24. BöLüM

349 13 0
                                    

Ilerlemeye başladık. Yolda bi sıkıntı olmadı. Dağ evinin güvenliğine geldik. Güvenlik bizi tanıyınca hemen kapıları açtı. Dağ evini ormanın içinde aldık. Havuzluydu ve iki katlıydı. Genelde zaten mutfak , salon ve bahçede takılırdık. Doktor olduğumuz için sadece izinlerde geliyorduk. Baharın dedesinden hediyeymiş. Oğuzla beraber ilerledik. Ilerledikce gördüğümde kahroldum..O kocaman dağ evi yanıyordu. Arabamdan hemen indim ve eve yürümeye başladım. Oğuz arkamdan koştu. Gözyaşlarım akıyordu artık. Ve en kötüsü de Bahar ve Esma'nın içinde olup olmadıklarını bilmiyorduk. Oğuz hemen itfaiyeyi aradı. Merkeze çok uzakta değildik. Yakınlarda da küçük merkezleri vardı itfaiyenin. Olduğum yere oturdum. Ağlıyordum artık. Kardeşlerim ya bu evdeydiler ya da değiller. Oğuza baktım. Onun da mavilerinden yaşlar süzülüyor. Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüş. Yapabileceğimiz hiç bir şey yok. Arabadan telefonumun sesi geliyor ama ben hareket edemiyorum. Duyuyorum ama sesim çıkmıyor. O yangınları gördükçe mutlu anlar gözümün önüne geliyor. Hepsi mazide kalmış.. Oğuz yanıma geliyor. Beni kollarının arasına alıyor. Bende ona sarıldım. Bir kaç dakika sonra itfaiye geldi. Oğuz ambulans da çağırmıştı. Yerde oturup olanlara bakıyordum. Sonra biri Oğuzun yanına koşuyor. Ona bir şeyler anlatıyor. Oğuz ellerini saçının arasına geçiriyor. Şimdi de haykırarak ağlıyor. Ona bakıyorum. O da bana bakıyor. Sonra kapıya dönüyor. Ağlaması bir anda duruyor. Ayağa kalkıyorum yavaşça. Oğuzun

Eylül:Hayal görüyoruz di mi? G..gerçek değil..😟
Oğuz(Kısık sesle): B..Bahar ve Esma..

Oğuz bana baktı. O da inanamıyordu. Bir anda tekrar sancı girdi. Oğuzun elini tuttum. O da benimle beraber yere eğildi. Bahar ve Esma yanımıza koştular. Diğer elimi tuttular. Yanımıza bizim hastanenin sağlık ekibi geldi. Oğuz onlara Ceyda'yı aramalarını söyledi. Ve sonrasında tuhaf ki ne konuştuklarını duydum ama anlamadım.

Oğuzdan

Eylül'le birlikte hastaneye gidiyorduk. Bahar'a sımsıkı sarıldım. Dağ evinde değillerdi. Olsalardı..düşünmek bile istemiyorum. Esma ağlıyordu. Bahar da Esmaya sarıldı. Yolda Ali'yi aradım. Ameliyattaymış. Önemli olduğunu söyleyince telefonla beraber Dilara ameliyata girdi.

Ali:Oğuz bisey mi oldu?
Oğuz:Eylül'ü g..getiriyoruz..
Ali:Ne! Durumu nasıl?
Oğuz:Bilmiyorum. Ambulanstayız. Az kaldı gelmemize.
Ali:T..tamam..😥

Telefon kapandı. Bir kaç dakika sonra hastaneye geldik. Eylül'ü sedyeyle beraber acile aldık. Ceyda da gelmişti. Eylül'ü doğuma aldılar. Ali , Eylül girene kadar elini bırakmadı. Ceydanın zorlamasıyla bırakması gerekti. Son kez öptü. Ağlayarak duvara yaslandı. Daha fazla dayanamadı ve yere çöktü. Kızların durumu da berbattı. Bende koridorda bir ileri bir geri yürüyordum. Kankam şuan içerideydi.

Ali Asaftan

Eylülü getirdiklerini duyunca beyimden vurulmuşa döndüm. Elim ayağım titredi. Sevda bana seslendi.
(Sevda başka beyin cerrahı..)

Sevda:Ali sen git. Ben devam ederim.
Ali:Sağol Sevda.
Sevda:Inşallah iyi olurlar.
Ali:Şuan tek isteğim bu.

Dedim ve üstümdekileri çıkararak koşarak girişe gittim. Eylül'ü sedyede görünce ağlamaya başladım. Gözyaşlarım kendi hallerinde akıyordu. Hemen sevdiğim kadını ve bebeklerimi acile aldık. Oğuz o kadar endişeliydi ki.. Acilde Ceyda vardı. Ceyda hemen doğuma aldı. Girene kadar elini bırakmadım. Korkuyordum çünkü onlar için..Oğuz yanıma geldi. Desteklercesine omzuma vurdu. Duvara yaslandım. Bir an gücümü kaybettim ve yere çöktüm. O sırada koridora babam girdi. Gözünden bir damla yaş düştü. Eylül onun kızı gibiydi.

Ziyanur:Eylül?
Oğuz:Doğuma aldılar.
Ziyanur:Durumu nasıl peki? Iyiler di mi?
Oğuz:Bilmiyoruz şuan. Ceyda var yanında.

Babam bir köşeye oturdu. O da iyi haberi bekliyordu. Yaklaşık 1-2 saat sonra iki hemşire çıktı. Kucaklarında bir pembeli , bir de mavili bebek vardı. Bebeklerimiz.. Yine ağlamaya başladım. Eylül'ü sordum. Sormamla çıktı doğumhaneden. Ceyda yanıma geldi. Ağlıyordu.

Belki de her şey bir gülümseme..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin