Twenty Two

1.8K 198 56
                                    

Odadan çıkıp annemin yanına geçtiğimde daha tam oturamadan beni kaldırdı. "Hiç oturma gidiyoruz."

"Nereye?"

"Jay ile görüşmemiz lazım." derin bir nefes alıp baygın bakışlarımı anneme çevirdim.

"Canımı yakmak hoşunuza mı gidiyor? Louis bana bir bok parçası gibi davranırken o eve adım atamam." Annem ağzıma vurup kaşlarını çattı.

"Düzgün konuş. Bugün bu sorunu çözeceğiz Harry, emin olabilirsin. Eski Louis geri dönecek." doğrusunu bildiğim yalanları dinler gibi bir umursamazlıkla dinliyordum onu.

"Bence artık buna alışmamız lazım. Louis artık benden nefret ediyor. Sanki daha önce hiçbir şey yaşamamışız gibi." gözlerim dolduğunda başımı eğdim.

"Böyle yapma Harry. Bak göreceksin akşama kadar düzelmiş olacak." inanmasam da başımı salladım. "Hadi gidelim."

"Lütfen ben gelmeyeyim. Onun bana öyle davranması beni öldürüyor anne, lütfen." başını iki yana salladı.

"Geliyorsun. Şimdi gidip kendine biraz çekidüzen ver." oflayarak uyuşuk adımlarla odama geçtim. Üzerimi değiştirip bir süre solgun yüzümü izledim. Göz altlarım uykusuzluktan olsa gerek çökmüştü. Her an yere yığılacakmış gibi duruyordum. Fazla umursamayarak beni bekleyen annemin yanına gittim.

Tüm yol boyunca sessizdik. Başım yerde yürüyorken annem kolumdan tutup durdurdu. "Seni üzmesine izin verme Harry." deyip az ilerdeki eve yürüyüp kapıyı çaldı. Jay kapıyı açıp bizi içeriye davet etti. Bana sıkıca sarıldığında içimden bir şeylerin koptuğunu hissettim.

"Louis toparlan misafirimiz var. Anne ve Harry geldi." korkak adımlarla salona ilerledim.

"Ne diye çağırıyorsun ki bu çocuğu eve?" Jay kaşlarını çatarak ona bakarken Louis'nin hiçbir değişiklik olmayan sesi ve iğrenir gibi bakan gözleri ağlamak istememe neden oldu. Gözlerim dolduğunda başımı eğdim. Omega olmaktan bu yüzden nefret ediyordum. Tüm duyguları en doruklarda yaşıyordunuz. Özellikle hassas yapınız size zor zamanlar yaşatıyordu.

"Şimdi de kendini mi acındırıyorsun? Buna katlanamıyorum artık. Ben odama-"

"Louis kes sesini artık. Onu yeterince üzdün, hala tatmin olmadın mı?" Jay beni annemin yanına oturturken alt dudağıma dişlerimi geçirdim.

"Kızma ona." dedim fısıltıyla. Beni üzse de onun üzülmesini istemiyordum.

"Otur yerine, hiçbir yere gitmiyorsun. Anne ve ben mutfaktan içecek bir şeyler getireceğiz ve sen Harry'yi daha fazla kırmayacaksın." anneme baktığımda gözlerini kırpıştırdı. İkisi yanımızdan ayrıldığında rahatsız olmuştum. Gözlerimi Louis hariç her yerde gezdiriyordum. Halının deseninden duvardaki fotoğraflara kadar her yeri inceledim. Sonunda ellerinde içecek bir şeylerle geldiklerinde göz ucuyla Louis'ye baktım.

Tüm dikkatini bana vermiş çatık kaşları altındaki keskin gözleriyle beni izliyordu. Bir an ne yapacağımı şaşırmış nefesimi tutmuştum. Bakışları sertti ve bir buz dolabından farksız. Jay'in ona verdiği şeyi içerken bile gözlerini benden ayırmıyordu. Sanki bilerek beni rahatsız etmeye çalışır gibiydi.

"Sizinle konuşmamız lazım, gerçekleri anlatacağız." gözlerimi annem ve Jay arasında gezdirdim. Hangi gerçeklerden bahsediyorlardı. "Louis tüm bu davranışlar sana ait değil. Bak oğlum kabul etmesi zor ama bir büyünün etkisindesin." Louis hiddetle yerinden doğruldu. Bense şaşkınca bakıyordum onlara.

"Ne diyorsun sen anne?"

"Sakin ol ve otur yerine. Aynı şey baban ve benim başımıza da gelmişti."

MY CURLY / L.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin