Thirty Two

1.6K 154 77
                                    

"Chad hemen buraya geliyorsun."

"Hayır." Louis ve Chad birbirleriyle inatlaşmaktan yorulmamışlardı.

"Chad Tomlinson!" Louis'nin sabrını zorladığı çok belliydi.

"Tamam beyler, sakin olalım. Chad, gel bebeğim." kollarını göğsünde birleştirmiş köşede duruyordu. "Hadi oğlum." yavaş adımlarla yanıma gelip karşımda durdu. Koltuk altlarından tutup kucağıma aldım. Alt dudağını büzmüş kaşları çatık bakıyordu.

"Bugün Lucas amcana gideceğimiz için söz verdik, o yüzden gitmeliyiz. Verdiğimiz sözleri tutmamız lazım değil mi?" omuz silkip sinirli bakışlarını Louis'ye gönderdi.

"Gitmem, o çocuk pis." deyip burun kıvırdı. Aslında sıkıntısı, Lucas ve Andrew'un yeni doğan bebeklerini Louis'nin kucağına almış olmasıydı. Chad bunu görünce kıskanmıştı ve asla oraya gitmek istemiyordu.

"Ama Grace seni çok sevdi. Bak üzülüyoruz ama biz, sen böyle yapınca. Louis baban, Grace'i kucağına almayacak."

"Hazz baba?"

"Ama Lucas amcan da seni kucağına alıyordu." kaşlarını tekrar çatıp kucağımda arkasını dönmeye çalıştı. "Tamam, bende almayacağım. Gidelim mi artık?" Louis'yi tekrar süzüp başını salladı.

"Almak yok." deyip işaret parmağını iki yana salladı. Gülümseyip yanağını öptüm. Kucağımda onunla kapıya doğru ilerledim.

"Küçücük çocuk bizi parmağında oynatıyor, bu nasıl bir iş?"

"Lou!" deyip elimi uzattım ona.

"Chad bana gel, babanı yorma." tripli bir şekilde babasının kucağına gittiğinde Louis gözlerini devirdi. Boştaki eliyle elimi tutup yürümeye başladı.

"Baba ama kara olmuş, uyuyalım."

"Evet bebeğim karanlık oldu ama daha uyuyacağımız zaman gelmedi." dudağını büzüp dediğim şeyi sorgulamaya başladı. Ona göre hava karanlık olduğunda uyuma vakti gelmiştir. Başını Louis'nin omuzuna yerleştirip yolun devamında sessiz kaldı. Evin önüne geldiğimizde kapıyı çalıp Chad'e baktım. Çoktan uyuduğunu fark edince gülümsedim. Andrew kapıyı açtığında içeriden yüksek sesli bir ağlama duyuldu.

Chad, Louis'nin kucağında kıpırdanıp uyumaya devam ettiğinde nefesimi verdim. Eğer uyanırsa bugünü bize zehir edeceği kesindi. İçeriye girdiğimizde Lucas büyük bir çabayla bebeğini susturmaya çalışıyordu.

"İsterseniz Chad'i bizim odaya bırakın."

"Uyandığında yabancı bir yatakta ve bizi göremezse daha huysuz olur." Louis kucağında Chad ile kendini koltuğa bıraktı. Lucas'ın yanına yaklaşıp kızaran bebeğe baktım. Ağlaması yavaşlarken başını Lucas'ın göğsüne bastırdı. Henüz çok küçük olan bedenine tezat düşecek bir sesi vardı. Lucas rahat bir nefes verdiğinde gülümsedim.

"Andy, kahve yapar mısın? Bende bu sırada Grace'i uyutmuş olurum."

"Benim yapamamı ister misin?" diye teklifte bulunduğumda Andrew başını iki yana salladı.

"Ben hallederim."

~~~

Chad uyuduktan yarım saat sonra sızlanarak uyanmış ve ben kucağıma aldığımda tekrar uyumaya devam etmişti. Şimdi ise tekrar uyanmış yanağını göğsüme yaslayıp etrafa bakınıyordu. "Chad, oyun oynamak ister misin?" Andrew'a omuz silkip kolumda parmaklarını gezdirdi.

"Babiş, gidelim."

"Bekle bebeğim, biraz sonra gideceğiz." başını geriye atıp tüm ağırlığını sırtına sardığım koluma verdi. Açıkta kalan boynunu öptüğümde kıkırdadı. Lucas hala Grace'i uyutmaya çalışırken bizi izliyordu. Grace aslında çok huysuz değildi sadece uyku problemi vardı. Ayrıca çok güzel bir bebekti. Kumral teni, yumuk gözleri ve dolgun dudakları vardı.

MY CURLY / L.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin