Fourteen

2.1K 215 159
                                    

"Louis olduğuna emin misin?"

"Evet, arabayla geçtiler." kaşlarım olabildiğince çatıldı.

"Yanında bir kız vardı diyorsun yani?"

"Harry salak gibi davranmayı kes." nefesimi burnumdan verip ofladım.

"Sonra görüşürüz Lucas." telefonu kapatıp üzerimi değiştirdim. Anneme haber verip evden çıktım. Adımlarımı olabildiğince hızlı tutmaya çalıştım.

Louis'nin yanında bir kız olması ve benim bundan haberimin olmaması ne demekti? Lucas arayıp söylemese haberim bile olmayacaktı. Dün bana tüm gün evde olacağını söylemişti. Kapının önünde durup biraz soluklandım. Kapıyı çalıp yüzüme bir gülümseme yerleştirdim.

Jay kapıyı açıp beni kucakladığında sarılışına karşılık verdim. "Hoşgeldin tatlım. Louis odasında."

"Müsait midir?"

"Senin için her zaman müsaittir. Onu aşağıya getirirsen çok iyi olur." gülümseyip merdivenlere yöneldim. Üst kata çıktığımda her şey normal görünüyordu. Kapıyı tıklatıp başımı içeri uzattım. Louis yatağa yayılmış uyuyordu. Onun bu halini görünce gülümsemeden edemedim. Yanına uzanıp parmak uçlarımı yanaklarında gezdirdim. İç geçirip yanağını yastığa sürttü. Bu haliyle alfadan çok kedi yavrusuna benziyordu. Kıkırdayıp yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.

Gözlerini kırpıştırarak açtı. Gözlerimiz kesiştiğinde gülümseyip kolunu belime sardı. Alnına dökülen saçlarını geriye doğru itip elmacık kemiğini okşadım.

"Geleceğini haber verseydin uyumazdım." omuz silkip yanağını öptüm.

"Bir anda karar verip çıktım hemen evden. Birazcık özlemiş olabilirim." baş ve işaret parmağım arasında küçük bir boşluk oluşacak şekilde elimi kaldırdım. Kıkırdayıp yüzümü yüzüne yaklaştırmamı sağladı. Tam dudaklarımız buluşacağı anda odanın kapısı açıldı.

"Louis, saçlarımı kurutmam lazım ama-" Beni görünce lafı yarım kaldı. Üzerinde pembe bir bornoz vardı. Sarı uzun saçlarından sular akıyordu. "Müsait değil miydin?"

"Çekmecemden kurutma makinesini alabilirsin." diye mırıldanıp burnunu boynuma yaklaştırdı.

"Selam, ben Madison."

"Harry." deyip sahte bir şekilde gülümsedim. Louis belimdeki kollarını sıkılaştırdığında ona döndüm. Kız odadan çıktığında Louis'den birazcık uzaklaştım. "Bu kız kim?"

"Eski bir tanıdık. Birkaç gün bizde kalacak."

"Daha önce görmüş gibiyim."

"Boşversene onu. Biz nerede kalmıştık." kıkırdayıp bana yaklaşan yüzünü inceledim. Dudaklarımızı birleştirdiğinde elimi yanağına koyup okşadım. Benim derslerim yüzünden çok fazla görüşemiyorduk. Dudaklarının baskısı arttığında nefesimin bittiğini hissettim. Göğsüne bastırdığımda dudaklarımız arasında bir parmaklık mesafe bırakacak şekilde geri çekildi.

"Seni çok özlüyorum ben." iç geçirip gözlerimi kapattım.

"Bende seni özlüyorum ama bitmek üzere biraz sabret." dudakları dudaklarıma tekrar baskı yaptığında kollarımı boynuna sardım. Dudakları dudaklarımdan sıyrılıp boynuma indi. Boynumu koklayıp dudaklarını mühür noktama yakın bir yere bastırdı. Parmaklarımı saçlarına geçirip çekiştirdim.

"Kokun beni kendine o kadar çok çekiyor ki, bırakamıyorum." geri çekilip yanağımı okşadığında gülümsedim. Biraz doğrulup alnıma vurdum.

MY CURLY / L.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin