Yatağın durmaksızın hareket etmesiyle gözlerimi aralayıp ne olduğunu algılamaya çalıştım. "Chad!" Louis'nin sesini yükseltmesi bile fayda etmemiş küçük beden yükselip alçalmaya devam ediyordu. Gülümseyip hızlıca doğruldum ve onu kucağıma çektim. Hava henüz yeni aydınlanıyordu.
"Bu saatte nereden geliyor bu enerji?"
"Çiş!" diye bağırıp boynuma sarıldı. Kıkırdayıp ayağa kalktım. Koşturarak tuvalete indiğimde kucağımdaki kıvırcık kıkırdamaya başladı. Tuvalete girip onun tuvaletini yapmasını bekledim. "Bitti." deyip mavi gözlerini bana çevirdi. Ellerini yıkayıp kuruladım. Yanına eğilip ellerini tuttum.
"Bebeğim bundan sonra tuvalete gitmen gerektiğinde beni uyandır, yatakta zıplayıp Louis babanı uyandırma. Anlaştık mı?" ellerini ellerimin arasından çekti. Yanaklarımı tutup burnumun ucunu öptü. Bunu Louis'den görüp yapmaya başlamıştı. Ona bir şey söylediğimde kabul ediyorsa genelde böyle yapıyordu. Gülümseyip onu kucağıma aldım. "Nerede uyumak istersin? Yatağına mı götüreyim babalarla mı uyumak istersin?" kollarını boynuma sıkıca sararak cevap verdi.
Birlikte yukarıya çıktığımızda Louis uyumaya devam ediyordu. Chad yatağa girer girmez Louis'ye sokuldu. Bu ikisi hep bunu yapıyorlardı. Chad ne zaman bizimle birlikte uyusa Louis'ye sokuluyordu. Louis'de onu kollarının arasına hapsedip beni köşeye atıyor, umursamıyordu. Elbette kendi çocuğumu kıskandığım falan yok ama böyle dışlanmaktan da hoşlandığım söylenemez.
~~~
"Hazz?" yanaklarımdan dürtülmenin etkisiyle tek gözümü açtım. Chad bana gülümseyerek bakıp gözlerini kırpıştırdı. "Babam gel dedi Hazz." başımı sallayıp öpmesi için yanağımı uzattım. Dudaklarını yanağıma tüm gücüyle bastırıp sesli bir öpücük kondurdu. Louis'ye her zaman ağzını doldurarak 'babam' derken bana genelde Hazz diyordu. Sanki onu Louis doğurmuş gibi.
"Hadi gidelim o zaman. Yüzünü yıkadın mı?" başını sallayarak onayladı beni. Yataktan kalkıp koşturarak merdivene doğru gitti. Bu sırada belinden düşen pijamasını çekmeyi de ihmal etmedi. "Beni bekle bebeğim, düşersin." merdivenin başında durup sırıtarak bana baktı. Kendini bir anda merdivene bırakınca hızlıca ayağa kalktım.
"Chad!" diye bağırdığımda merdivenden sesler geliyordu. Koşarak merdivene gittiğimde Chad Louis'nin kucağında ağzını kapatmış gülüyordu. Louis'nin ses çıkaran ayakları durduğunda ikisine kaşlarımı çatarak baktım. "Komik miydi şimdi bu? Hiç gülmedim ben." deyip yanlarından geçtim. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki bir an öldüğümü falan sandım. Yüzümü yıkayıp mutfağa geçtiğimde çoktan hazır olan masaya şaşkınca baktım.
"Süpüriz." Chad koşarak yanımdan geçip masayı gösterdi.
"Sürpriz, diyecektin bebeğim."
"Ne dediği umurumda değil, ikinize de küstüm." Chad gözlerini irileştirmiş masumca bakarken yanından geçip masadaki yerime oturdum.
"Ama eden?" kendince neden demeye çalışıyordu.
"Çünkü beni korkuttunuz." deyip kollarımı göğsümde birleştirdim. Louis'nin bacağını dürttü.
"Babam, öjü mü?" baba özür mü dileyelim demek istiyordu.
"Öjü değil, özür oğlum. Harry babana özür dilerim diyeceksin." başını sallayarak yanına gelip kucağıma tırmandı. Yine yanaklarımı tutup burnunu burnuma değdirdi.
"Özjü dilerim Hazz baba." sonra nereye geldiğini umursamadan yüzümün her yerini öpmeye başladı. Kıkırdayıp onu durdurdum.
"Bir daha babayı korkutmak yok, anlaştık mı?" hala yanaklarında duran ellerini sıkılaştırıp burnumun ucunu öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY CURLY / L.S
FanfictionKarşımda oldukça güzel iki kadın ve kadınları kıskandıracak güzelliğe sahip genç bir oğlan vardı. ABO Kurgusu