48. BöLüM ~ Özür Çiçeği ~

246 22 215
                                    

Medyayı 🖤 gördüğünüz yerde alabilirsiniz..

Çiçeği ve küçük zarfı elime alarak bahçeye çıktım. Madem Eylül adına gelmişti , ne diye Annemin evine kuryelemişti ki ? Kim olduğunu az çok tahmin ediyordum. Ve masanın üstünde duran telefonlardan biri çalıyordu. Eylülün telefonuydu ve bilinmeyen bir numaraydı. Sinirle telefonu açtım.

Orçun:Umarım özür çiçeğimi beğenmişsinizdir.
Ali:Ulan Ørospu Čøcuģu ! Ne çiçeği lan sen kime çiçek gönderiyorsun !
Orçun:Kırdığım bir doktora !
Ali:Seni mahvedicem ! Kork benden bundan sonra !
Orçun:Görüşeceğiz !

Telefon kapandı. Onu gördüğüm yerde mahvedecektim. Daha sonra arkadan bir el bana sarıldı. Arkamı döndüm. Eylül arkamdaydı. Hemen kollarımın arasına aldım. Başkasının ona çiçek göndermesi beni deli etmişti. Benim sevdiğim kadına !

Eylül:Bu çiçek de nereden çıktı ?
Ali:Sürpriz gelmiş hayatım. Sürpriz..
Eylül:Sevmediğim çiçeklerden ama ? Çiçek zevkimi mi unuttun yoksa..😄
Ali:Unutur muyum hiç hayatım.. Yeni doktor göndermiş özür dilemek için !
Eylül:Orçun mu ?!
Ali:Neyse sen sakin ol. Biz Oğuz'la halledeceğiz. Sana bir daha yaklaşamayacak.
Eylül:😥

Eylül bana daha sıkı sarıldı. Bende ona sarıldım ve sandalyeye oturttum. Aklıma gelen soruyu ona yönelttim.

Ali:Daha iyi misin hayatım ?
Eylül:Evet. Biraz daha iyiyim.
Ali:Biz bi kontrol için Sinem'in yanına gidelim mi ?
Eylül:Yarın gitsek ?
Ali:Ya yine kusarsan ?
Eylül:Hayatım iyiyiim..🙂
Ali:Tamam. Ama eve gidince de dinleneceksin..🤨
Eylül:Tamam. Hem bugün zaten hiç bir şey yapamadım ki..🤷🏻‍♀️
Ali:Neyse hayatım. Canın bir şey çekiyor mu ?
Eylül:Şuan hayır. Eve geçsek ? Annene de daha fazla yük olmayız hem ?
Leyla:Benim anlayışlı kızım.. Yük olmak da ne demek ?
Ali:Neyse Anne. Biz sonra yine geliriz olur mu ?
Leyla:Iyi madem. Unutmayın ama beni burada..😄
Ali:Tamam..😁.. Gel hayatım. Yürüyecek misin ?
Eylül:Evet.

Kapının önüne geldik. Eylül oturdu ve ayakkabılarını giydi. Topuklu olsun olmasın , Eylülü zorlamazdı. Eşyaları aldık. Çiçeği de anneme bıraktık. Eylül arabaya kadar yürüyebildi. Eşyaları koyunca kapısını açtım. Emniyet kemerini bağladıktan sonra kapısını kapattım ve yerime geçtim. Bugün yeterince aksiyonlu olmuştu. Anneme korna çalarak bahçeden çıktık. Yolda Eylül biraz daha gözlerini kapattı. Sonra açtı ama.

🖤

Eylül:Leyla anne niye bu kadar uzakta oturuyor ki ?
Ali:Miden mi bulanıyor hayatım ?
Eylül:Evet. Galiba yediklerimi de çıkaracağım. Niye böyle oldum ki ?
Ali:Sinem stres ve çok olay atlatma dedi. Sonucunda halsizlik ve bulantı.
Eylül:Ay biraz yavaş sür yaa..😣
Ali:Bu kadar yeter mi hayatım ?
Eylül:Tamam..

Otobanda 30 ile gidiyorduk. Hâl böyle olunca dörtlüleri yaktım ve ilerlemeye devam ettik. Eylül yan döndü. Otobanın yanındaki deniz manzarasına bakıyordu.

Ali:Senin gözlerin daha güzel amaa..😉
Eylül:......
Ali:Eylüül ?

Arabayı sinyal vererek sağa çektim. Baktığımda Eylülün uyumuş olduğunu gördüm. Müziği ve diğer her şeyi kapatarak yola devam ettim. O uyurken Oğuz aradı. Eylül duymasın diye telefonu kulaklıkla açtım. Bende fısıldayarak konuşmaya başladım.

Ali:Efendim Oğuz ?
Oğuz:Eylül nasıl oldu kardeşim ?
Ali:Daha iyi. Anneme götürdüm onu. Anneme de söyledim kaşarlı ve acılı yemek olmamasını. O da bol bol yeşillik yapmış. Anneme giderken yolun ortasında bir kez kustu. Yemeğini yedi ve uyudu. Bende onunla uyumuşum. Şimdi yoldayız ve uyuyor.
Oğuz:Orçun meselesi ne oldu ?
Ali:Bende tam ondan bahsedecektim. Çiçek göndermiş ! Ve biraz sonra da telefonla aradı umarım özür çiçeğimi beğenmişsinizdir diye. Bende sinirlendim ve biraz saydırdım. O da görüşeceğiz dedi ve kapattı. Ailecek sinir olduk şu adama.
Oğuz:Halletmemiz gerekiyor. Sen bi ara hastaneye uğra , tamam mı ?
Ali:Tamam.
Oğuz:Görüşürüz.
Ali:Görüşürüz.

Belki de her şey bir gülümseme..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin