Fifteen

2.1K 211 89
                                    

Andrew ile birlikte Lucas'ın evinin önünde durduk. Kapı açılır açılmaz Lucas Andrew'un boynuna atladı. Gözlerimi devirip içeri geçtim. Bu kadar vıcık vıcık olacak ne vardı, anlamıyorum. Harry mutfak olduğunu düşündüğüm yerden çıkıp gülümseyerek bana doğru yaklaştı. Kollarını boynuma sıkıca sardığında diğer ikisini anladım. Özlem pek güzel bir şey değilmiş.

"Hadi, parti başlasın." tekrar gözlerimi devirip kendimi koltuğa attım. Harry'yi de yanıma çekip sarıldım. Birkaç bira getirip bir film başlattılar.

"Beni bu kader çok mu özledin?"

"Özledim tabi."

"Belli, nefes alamıyorum çünkü." kollarımı biraz gevşetip alnını öptüm.

"Özür dilerim." sehpadaki biraya uzandığında onu durdurdum. "İçemezsin."

"Çok azıcık, tadını merak ettim." sıkıntılı bir nefes verip kutuyu almasına izin verdim. Bir yudum alıp yüzünü buruşturdu.

"Tadı kötü değil mi? Bırak hadi." deyip elinden aldım. Büyük bir yudum alıp kutuyu ondan uzak bir köşeye bıraktım. Başını göğsüme yaslayıp filmi izlemeye başladı. Bir birayı birlikte içerek bitirdiğimizde Harry'nin gözleri kapanmak üzereydi. Parmaklarımı saçlarında gezdirip iyice mayışmasını sağladım.

~~~

Film sonunda bittiğinde Harry başını göğsümden kaldırıp uykulu gözlerle bana baktı.

"Galiba uykunuz geldi. Harry her zaman kaldığın odada kalabilirsiniz." Harry başını sallayıp ayağa kalktı. Elimden tutup beni de kaldırdı. Koridorun sonundaki odaya girdiğimizde kapıyı kapatıp kilitledi. Kendini yatağa attığında kıkırdadım. Ayakkabılarını çıkarırken dirsekleri üzerinde doğrulup beni izledi. Ayakkabılarını çıkarıp yatağın yanına bıraktım. Ayağa kalktığımda kollarını bana doğru uzattı.

Tıpkı küçük bir çocuğa benziyordu bu haliyle. Biraz eğilip bana sarılmasına izin verdim. Kollarını sıkıca boynuma sarıp üzerine düşmemi sağladı. "Hazz?" mırıltı çıkardığında kaşlarımı çattım.

"Harry sarhoş falan değilsin, değil mi?"

"Bir yudumla sarhoş olmadım Lou, abartma." kendimi geri çekmeye çalıştığımda izin vermedi.

"Bir yudum olduğuna emin miyiz?" omuz silkip saçlarımla oynamaya başladı. "Bebeğim altımda ezileceksin." iç geçirip yüzlerimizi karşı karşıya getirmeme izin verdi.

"Gerçekten sarhoş değilim." göz bebeklerine dikkatle baktım. "Seni bir kere öpebilir miyim?" dirseklerimden destek alıp ağırlığımı üzerinden çektim. Gözlerini kırpıştırarak baktığında gülümseyip başımı salladım. Dudaklarımızı birleştirdiğinde hiç beklemeden karşılık verdim. Yumuşak dudaklarını sertçe dudaklarıma bastırıyordu. Biraz geri çekildiğimde nefes nefese kalmıştı. Bir elini koluma indirip diğer eliyle ensemdeki saçlarla oynuyordu.

Dudaklarımızı tekrar birleştirip vücudunu biraz kaldırıp bana sürtündü. İnlememek için kendimi kastım. Ellerini tişörtümün eteklerinde hissettiğimde dudaklarından ayrıldım.

"Ne yapıyorsun?" cevap vermeyip tişörtümü çıkardı. Elini göğsümde gezdirmeye başladığında elini tutup durdurdum. "Harry, kendine gel."

"Sadece biraz rahat olamaz mısın?" kaşlarımı çatıp üzerinden kalktım.

"Şuan aklın yerinde değil. Normalde bile seni öptüğümde utanıyorsun bunu hatırlarsan ne yapacaksın merak ediyorum." kokusu çoktan odayı sarmaya başlamıştı bile. Tişörtümü yerden alıp üzerime geçirdim. "İyi geceler Harry."

MY CURLY / L.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin