Gökyüzü Yağmurlu

5 2 0
                                    

Hızla ilerlediğim koridorda tek düşündüğüm Defne'nin vereceği cevaptı. Doktorla konuştuktan sonra yanından ayrılıp odaya gitmeye karar vermiştim. Kapıyı açtığımda Defne irkildi önce yataktan doğruldu sonra bir şey olmamış gibi kaşlarını çattı. Şimdilik bir şey söylemeyecektim bana söylemesini bekleyecektim, umarım öyle olurdu. Camın yanında ki koltuğa ilerledim şu an kendimi sakin tutmam gerekiyordu yoksa her şey kötü olabilirdi. Güneş batarak şehre sunduğu ışığı azaltırken odaya Dilan Hanım ile Miray girdi ellerinde bir çanta vardı.

"Giyebileceğin bir kaç kıyafet getirdik kuzum."

Defne'nin bakışı ile kalktım ve kapıya yöneldim.

"Ben çıkayım da sen giyin."

Çıktım. Ne yapacağımı bilmiyordum o kadar sinirliydim ki ama bu sinirim Defne'ye değil benim yüzümden o şerefsizin yaptıklarıydı. Daha kötüsünü de yaşayabilirdi ya da onu hiç bulamayabilirdik bilmiyorum onu bulduğum için sevinmişken şimdi yaşadıkları için sinirliydim kendime. Her şey bitmiş olabilirdi ama olmama ihtimali de vardı.

"Naptınız? İyi mi?" Can'ın sesi ile arkamı döndüm. Harika, mükemmel. Can, Rüya, Duran ve Bora dizilmiş bana bakıyorlardı. Rüya'nın gelme sebebini anlamamıştım tamam Defne onun hayatını kurtarmış olabilirdi ama bu şu an burada olmasını gerektirmezdi, onun için tehlikeliydi.

Bakışlarımı uzun süre üstünde tutmuş olmalıyım ki

"Ne? Ufak bir teşekkür ve güzel bir özür dilemek istedim." diyerek açıklama yaptı.

"İyi." dedim hem Can'ın hem de Rüya'nın verdiği tepki için sonra Can'ı kenara çektim ve sessizce durumu anlattım.

"Olabilir mi ki? Rüya'ya bir şey yapmadıysa Defne'ye neden yapsın ki Aras?"

"Bilmiyorum ama başka bir açıklaması da olamaz Can."

"Defne'ye sor?" Bir seçenek gibi önüme sundu.

"Önce anlatmasını bekleyeceğim eğer anlatmazsa soracağım."

"Bana bak?" diye uyardı ve devam etti "Sakince halledin, hastaneyi başımıza yıkmayın."

Başımla onayladım zaten yaşadığı şey her neyse ondan sonra üstüne gitmeyi düşünmüyordum. Bora ve Duran ile biraz konuştuktan sonra oda kapısına doğru yöneldim önce haber vermek için kapıya vurduğumda bekledikten sonra içeri girdim yatakta oturmuş altında bir eşofman vardı üstünde hala benim kazağım vardı. İçeri teker teker girdiğimizde oda dolmaya başlamıştı bile. Rüya elinde ki papatyaları Defne'nin yanında ki masaya bıraktı, ah papatya almıştı, evet Defne'nin en sevdiği çiçekti ama bana anlattığı anısında hiç hoş şeyler yoktu.

"İyi misin? Tekrar çok teşekkür ve özür dilerim." Rüya yatağın yanına yaklaşıp köşesine oturdu ve yüzüne hafif bir gülümseme yerleştirdi.

"Hiç özür dilemene gerek yok Rüya inan bana senin bir suçun yok. Ayrıca çiçekler için teşekkür ederim." her şeye rağmen gülüyordu ve çiçekler için teşekkür etmişti. Dilan Hanım Rüya ile tanıştıktan sonra gitmesi gerektiğini belirterek herkese özürlerini ileterek gitti. Şimdi odada sadece ben, Bora, Duran, Can, Miray, Rüya ve Defne'm vardı. Duran ve Rüya konuşurken Bora ile Miray beraber gülüşüyordu. Can Defne ile tanıştıktan sonra iyi anlaşmış olacaklar ki konuşup gülüşüyorlardı. Bir kaç dakika sonra Miray ve Bora yanımızdan ayrıldılar. Miray'ın eve geç kalmaması için Duran da Derin hasta olduğu için gelemediğini belirterek özür diledi ve o da çıktı ve Rüya da onu hastane çıkışına kadar geçireceğini söyledi ve beraber çıktılar. Onların bu kadar yakın olması gerçekten benim çok sinirimi bozuyordu. Duran ile zamanında sırf Defne'm için kavga etmiştik ve ben hala Defne'ye âşık olduğunu düşünürken son zamanlarda yaptığı davranışlardan bu düşüncemi yeni yeni yok ederken şimdi yenisi çıksın istemiyordum. Zaten ona hala gıcık oluyordum.

KARANLIĞIMDAKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin