6 Hafta Sonra...
Normal olmak nedir bilir miydiniz?
Ben bu iki aylık zamanda bunu dibine kadar yaşamıştım. Hayatım olağanca normaldi ve ben bundan zerre rahatsızlık duymuyordum. Aksine mutlu ve huzurluydum. Alkan beni tekrardan hayata döndürmüştü ve bu konuda ona birçok şey borçluydum.
İkimiz aile olmaya karar vermiştik. Her ne kadar bunu başta istemesem de şimdi tek isteğim onunla evlenip hayatımızı birleştirmekti. O benim hayattaki dayanağım olmuştu ve ne olursa olsun hep arkamda durmuştu. Hiçbir zaman şikayet edip sorumluklarından kaçmamıştı. Ben bu insanla evlenmeyip de ne yapmalıydım?
Oturduğum yerden kalktım ve gülümseyerek dolabımın kapağını açtım. Bir yandan da karnımı okşayarak konuşuyordum.
"Oğlum, nasılsın?"
Evet, evet bebeğimizin cinsiyeti belli olmuştu. Bebeğimiz Allah nasip ederse erkek olacaktı. Alkan bunu duyunca sevinçten havalara uçmuştu. O günü hatırlıyorum da belki hayatımın en güzel günüydü. Birbirimizin elini sıkıca tutmuştuk ve doktorun ne diyeceğini merak ediyorduk. Doktor bebeğin cinsiyetini söyleyince Alkan dayanamayıp ağlamıştı.
Ben ise gülmek ile ağlamak arasında kalmıştım. O mucize gün hafızalarımda devamlı var olacaktı ve ben yok olmasına izin vermeyecektim.
Aynanın karşısına geçtim ve kazağımı yukarı doğru yavaşça kaldırdım. Göbeğim biraz da olsa belli oluyordu. Bugüne kadar iyi idare etmiştim ve bu konuda kendimle gurur duyuyordum. Anneme yakalanmak istemiyordum. Ona bu konuyu nasıl açıklayacağımı hala karar verememiştim ama kaçınılmaz son yaklaşıyordu ve ben bu durumdan rahatsız oluyordum.
Aniden kapı açıldı. Kazağımı apar topar aşağı doğru çekiştirdim ama karşımdaki kişiyle derin bir nefes aldım. Ah! Yakalanacağım diye ödüm kopuyordu.
"Ne diye öyle odaya giriyorsun?"
Simge gözlerini devirdi. "Sen daha hazırlanmadın mı?"
Uykulu gözlerimi ovuşturdum ve dağılan saçlarımı kaşıdım. "Ben gelmesem?"
Simge kollarını göğsünde birleştirdi. "O test kitaplarından başını kaldırsana artık. Biraz dışarıdaki hayata kendini kaptır güzelim."
Dudaklarımı büzdüm. "Alkan'a haber vermedim."
"Alkan'ı boşver şimdi. Nasıl istiyorsan öyle davranmaya bak."
Suratımı astım ve üzerimdeki kazağı bir çırpıda çıkardım. Alkan'dan izin alacak değildim ama ona haber vermeden bir yere gitmeyi sevmiyordum.
"Çok kötüsün Simge."
Simge abartılı bir şekilde gözlerini açtı. "Ne kötülüğümü gördün bacım?"
Dolabımın kapağını açtım ve ne giyeceğime baktım. Simge ile beraber dışarıda yemek yiyecektik. Her ne kadar ben bunu istemesem de Simge bu konuda fazla ısrarcıydı ve ona ne yazık ki hayır diyememiştim.
"Kötü yola sürükleyen arkadaşlar gibisin."
Simge sırıttı. "Aksini iddia etmedim."
Yatağın üzerindeki yastığı aldım ve Simge'nin kafasına fırlattım. Simge gafil avlanmıştı ve hedef tam isabet etmişti.
"Ne yapıyorsun be?"
Karnımı tutarak gülmeye başladım. "Bunu hak etmiştin."
Simge yüzünü buruşturdu. "Aman be."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soluksuz Tutku
Teen Fictionİki yanlıştık biz. Olmayacak şeyler yaşamış ve umulmayacak hatalar yapmıştık. Baştan sona yanlışlara bulanmışken doğru yolu bulabilir miydik? Gözlerimdeki akan yaş ruhumun derinliklerin de birikiyordu. Onu kırmak istemiyordum ama başka bir seçeneği...