Two

3K 256 247
                                    

Meydana geldiğimizde babama baktım. "Tamam git hadi." deyip gülümsedi. Onların yanından ayrılıp Andrew'un yanına gittim.

"Baban yine sıktı mı seni?"

"Hemde nasıl? Sabahtan beri canıma okudu." tüm evdeki koltukları oradan oraya taşımış, en sonunda tekrar eski yerlerine koymuştu. Annemin isteği üzerine bir kere daha farklı bir düzene getirmişti ama o da beğenilmeyince tüm eşyalar ilk yerlerine konulmuştu.

"Avlanmaya gelmeyeceksin öyleyse?"

"Bilmiyorum, pek keyfim yok." gözlerim arkadaki güzel kıvırcıklara takıldı. İstemsizce gülümsediğimde Andrew baktığım yere baktı. Sonra tamamen arkasını dönüp birkaç adım attı.

"Hey Harry, nasılsın?" Harry ikimize de bakıp Andrew'da bakışlarını sabitledi. El sallayıp gülümsedi.

"İyiyim, sen?"

"Bende iyiyim. Birlikte biraz yürüyelim mi?" arkadaşına bakıp izin istedi.

"Olabilir, Lucas yürümeye bayılır." kaşlarımı kaldırdım. Sarı çocuğun ne sevdiğini sormadı ki? Yapmaya çalıştığı şeyi anlıyorum sanırım. Arkadaşıyla Andrew'un yakınlaşmasını istiyor.

"Güzel, hadi Louis." gözlerimi devirip onu takip ettim. Harry daha yakınıma geldiğinde ondan gelen farklı koku kaşlarımın çatılmasına sebep oldu. Biraz ilerledikten sonra durdum.

"Andrew, Harry ile bir şey konuşmam lazım. Siz gidin biz sizi buluruz." önce anlamsız bakışlar atsada sonra omuz silkip yürümeye devam etti. Onlar tekrar meydana doğru yürürken Harry iri gözleriyle olduğu yerde kaldı.

"Bu koku da ne?"

"H-hangi koku?"

"Senden gelen bu farklı koku?" yutkunurken adem elmasının hareketini izledim. Sessiz kaldığında kaşlarımı kaldırdım. "Sen kızgınlık mı geçiriyorsun?" tekrar sessiz kaldı. "Kusura bakma."

Gözlerini ormanın içinde gezdirdi. Gergin olduğu her halinden belli oluyordu. "İyi misin?" koluna dokunmak istediğimde geri çekildi.

"İyi değilim. Yanımda bir alfa var, kokumu bastırabilecek aptal şeyler sıktım ama pek bir faydası yok, hiç iyi değilim."

"Benden korkuyor musun?" Birkaç adım geri çekildi. "Meydana geri dönmek ister misin?" başını sallayıp yürümeye başladı. Aramızda sessizlik hakimken Harry'nin kullandığı bastırıcı etkisini kaybetmeye başlamıştı. Kendi şekerli kokusu hafif hafif yayılmaya başlamıştı.

"Endişelenmeni istemem ama bastırıcı artık etkili değil sanırım." gözleri irileşti. Dişlerini alt dudağına geçirip adımlarını hızlandırdı. Meydana geldiğimizde Andrew ve Harry'nin arkadaşı birlikteydi. Harry annesinin yanına giderken ben Andrew'un yanına geçtim.

"Harry nerede?"

"Annesinin yanına gitti." deyip gözlerimle onu takip ettim. Ağaçların arasına girdiğinde arkasından birisinin daha gittiğini gördüm.

"Louis sana diyorum."

"Ne? Şey biraz işim var, seni sonra bulurum." deyip koluna vurdum. Bir şey demesine izin vermeden bende arkalarından gittim. Ağaçların sıklaştığı yerde Harry'nin inlediğini duydum. Adımlarımı hızlandırıp kokuyu takip ettim. Harry'nin önündeki bedeni gördüğümde kaşlarımı çattım. Biraz daha yaklaştığımda boynunu öptüğünü fark ettim.

Koşarak yanlarına gittim. Hafif yapılı bedeni Harry'nin üzerinden çekip geriye doğru fırlattım. O sendeleyerek yere düşerken ben Harry'nin önüne geçtim. Alfa sesimi kullanarak "Defol buradan." dediğimde geriye doğru gitmeye başladı. Arkamdaki korkmuş omegaya dönüp boynuna baktım.

MY CURLY / L.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin