42. BöLüM ~ Mektup ~

196 20 52
                                    

Berk elini yüzünü yıkarken bende Ali'nin dolabından bir esortman takımı aldım. Ben kıyafetleri hazırlayıncaya kadar Berk hazırdı. Kıyafetlerini verdim ve boş bir odada giyindi. Bende kapısında bekliyordum. Bir anda içeriden Eylül diye bir ses geldi. Bu Berk'in sesiydi. Ne olduğuna bile bakmadan içeri girdim. Berk kan olmuştu. Altını tam giyememişti. Üstü de soyunuktu ama şuan bunun bir önemi yoktu.

Eylül:Ne oldu yaa burada?!
Berk:D..Dikişler kanıyor..
Eylül:Sakin ol. Ali'yi çağırmam gerek.
Berk:T..Tamam.

Odadan çıktım ve korkuluğun yanına geçip olanca gücümle bağırdım. "Aliii..!" Aşağıdan da koşarak gelen ayak seslerini duyunca odaya geri geçtim ve kontrol etmeye başladım. Ali gelince onları tek bıraktım ve evdeki sağlık kitini odaya götürdüm. Ayşegül abla ikizleri kucağında tutuyordu. Korkmuştu bağırmamdan.

Ali:Acıyor mu çok?
Eylül:Bir anda bağırdı.
Berk:Doktor evinde hasta olmak böyle bir şey galiba..😄😌
Eylül:Kapa çeneni..! Ne kadar korktum biliyor musun sen?
Berk:Tamam yaa. Bilerek olmadı. Özür dilerim.
Eylül:Bana bak! Bir daha o tişört seksi değil dikkatli çıkarılacak anladım mı kuzen?
Berk:Tamam tamam. Aynada kendime bakıyordum.. 😄

Berk'in sargıları tekrar sarıldı. Ali yavaşça onu yerden kaldırdı. Esortmanını çekti ve yatağa oturttu. Bende üstünü dikkatlice giydirdim. Ali ve Ayşegül abla ikizlerle dışarı çıktılar. Bende yerdeki kanı temizledim ve yatağına oturdum. Berk de dizime yattı. Eskiden oyun oynarken de böyle yapardı.

Eylül:Bu ara bi Oğuz bi sen çok korkutuyorsunuz beni. Ona göre..
Berk:Oğuz ne yaptı ki..😄
Eylül:Kaza geçirdi. Onu öyle görünce ömrümden ömür gitti.
Berk:Sizin kankalığınız da başka. Kardeşsiniz siz.
Eylül:Ben şikayetçi değilim. Aslan gibi baba o bir kere..😂
Berk:Ben Duruyu ne zaman göreceğim ya?
Eylül:Gelirler gelirler. Sen bi iyileş de. Bir yeğenin daha oluyor bu arada.
Berk:HAMİLE MISIN?
Eylül:Ya saçmalama ben değil Esma hamile yaa..😄
Berk:Bir an bir daha dayı olucam sandım.
Eylül:Su ve Rüzgar bi büyüsünler de.
Berk:Gel aşağı gidelim. Hem sıkıldım ben burada. Aslında hava sıcak. Havuza mı girsek?
Eylül:Kuzen daha ıyilesemedin ki..🙄
Berk:Tamam tamam. Bi keyif yapıcaktım yaani. Hazır havuzlu ev bulmuşken..😌
Eylül:Tamam tamam. Bir kaç gün sonra girersin. Hem Su ve Rüzgarı da suya sokarız belki.
Berk:Yeğenlerimle havuz keyfi.. Daha güzel olur.
Eylül:Ama önce iyileşmen gerek dayısı..
Berk:Tamam tamam. Hadi inelim.

Berk'le yavaşça merdivenlerden indik. Onu televizyonun karşısındaki koltuğa yatırdım. Kendine bir film seçti ve izlemeye başladı. Bende kendime kahve yaptım. Su ve Rüzgar mutfakta mama yerken Ayşegül abla da bulaşıkları yıkıyordu. Gittim ve yardım ettim.

Ayşegül:Kızım ben yapardım?
Eylül:Yok Ayşegül abla. Az da ben yardım ediyim. Zaten ben hastanedeyken onca şey yapıyorsun.
Ayşegül:Tamam kızım.

Su ve Rüzgar mamalarını bitirince onları kucağıma aldım ve salonda oynamaya başladık. Kapı çaldı. Ayşegül abla ikizlerin yanına geçti. Bende kapıya baktım. Kurye gelmişti. Ne olduğunu merak ederek kuyuyu aldım ve imzamı attım. Üzerinde herhangi bir not da yoktu. Tek yazan Ali Asaftı. Aklımdan türlü türlü senaryolar geçiyordu. Yatak odasına çıktım. Kutuyu yatağın üstüne koydum. Yavaşça ve yırtmamaya özen göstererek kutuyu açtım. Içinden bazı fotoğraflar , bir de küçük bir mektup çıktı. Mektup ise idare eder bir yazıyla yazılmıştı. Kâğıt bembeyazdı. Okumaya başladım merakıma yenilerek. Fotoğraftakini ise tanımadım. Ve ya ben bilmiyordum.

"Sevgili oğlum Ali Asaf. Ben Leyla. Biricik annen.. Ölmedim ve yaşıyorum.. Ne oldu da ölmedim bilmiyorum.. Sana da söyleyemedim kim olduğumu.. Inanmazdınız bana.. Bende şimdi seni uzaktan izliyorum. Eğer kendimde o cesareti bulabilirsem bir gün karşına çıkacağım.. Torunlarımı gerçekten sevmek istiyorum.. Eylül çok güzel bir kadın.. Onu da tanımak istiyorum.. Ziyanur size çok iyi bakmış. En kısa zamanda beni tanıman dileğiyle.. Kısa süreliğine hoşçakal oğlum.."

Belki de her şey bir gülümseme..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin