2. BöLüM ~ Yeni Cerrah ~

658 28 0
                                    

Eylülden

Oğuzla beraber kapıya doğru ilerledik. Odadan gülümseyerek çıkmıştım. Oğuz kapıyı kapattı. Arkamdan gelmeye başladı. Ben bir kaç adım attım. Oğuz arkamdan seslendi.

Oğuz : Ve yeni cerrah Eylül Erdem..
Eylül : Nasıl geçtiğini anlamadım bile..
Oğuz : O zaman kankama benden yüksek katlardan bir oda. Ne dersin?
Eylül : Böyle manzarası olan, gün ışığı alan , kesinlikle geniş.
Oğuz : Tamamdır. O iş bende. Sana şimdi konum atıyorum. Oraya gidip önlüğünün ölçüsünü alacaklar. Akşama kadar hazır olur.
Eylül : Tamam.
Oğuz : Bir de renk seç. Odaya göre ölçüleri bizim mobilyacıya gönderelim. Sana yardımcı olsunlar. İstediğini seçersin.
Eylül : Oğuz. Şimdi ben sana kanka mı diyeceğim yoksa Oğuz mu?
Oğuz : Sen bana kanka de. Hastanede belki Oğuz diyebilirsin.
Eylül : Tamam kanka.
Oğuz : 😂😂
Eylül : Ne gülüyorsun yaa.

Diyerek omzuna vurdum. Biraz sendeledi. Kolunu tutmaya başladı.

Oğuz : Eylül sen hâlâ boksa devam mı ediyorsun kızım. Bu ne güç böyle..
Eylül : Tabii ne sandın. Marmaristeyken işime yarıyordu. Bende her akşam spor salonuna gidiyorum. Ama bu akşam hocam yok. Şehir dışında. İstersen ve ya nöbetçi değilsen benle gelsene.
Oğuz : Nöbetçi değilim. Tamam. Geliyorum. Sen bana konum atarsın o zaman.

Dedi ve telefonu çalmaya başladı. Yavaş yavaş yürümeye başladık asansörün önüne doğru. Oğuz;

-.............
Oğuz: Tamam. Siz şimdi st taraması yapın. Sonuçlar gelince beni ara.
-.............
Oğuz: Tamam tamam. Geliyorum bekleyin beni. Kimse hareket etmesin.
-.............

Diyerek telefonu kapattı. Bana daha sonra tekrar uğrayacağını söylerek yanımdan gitti. Asansöre bindim. Girişte indim. Kafeden kendime filtre kahve aldım. Boş bulduğum masaya oturdum. Telefonum çalıyordu. Arayan Oğuzdu.

Oğuz:Eylül ya ben sana sormayı unuttum. Senin araban var mı?
Eylül:Hayır. Daha almadım. Ev de yok ortalıkta. Uçaktan indiğim anda geldim.
Oğuz: Eylül o zaman sen benim odama git. 15.katta soldan 6.oda. Masanın üstünde anahtarlar olacak.
Eylül:Oğuz.. (Oğuz duymadan konuşmaya devam eder.)
Oğuz: Araba ve ev anahtarları var. Sen arabayı bul ben sana evin konumunu atarım.
Eylül:Oğuz...! Dinleyecek misin acaba??
Oğuz: Pardon kanka. Şuan biraz stresliyim de. Neyse sen odama git orada da durabilirsin. Otoparka da inebilirsin. Ben çıkınca geleceğim.
Eylül:Tamam. Teşekkürler kanka.
Oğuz:Ne demek kanka. Bi sorun olduğunda bana gelebilirsin.
Eylül :Tamam

Dedim ve kahvemi de alarak Oğuzun odasına geçtim. Odasını kolayca buldum. Odasına girdim. Beyaz yeşil döşenmişti. Oğuzdan bildigim kadarıyla rengi biz , döşemeyi mobilyacı yapıyormuş. Masanın üzerinden anahtarlarını alıp kapıya döndüm. Yürümeye başladım. Aynı zamanda Oğuza odasını bulduğumu mesaj olarak atıyordum. Kapıyı açtığımda bir anda bir şeye çarptım. Benden büyük bir şeydi. Kafamı telefondan kaldırdım. Ali Asaf'tı galiba adı. Bu sabah Oğuzun yanında görmüştüm onu. Ayrıca profesör doktorlardandı. Yani kademe olarak üstündeydi. Bana burada ne yaptığımı soruyor gibi bakıyordu.

Eylül:Pardon hocam..
Ali Asaf:Önemli değil küçük hanım.
Eylül:Ben küçük hanım değilim.
Ali Asaf :Kimsin o zaman?
Eylül: Ben Eylül Erdem hocam. Beyin Cerrahıyım. Bundan sonra da burada olacağım.
Ali Asaf:Ise başladın yani
Eylül:Evet hocam.
Ali Asaf:Bana hocam demeyi kessen mi acaba?
Eylül: Tamam.Ne dememi istersiniz? profesör??
Ali Asaf :Ali demen yeterli. Ya da Ali Asaf diyebilirsin.
Eylül:Peki Ali hocam.
Ali Asaf:Inadindan vazgeçmeyecek misin?
Eylül:Şuan size ne diyebilirim ki?Mevki olarak üstümsünüz hocam.

Belki de her şey bir gülümseme..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin