Hislerimizi kontrol edebilir miydik?
Aslında bu defalarca aklıma kurcalayan bir soruydu. Ben hislerimi kontrol etmek istiyordum. İkinci Ozan vakasını kaldıramazdım. Peki şuan niye Alkan'a karşılık veriyordum? Kendimle çelişmiyor muydum?
Alkan sıcak dilini ağzımın içine doğru ittirdi. Siktir bu çok farklıydı. Dolgun dudakları sanki içime işliyordu. Boğuk bir şekilde ağzıma doğru inledi. Bu hoşuma gitmişti. Elimi saçlarına uzattım ve sinirle geriye doğru çektim. Bir kez daha inledi.
Dili ile ağzımın içini istila etmişti. Hayır bundan iğrenmiyordum. Aksine bu his bambaşkaydı. Hiç tatmadığım bir şeydi.
Kısık bir şekilde inledim. O ses benden mi çıkmıştı?
Yavaşça birbirimizden ayrıldık. İkimiz de nefes nefeseydik. Ana caddenin ortasında onunla hararetli bir şekilde öpüşmüştüm.
Alkan sırıttı. "Ben cevabımı aldım. Hadi gidelim."
Alkan arabasına doğru emin adımlarla yürümeye başladı. Bende gülümsedim ve peşi sıra onu takip etmeye başladım.
Tekrardan arabanın içinde yerlerimizi almıştık. Alkan ara ara bana baksa da ben ona bakamıyordum. Az önce onunla tutkulu bir şekilde öpüşmüştüm. Ona resmen karşılık vermiştim.
Off! Yüzüne nasıl bakacaktım? İşler hatırlamayınca daha kolay oluyordu.
Alkan'ın telefonu titremeye başladı. Göz ucuyla ekrana baktım. Ekrandaki Cem yazısıyla kaşlarımı istemsizce kaldırdım.
Alkan sakin bir şekilde telefonu açtı. "Efendim kardeşim?"
Kısa bir sessizlik oldu. "Dışarıdayım."
Cem'in sesini duyamıyordum ve ne söylediğini merak ediyordum. Alkan'a doğru eğilmek istesem de anında bundan vazgeçtim.
"Gelemeyebilirim. Tutku ile beraberim."
Kaşlarımı çattım. Alkan'ı nereye çağırıyordu ki?
"Tamam Cem. Geliriz birazdan."
Ardından Alkan telefonu kapattı. Yerimde hafifçe kıpırdandım. Klimadan gelen ılık hava vücudumu gevşetmişti ve hafif bir uyku gözlerimi perdeliyordu.
"Arkadaşlar toplanmış. Bizi de çağırıyorlar. Gitsek sorun olur mu?"
Omuzlarımı silktim. "Fark etmez bana."
"İyi misin?"
Oturduğum yere iyice sindim. Uyku bütün benliğimi esir alma konusunda ısrarcıydı. İçerisi ılık olsa da vücudum biraz titriyordu. Zira altımdaki okul eteği ile üşümeme gibi bir şey söz konusu değildi.
Gözlerimi kapattım. "Ben biraz uyayım."
Alkan üzerime ceketini örttü. Kısık gözlerle Alkan'ın ceketine baktım. Onun gibi hoş ve güzel kokuyordu. Alkan boşta olan eliyle saçlarımı okşadı.
"Uyu güzelim."
Kendimi karanlığa bıraktım. Son hissettiğim ise saf şefkatten başka bir şey değildi.
Gözlerimi yavaşça araladım. Biraz daha iyi hissediyordum. İlk önce görüntüyü netleştirdim. Daha sonra etrafımı kısaca taradım. Araba durmuştu ve ben hala bulunduğum yerde öylece yatıyordum. Yanımda Alkan yoktu. Tek gördüğüm ise etrafımdaki apartmanlardı.
Arabanın kapısı açıldı. Alkan gülümsedi. "Uyandın mı?"
Gerindim. "Geldik mi?"
"Evet, on beş dakika önce geldik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soluksuz Tutku
Teen Fictionİki yanlıştık biz. Olmayacak şeyler yaşamış ve umulmayacak hatalar yapmıştık. Baştan sona yanlışlara bulanmışken doğru yolu bulabilir miydik? Gözlerimdeki akan yaş ruhumun derinliklerin de birikiyordu. Onu kırmak istemiyordum ama başka bir seçeneği...