37. BöLüM ~Bela ~

225 20 27
                                    

Biz böyle ilerlerken ikimizde hastaneye girdigimiz anda durduk. Oğuzun sinirlenmeye başladığını hissettim. Elini sıkmasından belli oluyordu. Önümüzde bir bela vardı..

Cansu:Abicim..😌
Oğuz:Senin burada ne işin var!
Cansu:Abimi ziyarete gelemez miyim yaa..? Bak Eylül de buradaymış.
Oğuz:Kankamın adını ağzına alma! Yakışmıyor çünkü.
Cansu:Eylül sen beni çok seviyorsun di mi?
Eylül:Bulaşma bize.

Tam ilerlerken Oğuzu gerçekten sinirlendirecek bir şey söyledi..

Cansu:Ee abicim..Yengemle tanıştırmayacak mısın beni? Neydi adı yaa..🤔
Oğuz:Sakın sakın Bahar'ın adını ağzına alma!
Cansu:Heh Bahar. Ne güzel bir isim. Aa bu kadar erken mi?

Dedi ve arkasını döndü. Bahar gelmişti. Duru da kucağındaydı. Oğuz "Allah kahretsin.." dedi. Bahar'ın gelmesi kötü bir şanssızlık oldu. Bahar şaşkınca bakıyordu.

Bahar:D..Durunun ateşi çıktığı için geldim. Bir sorun mu v..var?
Cansu:Aa ben de yengem nerede kalmıştı diyordum.
Bahar:Ne yengesi ya?!
Eylül:Gel Bahar ben sizi acile götüreyim.
Bahar:Sonra konuşacağız!

Baharı aldım ve Duru ile acile götürdüm. (Çocuk Doktoru) Duruyu kontrol etmeye başladı. Ne olduğunu çok merak ediyordum ama şuan Bahar'ın yanında durmam gerekiyordu.

Bahar:Eylül sen biliyorsun ne olduğunu?
Eylül:Oğuzun üvey kardeşi. Lisede de böyle başına bela oluyordu. Şimdi burada karşımıza çıktı. Ikimizi de tanıyordu. Yengem nerede diye sordu. Oğuz da Bahar'ın adını ağzına alma dedi. Sonra sen geldin. Olay bu yani.
Bahar:O yüzden bana yenge dedi.
Selin:Zaten yengem değil misin?
Oğuz:Selin!
Selin:Ne var be!
Eylül:Başlamayın yine. Neden gelmiş?
Selin:Abimi ziyarete geldim. Ne var bunda?
Eylül:Sanki seni tanımıyoruz..😒..Sen bi sorunun olmasa gelmezdin. Yine ne oldu acaba?
Selin:Paraya ihtiyacım vardı. Abimin kankası olarak bu kadar karışmanı gerekli bulmuyorum canım.
Oğuz:Sözlerine dikkat et Selin!
Eylül:Sıktı artık.

Oğuzdan

Eylül acilin çıkışına doğru yürüyordu. Sinirlenmişti çünkü ellerini sıkıyordu. Bu aralar fazla üstüne gidildiğinin bende farkındaydım. Selin'in telefonu çaldı ve gitti. Gerçek kardeşim olmasındansa üvey olması daha iyiydi. Bahar'ın alnına öpücük kondurdum ve acilden çıktım. Yolda Dilaraya Eylülün nerede olduğunu sordum. Sinirli sinirli asansöre binmiş. Nereye gittiği de bilinmiyor. Asansörle aramaktansa kamera odasına gittim. Orada tüm kameralar bulunuyordu. Onu kameralardan zor da olsa buldum. Garaj kattaydı. Sinirinde ya garaja ya da çatıya giderdi. Hemen asansöre koştum. Eylül kum torbası olmadan sinirini çıkaramazdı. Ya birini döver ya da kendine zarar verirdi. O yüzden olabildiğince acele bir şekilde garaja indim. Garaj hastane kadar büyüktü. Kameralardan kenarda beyaz önlüğü görünüyordu. Kameranın olduğu yere geçtim ve o anı gözümün önüne getirmeye çalıştım. "Ekranın biraz altı , sağ tarafta beyaz önlük var.." kamera odasındaki görevli bunları söylemişti. Sağ tarafa doğru ilerlemeye başladım. Ağlama sesleri az da olsa duyuluyordu. Ben yaklaştıkça daha fazla duyulan ağlama sesleri telefon sesiyle kesildi. Konuşan ses ise Eylülün sesiydi.

Eylül:Efendim Dilara?
.
Eylül:Hemen geliyorum.

Ve ayaklanma sesi. Kapı açıldı ve biraz sonra kapıdan gelen ışıklar söndü. Eylül gitmişti. Oturduğu yere baktım. Benim arabamın yanındaydı. Oflayarak acile çıktım. Eylül hastaya müdahale yapıyordu. Gözleri kan çanağına dönmüştü ama ağlamıyordu. Onu acilin girişinden izledim. Asabi yapısını kaybetmemişti. Içinde bir yerlerde o his hâlâ vardı. Ali Asaf ve bebekleri bu hissi örtpas ediyordu. Kalp masajı yapmaya başladı. Biraz devam ettikten sonra hastayı ameliyathaneye gönderdi. Beyaz eldivenlerini çıkarırken beni gördü. Gözünde tuttuğu gözyaşlarını serbest bıraktı. Ağlıyordu şimdi. Ona doğru gittim ve sarıldım. Onu kolumun altına aldım ve odasına götürdüm.

Oğuz:Burada istediğin kadar ağlayıp sebebini soranlara ise hastamı kaybettim , diyebilirsin.
Eylül:Herkes benden nefret ediyor. Cansu desen , Begümle teyzem desen. Herkesin gerçek yüzlerini görmek canımı acıtıyor..😥
Oğuz:Hayatta herkes böyle değil mi zaten? Hadi biraz uyu şimdi.
Eylül:Olmaz. Saat 4'te ikizlerin aşısı var. Berk ve Tuğçe'yi de kontrol etmem gerek.
Oğuz:Saat daha 1. Hem uyuman gerek. Ayrıca Berk'i ve Tuğçe'yi senin yerine ben kontrol edeceğim.
Eylül:Hayır diyemeyeceğim. Dizine yatabilir miyim kankacığım?
Oğuz:Gel buraya gel.

Dedi ve beni dizlerine yatırdı. En son hatırladığım saçlarımla oynayışıydı.

Oğuzdan

Eylül uyuyunca dolabından bir pike ile üstünü örttüm. Ilk Berk'i kontrol etmeye gittim. Giderken Ali'yi aradım.

Ali:Efendim kardeşim?
Oğuz:Abi Eylül uyudu , ulaşamazsan diye dedim.
Ali:Neden uyuyor? Eylül hiç gün içinde uyumaz ki?
Oğuz:Abi herkes üstüne geliyor. Sinirliydi zaten. Uyumasını söyledim. 1-2 saat uyusa yeter ona.
Ali:Tamam kardeşim. Sağol.
Oğuz:Görüşürüz abi.
Ali:Görüşürüz.

Ali'yi de bilgilendirdikten sonra Berk'in odasına girdim. Şule teyze ve Begüm de oradaydı. Beni görünce sinirlendiler yine.

Şule:Noldu? Niye Eylül gelmedi?
Oğuz:Gelince sanki kızı rahat bırakıyorsunuz da..😠
Begüm:O da bize karışmasın!
Oğuz:O bir doktor. Sana karışabilir. Hakkı var yani uyarmakta falan!
Begüm:Kankanı koru tabi sen.
Oğuz:Benden seni korumamı bekleme..!
Şule:Korktu di mi?
Oğuz:Eylül gelmemekte haklıymış.

Dedim ve bir şey demeden odadan çıktım. Dosyayı doldurmuştum zaten. Sakinleştim ve Tuğçe'nin odasına girdim. O da beni görünce Eylülü sordu.

Tuğçe:Eylül hoca gelmeyecek miydi?
Oğuz:Uyuyor şuan.
Tuğçe:Ne zaman taburcu olabilirim acaba?
Oğuz:Eylülün imzası gerekiyor. 1-2 saate uyanır. Serumun da biter o zamana.
Tuğçe:Tamam.

Tuğçe'yi de kontrol ettikten sonra odasından çıktım. Herkes Eylülü soruyordu. Onun da üzerine çok gidildi ama. Ben bile Şule teyzelerin yanında durmakta zorlandım. Üstüne üstlük laf bile yedim. Eylül için bunlar daha zor olmalı. Saate baktım. Eylülün uyanması için 1 saat vardı daha. Acile gittim. Bahar , Duru ile bir kenarda uyumuştu. Yanlarına gittim. Duru beni gördü. Ellerini bana doğru uzattı ve onu Bahar'ın kucağından aldım. Dün gece de Duru bizi uyutmamıştı. Ikimizde yorgunduk. Bahar hâlâ uyuyordu. Yanıma Dilarayı çağırdım. Dilara Duruyu kucağına aldı. Bende Baharı kollarıma aldım. Beraber Eylülün odasına çıktık. Eylül hala uyuyordu. Koltuğa yatırdık ikisini ve bende Duruyu kucağıma aldım. Dilara ayarlamalar bitince çıktı. Ben telefona bakmaya başladım. Duru kucağımda uyuyunca bende uyudum.

4 saat sonra..

Gözlerimi açtığımda Alp bizi uyandırmaya çalışıyordu.

Alp:Oh sonunda uyandınız hocam. Neler oldu neler?
Oğuz:Noldu oğlum çıldırtma insanı!
Alp:Cansu hanım ortalığı dağıttı. Sinan bey sizi odasına çağırıyor. Bu rezillik hakkındaymış.
Oğuz:Geliyorum hemen.

Bu sefer de kısa bir bölüm olsun..Bazı teknik sıkıntılardan dolayı (!) Wattpad'a giriş yapamadığım için bölümü şimdi atıyorum. Şuan 922 kelime. Yeni bölümde görüşürüzz..

Sınır

10 vote , 20 yorum..🍁

Belki de her şey bir gülümseme..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin