YAZAR NOTU: Finale çok az kaldı. ❤ BODRUM: Bir Topuklu, Bir Papyonlu efsanesi sona ermek üzere. Ancak üzülmeyin! Serinin ikinci kitabı İZMİR: Meraklı Leydi ve Bay Yanlış 'ta görüşmek dileğiyle!
Şimdilik finalden önce son bölümlerimizin keyfini çıkarın. ☁🌼
Keyifli okumalar diliyorum. 🌙*
-30-
Aradan 2 hafta gibi bir zaman geçmiş olmasına rağmen Alara ve Burç herhangi bir gelişme kaydedememişti. Salonda oturmuş yeni bir plan kurmaya çalışırlarken Alara'nın çaresizliği yüzünden okunuyordu. "Ben bu işten hiçbir şey anlamadım ya! Ne yapsak normal karşılıyorlar, evlilikte olur böyle şeyler diyorlar. Ne yani, evlilik gerçekten böyle bir şey mi?" Bıkmış bir ifadeyle ofladı kadın. "Offf... Şimdi ne yapacağız?"
Zaten bir çözüm üretme konusunda pek de istekli olmayan Burç masadaki kurabiyeleri kemirirken "Ne diyeceksin bu sefer, Burç içip içip beni dövüyor falan mı? Baştan söyleyeyim, inanmazlar." diye söylenmekle yetindi. Harıl harıl düşünen karısına bir hatırlatmada bulundu. "Bana bak, aldatma olaylarına falan hiç girmeyelim, babam keser beni valla! Yemekte sana biraz kaba davrandım diye az kalsın ayağının altına alıyordu beni, hani aldattığımı falan söylersen canımı alır bak söylemedi deme! Katilim olursun benim."
"Üfff saçmalayıp durma be! Senin beni dövdüğüne kimse inanmaz zaten."
"Ben de onu diyorum işte." Ağzına attığı kurabiyeleri dişleriyle biraz öğüttükten sonra kaldığı yerden devam etti adam. Bu oyun işleri çok saçma geliyordu ona. Üstelik herhangi bir sonuca da ulaştırmıyordu. "Ya direkt biz boşanıyoruz diyelim bitsin gitsin! Ben bu strese dayanamıyorum artık."
"Vız vızlanma iki dakika ya, düşünüyorum işte!" kolundaki saate baktığında işe geciktiğini fark etti. "Benim şirkete geçmem lazım, abim bekliyor. Bir de ona laf anlatacağım."
Her fırsatta yaptığı gibi rahat bir ifadeyle "Başımıza bu işleri sen açtın." diyerek karısını suçladı Burç. Sonuçta yalan da sayılmazdı. Ufacık bir meseleyi don lastiği gibi uzatmamış mıydı? Bu da yetmezmiş gibi bir de şikâyet ediyordu. "Eğer boşanalım deyip durmasaydın şimdi karı koca televizyonun karşısında oturmuş meyve soyup yiyorduk."
"Ha keyfimden yaptım sanki."
"En az Çocuklar Duymasın'daki Meltem kadar gereksizdi diyebilirim." Bahsi geçen dizi karakterini taklit etti. "Evliliğimiz çok monotonlaştı Haluk, boşanalııım."
"Size göre her şey gereksiz zaten! Her şeyi biz abartıyoruz. Bir kere kadın haklı, monotonlaşmış bir evliliği çekmek zorunda mı? İlk tanıştığımızda böyle cool cool takılıyorsunuz, romantik sözler söyleyip tavlıyorsunuz. Evlenince nerde gördüm ben seni!"
Başına hafifçe vurdu Burç. "Pardon karıcığım, ben seninle laf yarıştıramayacağımı unutmuşum." Artık kadınlarla bu tür konuları tartışmaması gerektiğini öğrenmiş olmalıydı, niye her seferinde bu tongaya düşüyordu ki? "Ben bırakayım seni şirkete."
"Ben giderim, akşam görüşürüz."
"Görüşürüz."
Alara gittikten kısa bir süre sonra kendisi de hazırlanıp şirkete gitti. Yapılması gereken çok iş vardı. Yine birikmiş bir sürü işi varken bütün gün Alara'yı düşünüp mal gibi kalakalacaktı. Ancak bugün rutinin dışına çıkan beklenmedik bir şey oldu. Öğle saatini biraz geçmişken arkası dönük bir biçimde dışarıyı seyreden adam kapısı çalınmadan içeri dalan biriyle şaşkınlığa uğradı. Yine gelenin herhangi bir konuyu kafaya takıp kavga krizine giren ve bu ihtiyacını karşılamak için kocasının odasına dalan Alara sanmıştı, ancak arkasına döndüğü an karşısında babasını görünce neye uğradığını şaşırmıştı. Üstelik yaşlı adam oldukça öfkeli görünüyordu. Çizgi filmlerde geçen kafasından dumanlar çıkma tabirini uygulamalı olarak görüyor gibiydi. "Baba..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BODRUM: Bir Topuklu, Bir Papyonlu ღBİTTİღ
MizahBirbirinden habersiz, gelinin de damadın da düğününden kaçtığını düşünün. Eş zamanlı olarak... Gelinsiz, damatsız bir düğün... Ve kader onları tekrar karşılaştırırsa, ne olur? ♚ ♔ ♚ Gülmeye ve birbirinden tuhaf tesadüfl...