36. BöLüM ~ Sedyedeki Hasta ~

240 18 35
                                    

Onlar bana sormak istedikleri soruları sordular. Ben cevapladım. Sonra ben sordum. Aynı lisede okuyup tanışmışlar. Gelen çağrı üzerine onlara veda ettim ve acile koştum. Acilde Oğuz da vardı. Hastanın yanına gittiğimde tam ona bakacakken Oğuz beni uzaklaştırdı.

Eylül:Ne yapıyorsun kanka? Hastaya bakacağım.
Oğuz:Ben bakıyorum zaten. Hem sen eve git artık.
Eylül:Niye?
Oğuz:Kankacığını dinle az yaa..🙄
Eylül:Bakma bana öyle. Hem..

Oğuzdan kurtulmamla sedyenin başına geçtim. Oğuz hâlâ durduğu yerdeydi. "Berk.." diyebildim sadece. En sevdiğim canımdan öte kuzenim şuan sedyede kanlar içinde yatıyordu. Bir an dengemi kaybedecek gibi oldum. Göğsünden 2 kurşun yemişti ve kafasında morluklar vardı. Alp beni kolumdan tuttu. Daha sonra Oğuz karşıma geldi.

Oğuz:Senden bana güvenmeni istiyorum kanka.
Eylül:Kurtar onu..😟
Oğuz:Tamam kenarda bekle. Alp hadi.

Alp beni kenara getirdi. Oğuz müdahaleye başladı. Hemşire masasına dayanarak ayakta duruyordum. Sessiz gözyaşları dökerek Oğuzun Berk'e müdahalesini izledim. Sonra o ince ses duyuldu. Ellerimi masadan çektim ve yavaşça sedyeye yürüdüm. Alp durmam için bir şeyler söylüyordu. Dinlemeden devam ettim.

Oğuz:Defi'yi 200'e ayarla. Çekilin. 3 , 2 ,1
Dilara:Olmadı hocam.
Oğuz:Bir daha!
Dilara:Hazır.
Oğuz:3 , 2 , 1 ..
Dilara:Ritim geri döndü.
Oğuz:Devam..

Artık kenardan izliyordum kankamı. Güçsüzdüm şimdi. Biri çarpsa düşürecekmiş gibi.. Bir haber daha gelse yıkılacakmış gibi.. Ve ya bir haber gelse mutluluktan havalara uçamayacakmış gibi. Ben Berk'e bakarken acile girenleri görmedim. Şule teyzemin sesini duydum ama bakmadım. Kafamı oynatacak gücü şuan kendimde bulamadım. Koşarak yanıma geldi. Beni sarsmaya başladı. Bense hareket vermeden öylece Berk'e bakıyordum. Arkadan Begümün sesini duydum. En son Ingiltere'ye gidecekti. Şule teyzem kendi elleriyle göndereceğini söylemişti.

Şule:BISEY YAPSANA DURMA ÖYLE !
Eylül:Ben şuan bir şey yapamam.
Şule:İŞİNE GELİNCE HAYAT KURTARMAYI BILIYORSUN AMA!
Eylül:Bir şey yapamam diyorum anlamıyor musun!
Begüm:Beceriksiz.
Eylül:Oradan konuşma gel yüzüme söyle!
Şule:Dalmayın birbirinize. Kuzeniniz orada can çekişiyor sizin burada yaptığınıza bakın!
Eylül:Bırak ya!

Dedim ve kendimi toplayıp Berk'in yanına geçtim. Oğuz ilk başta bana bir şeyler söylemeye çalışsa ;

Eylül:Sus Oğuz!

Dememle sustu. O da işini bitirdi. Hayati tehlikesi yoktu. 1 haftaya toparlayabilirdi bile. Oğuz kalan bir kurşun için ameliyata girdi. Bende yukarıdan onu izlemeye başladım. Her şey gayet iyi giderken bir anda nabzı düşmeye başladı. Ekstra kan takviyesi yapıldı ve nabzı normale döndü. Biliyorum.. O Beni bırakmaz. Böyle arada küçük korkutmalar yapsa bile beni bırakmaz. 1 saat gibi bir sürede Oğuz ameliyatı bitirdi. Artık tek uyanmasını beklemek kaldı. Izleme yerinden çıktım. Ameliyathanenin önünde bekliyorlardı.

Eylül:Ameliyathane girişinde yakınları bekleyemez.
Begüm:Sen niye bekliyorsun o zaman!
Eylül:Çünkü ben doktorum. Senin giremeyeceğin bir yere bile rahatlıkla girebilirim. Şimdi ya kafeye girin orada bekleyin ya da evinize gidin. Bu arada teyze bana dediklerini unutmayacağım. Çok yanlış kişiye oynadın!
Şule:Tehdid mi ediyorsun sen bizi!
Eylül:Uyarı diyin siz buna. Benim tehdidlerim başka çünkü.
Begüm:Yürü anne ya. Iyi ki bi doktor olmuş bu da. Zaten beceriksiz. Kim aldıysa artık!
Eylül:Ileride havla!

Dememle arkasına bakmadan gitti. Yine canımı sıkmışlardı. Oysa ilk geldikleri gün bana oynamışlar.

Flashback 🍁

Belki de her şey bir gülümseme..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin