Five

2.7K 238 489
                                    

"Louis uzatma işte. Çocuk görüşmek istedi, ne yapsaydım?" gözlerimi devirip yanında yürümeye devam ettim.

"Eğer bu çocukla oynamayı planlıyorsan ilk ben kırarım kafanı."

"Ben öyle biri miyim?" bakışlarımı fark etmiş olacak ki yüzünü ekşitti. "Tamam daha önce yapmışlığım var ama bu durum biraz farklı."

"Öyle olsun." deyip önünde durduğumuz kafeye baktım. Yine bir kalabalık yine ben. İçeri girip masaya doğru ilerlediğimizde yabancı birinin Harry ve arkadaşının yanında olduğunu fark ettim.

"Kim bu?" omuz silkip bilmediğini belirtti. Masaya vardığımızda Andrew kendininkiyle meşgul oldu. Harry bana gülümseyip yanındaki oğlanın anlattığı şeyi dinlemeye devam etti.

"Sam, Louis ile tanışsana." kaşlarım çatık onlara baktım.

"Sanırım biraz sinirli bir arkadaş." dişlerimin arasından cevap verdim.

"Ben senin arkadaşın değilim."

"Louis!" Harry'nin uyarıcı sesi yüzünden ona baktım. Bana kaşlarını kaldırıp oğlanla konuşmaya devam etti. Harika tüm bu kalabalıkta yalnız kalmıştım. Andrew'un dünyadan haberi yoktu zaten.

~~~

Hala yalnızlığımla baş başaydım. Harry yanındaki oğlanla çok samimi sohbetine devam ediyordu. Resmen dip dibe oturmuşlar, oğlan elini onun sandalyesinin arkasına atmış içine düşecek gibiydi. Harry arada bir şeyler anlatırken onun koluna dokunuyordu. Direkt gözlerinin içine bakarak konuşuyordu. Dişlerimi daha fazla sıkamayacağımı anladığımda ayağa kalktım.

"Andrew, ben gidiyorum. Sonra görüşürüz." arkamdan seslenmesini umursamadan dışarı çıktım. Hızlı adımlarla ormanın yolunu tuttum. Sinirimi bir şekilde geçirmem lazımdı. Sinirimin neye olduğunu bile bilmiyordum.

Sanırım beni yalnız bıraktıkları içindi. Evet evet kesinlikle yalnız kaldığım için sinirlendim. Ormana girer girmez dönüştüm. Arkamdan gelen sesle o tarafa baktım. Harry karşımda iri gözleriyle bana bakıyordu.

"Neden geldin?" dediğimde odaklanıp dönüştü. Yanıma temkinli adımlarla yaklaşmaya başladığında ona zarar vermemek için geri gittim. "Git buradan. Yalnız olmalıyım, aksi taktirde istemediğim şeyler olur."

"Neden öyle çıkıp gittin?" sorusunu es geçip ona arkamı dönüp yürümeye başladım. "Sana bir soru sordum Louis." hırlayarak arkamı döndüğümde geri çekildi.

"Git dedim, neyini anlamıyorsun? Arkadaşın seni bekliyordur, defol." sinirime hakim olamıyordum. Koşmaya başladığımda beni takip ettiğini biliyordum.

Sakinleşmek için yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Uçurum kenarına geldiğimde durdum. Burası rahatlamak için kullandığım tek yerdi.

"B-burada ne y-yapacaksın?"

"Sana ne." dediğimde başını eğdi. Ben sinirle birkaç derin nefes alırken onun insan formuna geçtiğini gördüm.

"Madem insanlarla böyle rahat ilişki kurabiliyorsun, ben neden kendimi parçaladım bana güvenmen için? Sikik iki alfa yüzünden bana güvenmiyorsun ama insan olan herhangi birine kolayca güvenebiliyorsun öyle mi?" gözlerinde korkuyu görüyordum ama kendimi tutamıyordum. Sesimin yükselmesine engel olamıyordum.

"Öyle değil-"

"Ne öyle değil? Ben kahrolası bir alfayım, o yüzden her şeyi yapabilirim. Emin ol sana bir şey yapmak isteseydim senin söylediğin hiçbir şey umurumda olmazdı." gözlerinin dolduğunu görebiliyordum ama kendimi de durduramıyordum.

MY CURLY / L.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin