Nine

2.3K 221 150
                                    

Louis'nin gelmesini beklerken stresten bacağımı titretmeye, tırnaklarımı yemeye başlamıştım.

"Andrew'a hala ulaşamadın mı?"

"Hayır, sürekli arıyorum ama telefonu kapalı." alt dudağıma dişlerimi geçirip orman yoluna bakmaya devam ettim.

"Ben gidip bakacağım, bu kadar geç kalmaması lazımdı." yürümeye başlamışken Lucas kollarını karnıma sarıp beni durdurdu.

"Gidip ne yapacaksın? Louis güçlü bir alfa merak etme bir şey olmaz, gelir biraz sonra."

"Anlamıyorsun, o beni bekletmeyi hiç sevmez. Gelmesi lazımdı Lucas, bir şey oldu?" bana sarılıp sırtımı okşadı.

"Sakin ol. İyi düşün biraz." dolan gözlerimi kırpıştırıp yaşları geri göndermeye çalıştım. Lucas benden uzaklaşıp bir adım geri çekildi. "Sana su alıp geliyorum."

O uzaklaşırken bende yola bakmaya devam ettim. Louis uzaktan göründüğünde hızlıca ona doğru ilerledim. Beni gördüğünde gülümsemeye çalıştığını fark ettim. Yüzü tuhaf bir şekil aldığında bir sorun olduğunu anladım.

"Louis." deyip sıkıca sarıldım. "Neden bu kadar geç geldin?" sırtımı okşayıp saçlarımı öptü. Geri çekildiğimde alnındaki terleri fark ettim. "İyi misin?" soruyu sorarken gözlerimi yüzünden başlayarak vücudunda gezdirmeye başladım. Beyaz tişörtündeki kırmızılığı gördüğümde gözlerim irileşti.

"L-Louis yaralanmışsın."

"Önemli bir şey değil." deyip yüzümü elleri arasına aldı. Gözlerimi kan lekesinden çekemezken görüşüm bulanıklaştı. "Harry bana bak. Ben iyiyim."

"Kavga mı ettiniz? Hemen babana haber verelim, seni iyileştirecek bir şey yapsınlar. Canın çok yandı mı?" alnımı öpüp yanağımı okşadı.

"Sorun yok Harry, eve gidip duş almam lazım."

"Olmaz, önce yarana baktıralım. Benim yüzümden oldu. Oradan geçmeseydim hiçbir sorun olmayacaktı." yaşlar gözlerimden süzülürken baş parmağını dudağıma bastırdı.

"Söyleme böyle. Şimdi biraz dinlenmem lazım. Eve kadar benimle gelecek misin?" konuşmakta zorlandığını fark ettiğimde yarasını olduğu yere baktım. Tişörtteki kırmızılık büyümeye başlamıştı.

"Louis yaran kötü oluyor, lütfen bir hekime falan gidelim. Tişörtün hep kan oldu, lütfen."

"Tamam, sakin ol. Eve gidelim birilerini çağırırım." Lucas yanımıza geldiğinde yüzü şaşkın bir hal almıştı.

"Andrew'a hala ulaşamadın mı? Yardımına ihtiyacımız var."

"Hayır, en son sabah gördüm. Ulaşırsam yanınıza gönderirim. Haber vermemi istediğiniz birisi var mı?" Başımı salladım.

"Jackson amcaya haber ver, hızlı ol. Louis'nin evine gidiyoruz." Başımı Louis'ye çevirdiğimde bakışlarının baygın bir hal aldığını fark ettim.

Hızlı olmaya çalışarak onu eve taşıdım. Annesinin telaşlı bakışları arasında onu odasına çıkardım.

"Nasıl oldu bu?"

"Anne, telaş yapma." Ben ağlamaya devam ederken Jackson amca koşarak yanımıza geldi.

"Siz çıkın, doktor halledecek."

"Harry kalabilir mi?" doktor başını salladığında Louis'nin elini tutup üzerini okşadım. Tişörtünü kesip yarasını temizlemeye başladılar. "Bakma." dediğini duydum. Gözlerimizi buluşturdum.

MY CURLY / L.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin