39

10.6K 508 114
                                    

Zaman ömrümüzü tüketen zehirli bir kavramdı. Yavaş yavaş bizi hem içten hem de dıştan tüketirdi. Biz bunun farkına varana dek hayatın sonuna gelmiş olurduk.

Belki de en başından beri farkındaydık ama ömrümüzün daha uzun olacağını düşünüyorduk. Halbuki ne zaman öleceğimizi kimse bilmiyordu. Yarına çıkacağımızın garantisi yoktu. Kim size yarının garantisini verebilirdi ki?

Annemin uzun bir ömrü olacağını düşünüyordum. Belki yeniden evlenirdi ve kendine ait düzenini kurardı. Benim düğünümde karşılıklı oynayacağımızı düşünürdüm. Torun severdi ve ben işe gittiğim zaman torununa bakardı.

Onunla dertleşeceğimiz ve karşılıklı kahve içeceğimiz bir sürü akşam olmalıydı ama bunlar artık imkansızdı. Zaman annemi benden alıp koparmıştı ve bir daha görüşmemiz mümkün değildi.

Kafamı arabanın camına yaslamıştım ve boş gözlerle akan yolu izliyordum. Ruhum ölü bir enkazdı. Dudaklarım ise kurumuştu ve derin çatlaklar oluşmuştu. Dudaklarımı birbirine değdirdikçe canım yanıyordu ve acım biraz daha artıyordu.

Batuhan'ın arabasıyla adliyeye gidiyorduk. Batuhan dikkatli bir şekilde arabayı sürüyordu. Ben ise arka taraf da Ceren ile beraber oturuyordum. Kardelen ise Batuhan'ın yanına oturmuştu ve arada arkasını dönüp endişeli gözlerle bana bakıyordu. Beni merak ediyordu ve bu durumda ona kızmak gibi bir lüksüm yoktu.

Ceren tuttuğu elimi iyice sıktı. Dışarı izlemeyi bırakıp ondan tarafa döndüm. Gülümseyerek bana bakıyordu. Yanımda olduğunu böylelikle bana gösteriyordu. Bu kadar olaydan sonra hala yanımda olması mucizeydi. Aramız açılmıştı ve Ceren buna rağmen yanımda olmaya devam etmişti.

Aramızın açılması sadece Ceren'in suçu değildi. Bu yükü ona yükleyemezdim. Onun kadar benimde suçum vardı. Neyse ki artık bunları düşünmek zorunda değildim. Ceren artık yanımdaydı.

Zoraki bir şekilde gülümsedim ve başımı Ceren'in omzuna yasladım. Ceren ise kolunu omzuma dolamıştı ve iyice ona doğru sokulmamı sağlamıştı. Böylelikle acımı paylaşıyordu. Bu konuda ona minnettardım.

Düşünceler sürekli zihnimi işgal ediyordu. Onları durdurmak istesem de bu benim için boşa bir uğraştı. Alkan katilin yakalandığını söylemişti. Hangi ara yakalanmıştı? Bugün mü yakalanmıştı? Kimdi? Annemi neden öldürmüştü? Yoksa cinayet tesadüf eseri miydi?

Acaba katil evimize giren hırsız mıydı? Annemi evimize giren hırsız öldürmüştü. Ama o hırsınız maşa olma ihtimalide vardı. Annemi öldürme emrini birisi vermiş olabilirdi ve nedense içimden bir ses böyle olduğunu söylüyordu.

Annemin çevresi hakkında pek fazla bilgim yoktu. İş yerinden sadece birkaç arkadaşı olduğunu biliyordum. Akrabalık bağları ise fazla güçlü değildi. Arada sırada görüştüğü teyzesi ve kuzeni dışında kimseden haberim yoktu.

Yani birisinin annemi öldürmek için nasıl bir sebebi olabilirdi ki? Gözlerim birden irileşti. Aklıma istila eden düşünce tenimi buz kesmişti.

Yoksa asıl hedef ben miydim?

Bu olabilir miydi? Kim beni öldürmek isterdi ki? Birisinin benle nasıl bir husumeti olabilirdi? Rahatsız olarak Ceren'e daha çok sokuldum.

Bana düşmanlık besleyecek aklımda tek bir isim vardı. Bu da Ceyda'dan başkası değildi. Ceyda Alkan ile onu ayırdığım için bana kızgındı. Alkan ile beraber aramıza bir sürü yalan sığdırmıştı ve bu şekilde bebeğimi düşürmeme neden olmuştu. Daha sonra Alkan ile iyice aramızı açmış ve birbirimizden büyük ölçüde kopmamıza neden olmuştu.

Soluksuz TutkuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin