"Louis baban-"
"Geliyorum." bu akşamın bir an önce geçmesini istemekten başka bir şey düşünemiyordum. Eve misafir gelmesi en nefret ettiğim şeydi. Aşağıya indiğimde karşımda oldukça güzel iki kadın ve kadınları kıskandıracak güzelliğe sahip genç bir oğlan vardı.
Oğlanın kıvırcık saçları alnına dökülmüştü eğik kafası yüzünün bir kısmını saklıyordu. Hatırladığım kadarıyla bu aile babamın ölen yakın arkadaşının ailesiydi.
"Louis orada dikilmeyi bırakıp misafirlerimize merhaba de." babamın sesiyle kendime gelip ortada oturan kadına elimi uzattım.
"Hoşgeldiniz." deyip donuk bakışlarımdan birini attım. Bu aileyi daha önce görmüş olsamda hatırlamıyordum. Kadın elimi sıkıp güzel bir gülümseme sundu. Hızlıca koltuklardan birine oturup kıvırcık oğlana baktım. Göz göze geldiğimiz an kıvırcık saçlı oğlan gözlerini irileştirip başka bir yere baktı.
Bu hareketi onda çok sevimli durmuştu. Dudağımın kıvrılan köşesini normal haline getirdim.
Hep birlikte yemek masasına geçtiğimizde eskilerden konuşmaya başlamışlardı. Bu da sevmediğim şeylerden birisiydi. Eski konuları konuşup insanların acısını tazelemek saçmaydı.
"Demek Harry okumak için şehir merkezine kadar gidiyor." anladığım kadarıyla iki kadın beta, oğlan omegaydı.
"Şehir merkezine kadar rahat gidebiliyor mu? Omegaları orman çıkışında rahatsız ettiklerini duymuştum." bunları söylediğimde tüm bakışların bana dönmesinden rahatsız olmuştum. "Neden öyle bakıyorsunuz? Duyduğum şeyleri söylüyorum."
Babam gülümseyerek bana baktı. "Belki artık ona eşlik etmek istersin? Hem gerçekten omegaları rahatsız edip etmediklerine bakarsın." kafamı hızlıca babama çevirdim. Bunu yaptığına inanmıyordum.
"Kendisi rahatsız olup olmadığını bilir baba. Ona göre bir şeyler düşünürüz." karşımda oturan omegaya baktığımda alt dudağına dişlerini geçirmiş tabağına bakıyordu. Biraz dikkat ettiğimde kalp atışlarının hızlı olduğunu anladım.
"Harry bana daha önce hiç rahatsız edildiğinden bahsetmedi." dedi annesi oğluna bakarak.
"Yok öyle bir şey." diye mırıldandı oğlan. "En azından beni hiç kimse rahatsız etmedi."
"Louis yarın Harry ile birlikte git. Eğer gerçekten o bölgede bir rahatsızlık söz konusuysa bir şeyler yapalım." olay ne ara yine bana döndü ki?
"Gerek yok Jackson amca. Ben kendim hallediyorum. Sandığınız kadar güçsüz değilim." kaşlarımı kaldırıp gülümsedim. Bakışları birkaç saniye bana döndü sonra hızlıca tabağına baktı.
"Sana güçsüz olduğunu söylemedim Harry, sadece yollarınızı biraz daha güvenli yapmaya çalışıyorum. Liderle de bu konuyu konuşurum. Louis yarın Harry'yi evden alırsın."
"Evlerini nereden bilebilirim?" dedim. İtiraz etmemin bir alemi olmadığını biliyordum çünkü babam bir şey isterse kesinlikle eninde sonunda yapılırdı.
"Onları eve bırakırken öğrenirsin." gözlerimi devirme isteğimi bastırıp suyumdan birkaç yudum aldım. Sohbet yine ilgimi çekmeyecek yerlere kaymıştı. Karşımda oturan oğlana baktım. Tabağındaki yemeklerle oynuyordu.
"Ben biraz hava alıp geliyorum." deyip ayağa kalktım.
"Harry sende çıkabilirsin. Biraz yürürsünüz." babamın ne yaptığını anlamasamda bana çekingen bir tavırla bakan oğlana başımı salladım. Belli ki o da sıkılmıştı. Dışarıya çıktığımızda derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY CURLY / L.S
FanfictionKarşımda oldukça güzel iki kadın ve kadınları kıskandıracak güzelliğe sahip genç bir oğlan vardı. ABO Kurgusu