40. BöLüM ~ Yeni Üye ~

161 15 23
                                    

Içeri Begüm ve Şule teyze girdi. Girdiklerindeki soğukluğu ben bile hissettim. Begüm , Eylül ve Berk'i birbirlerine yaslanarak uyuyor görünce o çirkin kahkahasından attı. Eğer ben görünürsem benden şikayetçi olmalarına sebep verebilirdim.

Şule:Hemen şurada hazırla ilacı. Boşuna mı okuttuk seni. Hemşire ol da bi ise yara diye.
Begüm:Tamam anne. Az dur. Vee hazır.
Şule:Tamam hemen yap şu iğneyi.

Begüm iğneyi yapmaya hazırlandı. Iki iğne vardı elinde. Acil hemşire tuşuna bastım ve telefonla da fotoğraflarını çektim. Artık bir daha ne Eylülü ne de Berk'i görmeyeceklerdi. Içeri hemşireler girer girmez onlar arkalarını döndüler ve bir çırpıda saklandığım yerden çıktım. Arkalarını yine dönünce bu sefer de beni gördüler.

Şule:Senn!
Ali:Evet ben! Karıma ve kuzenine bir daha asla yaklaşamayacaksınız. Görüşmek üzere.

Dedim ve Begüm'e bakarak kahkahasını taklit ettim. Sinirle bana bakıyordu. Bu sırada yavaş yavaş Eylül ve Berk de uyandı.

Eylülden

Eylül:Ali?
Berk:Enişte?
Ali:Az önce sizi kurtardım ben..😀
Eylül:Nasıl yani?
Ali:...Anlatır...
Berk:Bu kadar ileri gidebileceklerini düşünmemiştim. Ama artık yanıma bile yaklaşamazlar.
Eylül:Sonunda yaa. Bu arada Bugay ne dedi?
Ali:Eğer ona bir şey olursa senin üzülmemen şartıyla ameliyata gireceğini söyledi. Ama üzüleceksin biliyorum.
Eylül:Kaç yılımız birlikte geçti hayatım.. Uzun yani. Üzülmemek elde değil. Bir daha o zamanlar gelse de yine kavga etsek..
Bugay:Istediğine emin misin?..😀
Eylül:Nerden duydun yaa sen..?
Bugay:Iki kadını bağırta bağırta dışarı çıkarıyorlardı. Bende fırsattan istifade bi hemşireye sizi sordum. Malum kötü gittin yanımızdan. O da burada olduğunuzu söyledi. Odanın kapısını açarken duydum.
Oğuz:Kardeşim az baka.. Bugay?
Bugay:Selam.
Oğuz:Barıştınız mı siz?
Eylül:Bugay'da tümör var kanka.
Bugay:Siz hâlâ kanka mısınız..? Ben o arkadaşları tanımıyorum artık.
Oğuz:Yıllar bizi ayıramadı. Biz de ayrılmak istemedik zaten. Kanka kanka dolaşıyoruz ortalıkta..😁
Bugay:Barıştık mı?
Oğuz:Öyle kolay mı?
Bugay:Size yaptığım tatlı belalardan dolayı özür dilerim arkadaşlarım. Arkadaş mıyız?
OğEy:Arkadaşız.
Bugay:O zaman içimde kalan iki şeyi yapmak istiyorum. İzin var mı?
Ali:Ne olduğuna bağlı..
Bugay:Arkadaşım Eylül. Kullanmıyorsun zaten. Steteskopu az verir misin?
Eylül:Doktor mu olcan?
Bugay:Yok yaa..😄

Dedi ve ilk benimkini , sonra Oğuz , Ali ve Berk'in kalbini dinledi.

Bugay:Yanlız bisi diyim mi? En hızlı atan benim kalbim. Heyecandan ölür müyüm hocam?

Dedi ve Oğuz'a baktı. Oğuz da kahkaha atarak "Lan bi git işine yaa..😀" dedi. Yıllar önce kavga ederek birbirimizden uzaklaşan biz şuan iyi bir üçlü olmuştuk. Bu gerçekten tuhaftı. Birbirimizle uğraşmaktan , arkadaş olmaya çabalamamıştık bile. Sonra da Ali'nin yanına gitti. Elini omuzlarına koydu. Heyecanla ne yapacağını bekliyordum. Ali ile daha bugün tanışmışlardı ama iyi anlaşıyorlardı. Bugay gülerek Ali'ye döndü.

Ali:Olum kötü bisey yapma bak ben profesörüm. Öldürmezsin herhalde di mi hayatım?
Eylül:Bende ne yapacağını bilmiyorum hayatım.
Bugay:Geliyo hazır mısınız?
Ali:olum korkuyorum dur.
Oğuz:Koskoca profesör Ali Asaf Denizoğlu mu korkacak? Yapma yaa.. 😂
Bugay:ENNİİŞTEE..😀
Ali:Senin enişteni sikiyim. Olum ne bağırıyorsun kulağımın dibindee..!
Eylül:Haayaatım..
Berk:Heytt o benim eniştem bee..
Bugay:Yeni eniştem oluum..😆

Belki de her şey bir gülümseme..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin