"Harry bu gece burada kalacak, ona göz kulak ol. İkiniz uslu olun."
"Anne sanki sen söylemesen biz evde kötü şeyler yapacağız." bana gözlerini devirip yanımdan ayrıldı. Koltuğa daha çok yayıldığımda babam elinde çantayla geldi.
"Eğer bir sorununuz olursa hemen haberim olsun. Gece evden çıkmak yok."
"Tamam baba, anladım." kaşlarını çatıp sert bir bakış attı.
"Toparlan, gelirler biraz sonra." oflayarak dikleştim. "Oflama bana. Arkadaşlarınızı çağırabilirsiniz ama evi dağıtmamak şartıyla."
"Peki. Yarın kesin dönecek misiniz?" başıyla onayladı. Kapı çaldığında ayağa kalkıp kapıyı açtım. Bayan Styles, Gemma ve Harry gelmişti. Gemma her zamankinden daha çok özenmişti kıyafetine. Heyecanlı olduğu her halinden belli oluyordu.
"Harry, lütfen Louis'nin canını sıkacak bir şey yapma."
"Daha kaç defa tamam diyeceğim anne?" annesi saçlarını karıştırıp öperken babam ve annem sonunda evden çıkabildiler.
"Bir şey olursa haber verirsiniz." Başımı sallayıp Harry'ye baktım. Bakışlarımız buluştuğunda gülümsedi. Aynı şekilde karşılık verip diğerlerine baktığımda hepsi dikkatle bizi izliyordu.
"Eğer gitmezseniz geç kalacaksınız. Gemma nişanlısının evine geç kalmak istemez." Annem yanaklarımı öpüp göz kırptıktan sonra uzaklaşmaya başladı. "Gelsene Harry, kapıda kaldın." gülümseyip eve girdi.
"Çay var, içer misin?"
"Olur." Beni mutfağa kadar takip etti.
"Kıyafet getirmedin mi?" Başını iki yana sallayıp sandalyeye oturdu. "Neden?"
"Gerek duymadım." fincanı önüne bırakıp bende karşısına oturdum.
"Öyle mi?"
"Evet, zaten eve gideceğim." kaşlarımı kaldırarak gözlerine baktım.
"Öyle mi?"
"Sürekli şunu söylemekten vazgeç." masaya doğru biraz eğildim.
"Söyletme o zaman. Bu gece burada kalacağını biliyorum. Eşyalarını kapıda mı bıraktın?" çayından bir yudum alıp fincanı tekrar masaya bıraktı.
"Ben çok ciddiyim, burada kalmayacağım." kaşlarım bu defa çatıldı.
"Saçmalama, evde yalnız kalamazsın." kaşları alayla havalandı. Belli ki fazla yüz vermişim. "Seni istediğim kadar burada tutabileceğimin farkındasın değil mi?" alaylı ifadesi silindi. Boğazından bir yutkunma geçtiğini gördüm.
"N-nasıl olacakmış o?" ayağa kalkıp yanında geçerken kulağına fısıldadım.
"Hayal gücüne bırakıyorum." gözleri irileşirken gülümsememi saklayarak mutfaktan çıktım.
Birkaç dakika sonra mutfaktan çıkıp yanıma geldi. Yanıma oturup ellerini dizlerinin üzerine koydu.
"Lucas'ı çağırmak istiyorum." sesi titrediğinde bakışlarım yüzüne kaydı.
"Az önceki-"
"Lütfen, Lucas'ı çağırmak istiyorum." dolan gözleri yüzünden kendimi kötü hissettim.
"Tamam, Andrew'u da alıp gelsin." Başını sallayıp telefonunu çıkardı. Bir süre bekledi.
"Lucas, Andrew ile birlikte Louis'nin evine gelebilir misiniz?" sesi yine titrek çıktı.
"Hayır, yok bir şey. Siz sadece gelin." telefonu kapatıp tekrar cebine sıkıştırdı.
"Az önce söylediklerimi ciddiye almadın, değil mi? Ben sadece şaka yapmıştım. Sana kötü bir şey yapmam." sessiz kalıp olduğu yere iyice sindi. "Tanrım, Harry saçmalama. Bana güvendiğini sanmıştım. Eğer yanımda rahat etmeyeceksen evine git ama arkadaşın seninle kalsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY CURLY / L.S
FanfictionKarşımda oldukça güzel iki kadın ve kadınları kıskandıracak güzelliğe sahip genç bir oğlan vardı. ABO Kurgusu