Her son yeni bir başlangıçtır. Ben her zaman böyle düşünmüştüm. Hayatın sonlandığı bir anda yeni bir hayat bizlerin önüne serilirdi. Bu kısa ve amansız döngü her insanın başından geçmiştir. Kimi başlangıçlar kötü olsa da çoğu başlangıç bitmesinden daha iyiydi.
Benim sonum annemin ölümüyle gerçekleşmişti. Bunun bir kurtuluşu yoktu. Ne yeni bir başlangıç yapabilirdim ne de hayatıma hiçbir şey olmamış gibi devam edebilirdim.
Kalbimin yarısını benden alıp götürmüşlerdi. Bir insan kalbinin yarısı ile yaşayabilir miydi?
Benim sonum ölümüm demekti. Yeni bir başlangıç yapacak gücüm ne yazık ki yoktu. Her şey üst üste gelmişti. Bebeğimi kaybetmiştim, Alkan ile aram açılmıştı ve en kötüsü de annemi kaybetmiştim.
Bunları yaşamış bir insan olarak daha ne görmem gerekiyordu? Bu kadar olayın üzerine hayat yaşamaya değer miydi? Yaşama amacım kalmış mıydı? Kimin için yaşayacaktım? Kendimi düşünemeyecek kadar acizdim. Belki bebeğim olsaydı onun için yaşayabilirdim ama bu seçim çoktan yok olmuştu.
Alkan ayakta durmuş üzgün gözlerle bana bakıyordu. Göz altları biraz kızarmıştı ve bakışları ölü bir denizi andırıyordu.
Ben bu adam için yaşayabilir miydim? Ona tekrardan sorunsuz bir şekilde güvenebilir miydim? Her insan ikinci bir şansı hak ederdi.
Aslında ikinci şans diye bir şey yoktu. Hata yapan bunu elbet tekrarlardı. Sadece insanlar kendilerini kandırmayı çok severlerdi. İnsanoğlu yalanlara kolay aldanırdı. Ben yalanlara inanmak ister miydim? Bu kadar acıdan sonra kendimi buna inandırabilir miydim?
"Neden geldin?"
Alkan bir tepki vermedi. Sadece bana doğru bir adım attı. Nefesim kesildi ve nefes alma ihtiyacı hissederek ağzımı hafifçe araladım. Onu görmek bana iyi geliyor muydu bilemezdim ama kötü de gelse yanımda olmasını istiyordum. Buna tüm kalbimle emindim.
"Senin için geldim. Yanında olmak istiyorum."
Gülümsedim ama bu tamamen sahteydi. Şimdi neden gelmişti ki? Yanımda olmak zorunda değildi. Bu kadar acıyı tek başıma göğüsledikten sonra ona ihtiyacım kalmış mıydı?
Neden sana şüphe ile yaklaşmak zorundaydım? Sana güvenmek istiyorum Alkan ama sen her seferinde güvenimi bir şekilde incitiyorsun. Bunu yapmaya devam edecek misin?
"Bütün gün neredeydin?"
Gözlerini kaçırdı. "Şehir dışındaydım. Babam birkaç işini halletmek için beni İstanbul'a gönderdi."
Ses tonu o kadar samimiydi ki anında inanasım geliyordu. Ben kandırılması kolay bir kızdım. Kolay aldanırdım ve Alkan'da bunun farkındaydı. Bu zaafımdan yararlanmıyordu değil mi? Alkan bunu yapmamalıydı.
"Halledebildin mi işlerini?"
Ses tonum tamamen alay barındırıyordu. Alkan yaptığım imayı fark edecek kadar zekiydi. Kaşlarını çattı ve bana doğru bir adım daha attı.
"Hayır, haberi alır almaz ilk uçağa atladım ve buraya geldim."
Başımı öne doğru salladım. Tekrardan yara almak istiyor musun Tutku? Vücudun yeni bir ihaneti daha kaldırabilir mi?
Alkan birkaç adımla yanıma geldi ve yatağın ucuna oturdu. Onun oturmasıyla yatak ondan tarafa doğru çökmüştü. Gözlerimi gözlerine sabitledim.
"Alkan." Sesim yılmış bir bedendi.
"Evet güzelim."
Yaptığım bir hata mıydı? Belki de evet ama insan en çok yanlışı sevmez miydi? Canımızın yanacağını bile bile yanlışı seçmez miydik?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soluksuz Tutku
Teen Fictionİki yanlıştık biz. Olmayacak şeyler yaşamış ve umulmayacak hatalar yapmıştık. Baştan sona yanlışlara bulanmışken doğru yolu bulabilir miydik? Gözlerimdeki akan yaş ruhumun derinliklerin de birikiyordu. Onu kırmak istemiyordum ama başka bir seçeneği...