonra yepyeni bir devrin açıldığını da inkâr edemezdi, belki de bu yüzdendi yersiz heyecanı.
Aşağıda, merdivenin başında gelini beklerken istemsizce dualar etti içinden. Evleneceği kadın en azından ağzı var dili yok biri olsaydı ya da evliliklerini gerçeğe dönüştürmek istemediğini anlatabileceği kadar hâlden anlayan biri olsaydı bari. Tüm bunları düşünürken birkaç kez saatine baktı ve artık gerçekten beklemekten sıkılmıştı. Bütün kadınları ortak derdi miydi bu? Gidecekleri her yere geç kalmaları neyse de, bir insan kendi düğününe geç kalır mıydı ya? "Ulan ne bekledim..." diye söylenirken merdivenlerden aşağıya süzülen gelinliğin beyaz eteklerinde buluştu bakışları, sonra yavaş yavaş bu gelinliği vücudunun her kıvrımına kadar kusursuz taşıyan kişinin yüzüne doğru hareket etti. Karşılaştığı yüz ise şok ediciydi.
...
*
Bu hikâyemi beğeniyle okuyanlar için farklı bir kurgu daha öneriyorum. Beklenmedik sonlara hazır olun. :)
"Küçükken hep merak ederdim, gökkuşağında niçin siyah ve beyaz renkleri yok diye. Hep rengârenkti. Işıl ışıl... Ulaşılamayacak kadar pırıltılı ve sahici olamayacak kadar mükemmel...
Peki, ya yanılıyorsam? Ya gerçekten bizleri bekleyen beyaz atlı prensler ya da pembe düşler bir yerlerde varsa?"
Hikâye Adı: GÖKKUŞAĞI GRİSİ
Kullanıcı Adım: -BuzlarKralicesi
Göz atacak olanlara keyifli okumalar dilerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BODRUM: Bir Topuklu, Bir Papyonlu ღBİTTİღ
HumorBirbirinden habersiz, gelinin de damadın da düğününden kaçtığını düşünün. Eş zamanlı olarak... Gelinsiz, damatsız bir düğün... Ve kader onları tekrar karşılaştırırsa, ne olur? ♚ ♔ ♚ Gülmeye ve birbirinden tuhaf tesadüfl...