Okulun ilk günü, ilk derse geç kalmak tam benlik bir işti. Hızla merdivenleri çıktıktan sonra sınıfa doğru ilerledim, sınıf kapısının önüne geldiğimde usulca kapıyı çaldım biraz bekledikten sonra içeri girdim öğretmenin sert bakışları altında kaldıktan sonra hızlıca sırama geçtim. Aklım bütün ders boyunca beni izleyen çocuktaydı işin ilginç tarafı tanımıyordum yüksek ihtimalle yeni gelmişti ama bütün ders beni izleyeceği kadar ne yapmış olabilirdim bilmiyorum, daha tanışmamıştık bile. Teneffüs zili çalmıştı Miray yanıma gelip "Çardağa gidiyoruz gelecek misin?" Dediği anda hafifçe gülümsedim gözlerimi duvara sabitledim "Sanmıyorum" diye mırıldandım bu davranışımı takmadı ve sınıftan çıktı. Daha sonra gözlerimi duvardan ayırdım ve önümdeki kitabı açtım okumaya başladım bir süre sonra önümde birisi belirdi kafamı kaldırmama izin vermeden "Kitap okumayı seviyoruz galiba" dedi, ah bu çocuk bütün ders beni izleyen çocuk.
"Ne okuyorsun? Bekle bu kitabı biliyorum bu kitabın ikincisi de var okumuştum ama ikincisi çok kötü okumanı tavsiye etmem" dedi hiç başımı kaldırmıyordum ama kitabı da okumuyordum okuyormuş gibi yapıyordum. Bir süre daha kaldıktan sonra arkasını döndü ve sınıf kapısına doğru ilerlerken bir anda duraksadı başını bana çevirdi "Denklem gibisin bilinmeyenli denklem gibi ama şansına küs ben denklem çözmeyi severim daha önemlisi zoru severim" dedi ve sınıftan çıktı neydi bu şimdi?
***
Çardağa doğru ilerlerken Bora başıyla beni işaret etti, Miray arkasını döndü, şaşkındı. Yanlarına gidip benim köşeme oturduktan sonra bir an boşluğa düştüm. Bu çardakta herkesin yeri belliydi bizim de öyle. Biz diyorum çünkü o zamanlar o da vardı. Tam o sırada dikkatimi bir ses dağıttı "Selam" kafamı kaldırdığımda yine o çocukla göz göze geldim bir türlü yakamı bırakmadı. Adımını çardağın önünde ki çizgiye attığı anda kendimi tutamadım bu sefer gerçekten çizgiyi aşmıştı. Sinirli bir gülümseme ile "Yalnız çizgiyi geçmezsek" dediğim anda başını yerde ki çizgiye çevirdi o çizgi bizim grubumuzun çizgisiydi onu geçmek için bizden olmak gerekti en önemlisi grubu temsil eden kişinin bile her şeyini bilmekti acılarını bile. O varken grubu temsil eden oydu ama artık yoktu ve her şeyi bana bırakıp gitmişti acılarda dâhil. O gittiğinden beri grubu ben temsil ediyordun. Çocuk Ayağını çizginin diğer tarafına attı ve bana doğru yürüyüp yanıma oturdu şaka mıydı bu? Gerçekten bu çocuk durmayı bilmiyordu. Miraya baktım her şeye rağmen sakin kalıyordum çünkü artık eskisi gibi duygularımı yaşayamıyordum. "Kalemi versene" Miray cebinden çıkarıp bana uzattığında kapağını açarken yeni çocuğun elini tutup çevirdim bileğine kalemle bir çizgi çizdim "Baktıkça beni hatırlarsın çizgiyi aşman bir hataydı" dedim ve ekledim "Herkes hata yapar insanız sende yapmışsındır eminim. Bende yaptım zaten bundandır bu hallerim ama sen o hatayı herhangi birine değil bana yaptın ve inan bana benim sıradan yaptığım hatalardan geldiğim bu halden daha kötüsünü yaşarsın" oturduğum yerden kalktım yürümeye başladım evet bu bir tehditti. O başlatmıştı ben bitirecektim. Sınıfa girdiğimde Miray da hemen arkamdan girdi ve aklında ki soruyu sormasına izin vermeden ben sorumu sordum.
"Kim bu sarı?"
"Okula yeni geldi."
"Onu biliyoruz başka?"
"Senin gibi o da kapalı kutu kimse hakkında bir şey bilmiyor adı ve soyadı dışında."
"Peki neymiş?"
"Aras Bozan." Aras Bozan o zaman bana sıradan gıcık bir insanın adıydı fakat daha sonra hayatımı değiştirecek belki de mahvedecek kişi olduğunu tahmin bile etmiyordum.
"Sizin olayınız ne?"
"Biz mi? Biz diye bir şey yok, kendisi kendi kendine oyun oynuyor."
"Yani?"
![](https://img.wattpad.com/cover/192112398-288-k104467.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIMDAKİ SEN
Romance"Benim içim fazlasıyla karanlıktı,geçmişimden kalan siyahlar vardı. Ama onun geçmişin acılarına rağmen kalan beyazları vardı. Onun içi fazlasıyla aydınlıktı karanlığımdaki aydınlıktı. Peki ya onun ışığı benim karanlığımı aydınlatmaya yeter miydi?" ...