"Harry, Louis sürekli ailesi ve senin aranda mekik dokumak zorunda değil. Artık kendi evinize ne zaman çıkacaksınız?" Annemin söylediği şey karşısında kaşlarımı çattım. "Yanlış anlama sizi istemediğimden değil, elbette yanımda olmanızdan çok mutluyum ama ne zamana kadar sürecek bu? Ben evdeyim diye rahat hareket edemiyorsunuz bile. Hem teyzenle konuştum, tekrar ormana dönmek istiyor ama evleri çoktan yıkıldı biliyorsun. Enişten de olmadığı için kimseye güvenemiyorlar, bir süre benimle kalacaklar. Belki tamamen de buraya taşınabilirler, bilmiyorum. Tek bildiğim şey sizin iyi hissetmenizi istediğim. Louis'yi daha fazla yormayalım. Gece senin yanında kalıp sabah ailesinin evine gidiyor, oradan da çalışmaya gidiyor. Yazık o çocuğa da. Bana çok değer verdiğini, üzülmemi istemediği için bir şey demediğini biliyorum ama bizde fazla zorlamayalım. Konuş onunla ve kendinize bir düzen kurun."
~~~
Bu konuşmanın üzerinden bir haftadan fazla geçmişti. Bu konuşmadan sonra Louis'ye bunları anlatmıştım ve Louis bir şeyler düşüneceğini söylemişti. O günden sonra hem Louis'nin ailesine hemde anneme eşit uzaklıkta bir yere ev yapmaya girişmişlerdi. Arkadaşlarının yardımıyla güzel bir klübe yapmışlardı. Alt katta küçük bir mutfak, salon ve misafir odası, üst kat ise sadece ikimize ait olan bir oda vardı. "Beğendin mi?" dediğinde ona döndüm.
"Çok güzel." deyip ellerimi ensesinde birleştirdim. "Bu kadar kısa sürede bitmesine şaşırdım doğrusu."
"Bu akşam yeni eşyalar gelecek, ayrıca elektrik için birileri uğrayacak. Yarın kendi evimizde uyuyabiliriz." gülümseyip tekrar eve baktım. Louis evi kendisi yapacağını söylediğinde benimle dalga geçtiğini falan düşünmüştüm. Ertesi sabah birkaç arkadaşıyla toplanıp kendilerince plan yapmış ve evin inşaatına başlamışlardı. Annemi bırakıyor olmak kötü hissettirse de burada olmak iyi olacaktı.
"Sabırsızlanıyorum. Sadece ikimize ait bir ev fikri kulağa o kadar hoş geliyor ki." belimdeki kollarını sıkılaştırıp burnunu burnuma sürttü.
"Emin ol benim kadar sabırsızlanmıyorsundur." dediğinde kıkırdadım. "Hadi seni eve bırakayım. Burayı Andrew ve Lucas halledecek." başımı sallayıp elini tuttum.
~~~
Sabah uyandığımda Louis hala uyuyordu. Yanağımı göğsüne sürtüp ona daha çok sokuldum. O da kollarını sıkılaştırıp burnunu saçlarıma gömdü. Gülümseyip yanağını okşadım. Kapı açılıp üzerimize atlayan küçük bedenle huzurlu dakikalarımız son buldu. Julia yatakta zıplarken Louis kıpırdandı.
"Julia, Louis uyuyor dur artık."
"Onun uyanması için yapıyorum zaten Harry, salak mısın?" gözlerimi kısıp ağzımı açmıştım ki elleriyle ağzımı kapattı. "Sakın anneme bu kelimeyi kullandığımı söyleme." bileğinden tutup elini ağzımdan uzaklaştırdım.
"Eğer şimdi odadan çıkarsan söylemem." Bir süre düşündü. Louis mırıldanarak uyandığında gözlerini kocaman açıp ona baktı. Louis'ye gece tişörtle uyumasında ısrar ettiğim için kendimi tebrik ettim.
"Küçük hanım, sabah sabah ne bu enerji?"
"Senin için geldim Louis." deyip boynuna sarıldı. Kaşlarımı çatıp ikisine baktım. Normalde Louis'nin uyanır uyanmaz ilgi odağı ben olmalıydım. En azından üç haftadır öyleydi. Kollarımı göğsümde birleştirip sırtımı yatak başlığına yasladım. Julia, Louis onu gıdıklarken kahkahalar atıyordu. Bu yüzümü daha çok asmama sebep oldu.
"Hadi bakalım, sen annenin yanına geç bizde geliyoruz." Julia odadan zıplayarak çıkarken Louis başını omzuma yasladı. Benden uzaklaşması için omzumu silktim. Umursamadan burnunu çene kemiğime sürttü. "Bebeğim günaydın öpücüğü yok mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY CURLY / L.S
FanfictionKarşımda oldukça güzel iki kadın ve kadınları kıskandıracak güzelliğe sahip genç bir oğlan vardı. ABO Kurgusu