Chad ve Louis televizyonda çizgi film izlerken salonu toplamaya çalışıyordum. Chad'in oyuncakları her yerdeydi. Oynamasa bile sağa sola fırlatıyordu. "Hazz" sonra Louis'nin burada olduğunu hatırlamıştı ve hemen "baba, çeçil."
"Çekilir misin?" diye düzeltti Louis onu.
"Ondan." deyip kaşlarını çattı.
"Kalkıp oyuncaklarını toplamaya ne dersin?" omuz silkip Louis'nin karnına daha sıkı sarıldı. Elimdeki oyuncakları sepete atıp bende koltuğa oturdum. "Bende yoruluyorum farkında mısınız bilmiyorum ama."
"Chad baban haklı, kalk oyuncaklarını topla." Chad hiç umursamadan çizgi filmi izlemeye devam etti. İkisi de beni çıldırtıyordu. Kapı çaldığında açmak için gittim. Kapıyı açtığımda tanıdık gelen yüzü inceledim.
"Merhaba, Louis evde mi?" başımı salladım. "Ben Celine, hatırlamadın sanırım. Alexander, Harry'yi hatırladın mı?" çocuk başını iki yana salladı.
"İçeri gelin, kapıda beklemeyin." onlar eve girerken salona doğru seslendim. "Louis misafirimiz var." hatırladığım anıyla kaşlarım çatıldı. Celine Louis'nin arkadaşının eşiydi. Louis kucağında Chad ile bizi salonun girişinde karşıladı.
"Hoşgeldiniz." O da şaşırmış gibiydi.
"Merhaba, senden küçük bir şey rica etmeye geldik." Louis salonu işaret ettiğinde Chad kollarını Louis'nin boynuna sarmış ilk defa gördüğü yabancıları dikkatle inceliyordu.
"İçecek bir şeyler getireyim mi?" dediğimde Chad kollarını bana uzattı. Kucağıma aldığımda başını omzuma yasladı.
"Çay olur, Alex içinde meyve suyu. " Louis'yi başımla onaylayıp Chad ile birlikte mutfağa girdim.
"Sana süt ısıtmamı ister misin bebeğim?" başını salladığında onu tezgahın üstüne bıraktım. Bacaklarını sallayarak beni izliyordu. Çay için suyun ısınmasını beklerken bir bardağa meyve suyu doldurdum. Chad için süt ısıtırken kendi kendine bir şeyler mırıldandığını duydum. Kendi kafasından şarkılar uyduyor ve onları bir daha asla hatırlamıyordu. Gülüp saçlarını öptüm. Su ısındığında poşet çayları fincanda su ile biraz bektettikten sonra ısınan sütü Chad'in kurbağalı pipetli bardağına boşalttım. Hepsini tepsiye koyup Chad'i tezgahtan indirdim.
Elimi tutarak salona kadar yanımda ilerledi. Salona girdiğinde arkama saklandı. Tepsiyi sehpaya bırakıp meyve suyunu Alexander'a verdim. Teşekkür ederek aldı. Chad'in sütünü de alıp, Louis'nin yanına oturdum. Chad sütünü içerken Louis ve Celine'in konuşmasını anlamaya çalışıyordu.
"Öğretmeni babalarıyla görüşmek istemiş ama durumu biliyorsun. Alex benim gidebileceğim söylemiş ama öğretmek baban gelsin demiş. Bende ne diyeyim bilemedim, aklıma sen geldin. Amcası sayılırsın o yüzden müsait olursan gidersin belki diye düşündüm."
"Anneme önemli olmadığını söylüyorum ama anlamıyor." çocuk utanıyordu belli ki.
"Olur mu öyle şey Alex, elbette önemli. Siz bana adresi ve saati söyleyin giderim ben. Bir daha böyle şeylerde çekinmenize gerek yok. Kardeşimin oğlu benim oğlum sayılır."
"Louis amca, gerçekten gitmesen de olur." Louis kaşlarını çattığında gözlerini kaçırdı çocuk.
"Çocuğunuz kocaman olmuş." sohbet açmaya falan mı çalışıyordu bu kadın?
"Hazz ben komacanım." gülüp saçlarını okşadım.
"Evet bebeğim, kocamansın." bardağını bana uzattığında elinden aldım. Ellerini çırpıp geri aldı bardağı elimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY CURLY / L.S
FanfictionKarşımda oldukça güzel iki kadın ve kadınları kıskandıracak güzelliğe sahip genç bir oğlan vardı. ABO Kurgusu