Sessizliğe Boğulan Yıldızlar

7 2 0
                                    

"Emre Özkan!"

Attığım adımlarıma bakarken ona yaklaştım o ise beni izliyordu aniden başımı kaldırdım. "Değiştirmişsin ama hala söylenince bakıyorsun."

"Evet değiştirdim. Sen gittiğinden beri birçok şeyi değiştirdiğim gibi bunu da değiştirdim."

İnsan sevdiğini özler, özlediğini sever. Bazen hiç umursamadığı, değerini bilmediği şey gidince daha çok sever. Bazen insan yokluğuna alışır ya hani kabullenir işte tam o an çıkıp gelir zamansızca. Zamansızca çıkıp gelir elin kolun birbirine dolanacağını zannedersin de hiç bir şey olmaz. Bazen susar ya insan işte bazen öyle anlamsız kalır kelimeler. Bazen sessizlikte boğulmak ister insan işte bazen yıldız gibi parlak ama suskun olur, tıpkı bu gece gibi.

"Ne kadar oldu değiştireli?"

"Bilmem 3 yıl 3 buçuk yıl dört yıl sen söyle diyeceğim de eğer yılları sayacak kadar sevseydin gitmezdin. Emre eğer geçmişe takılı kalmasaydın dönmezdin. Sana neden geldin demeyeceğim çünkü bıraktığın yerden devam edeceğini düşünecek kadar aptalsın." Arkamı döndüm adımlarımı hızlandırdım, hafif bir kahkaha attı ve sonra kendinden emin bir şekilde sözlerini söyledi.

"Ben aptalsam seni alacak kadar da sana deliyim."

Gerçekten deliydi bunca yıl bekleyip geri dönmesi ve bıraktığı yerden başlamak istemesi onun deli olduğunu ve beni de delirtmek istediğinin belirtisiydi arkamı dönmeden onun gibi alaylı bir şekilde gülerek "Sanmam" dedim ve adımlarımla onun yanından uzaklaştım. Evin anahtarı ile kapıyı açmaya çalışıyordum. Lanet anahtar bir türlü girmiyordu, istemsizce ellerim titriyordu. Kendime sinirlenmeye başlamıştım tekrar yaşamak istemiyordum, tekrarını istemiyordum. Aras elimde ki anahtarı alıp kapıyı açtı ve garip bir şekilde bana baktı. Onun yanında bunu yaşamak istemiyordum. Vücudumun her yeri istemsizce uyuşuyordu, bedenimin kontrolünü yitirmesini istemiyordum. Güçlüydüm, her şeyle baş ettiğim gibi bununla ederdim sorun yoktu. İçeri girer girmez odama girdim. Aras anlam vermeye çalışıyordu.

"Defne'm iyi misin?"

Derin bir nefes aldım ve yatağa oturdum.

"Biliyor muydun?" diye sordum aniden. Onca konuşmadan sonra bunu ona söylemem garip kaçmıştı ama bildiği için ona kızacak değildim çünkü en az benim kadar kötü durumdaydı. Sevgilisini mahveden adam tekrar karşısına çıkmıştı onu anlamaya çalışıyordum.

"Evet, ama sana söyleyecektim."

Yanıma gelip dizlerinin üstüne çöktü ve bana baktı sanki masum bir çocuk annesinin kızacağı bir şey yapmış gibi.

"Sorun değil sevgilim, hiç sorun değil." Haklıydı bana söylemişti sadece doğru kişinin söylemesini bekliyordu çünkü bu işe karışması pek normal olmazdı ki zaten söylemeye çalışmıştı da.

"Ben biraz uyumak istiyorum?" Uyumak istiyordum gerçekten uykum vardı haftalardır uyumuyordum ve artık Aras yanımda olduğu için bedenimi rahat hissediyordum. Sanki ona anlatmamı hislerimi paylaşmamı bekliyordu çünkü öyle bakıyordu.

"Tamam, ben gidiyim uyanınca ararsın beni." O gözlerinle bakma bana öyle sevgilim. En sevdiği oyuncağını kaybetmiş küçük bir çocuk gibi masum bakma bana. Gideceğimden korkuyordu ona döneceğimden. Ayağa kalkıp kapıya yönelmeden elini tuttum. Bakışları bana dönünce "Gitme, kal." dedim. Bunu içten söylemiştim çünkü onsuz uyuyamazdım, huzurumdu o benim onsuz beynimi susturamazdım. Başını sallamakla yetindi ve hemen yatağımın yanında ki koltuğa oturdu. Hafifçe yatağa yattım ve ayaklarımı karnıma kadar çektim. Koltuğun yanında ki örtüyü alıp beni örttükten sonra tekrar oturdu ve ben kendimi uykuya teslim edene kadar bakıştık sadece sessizce bakıştık. Gözlerimizle birbirimize birbirimizi anlattık.

KARANLIĞIMDAKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin