Merhabalar efendim merhabalar. Yaptığım bazı değişiklikler, düzeltmeler ile beraber tekrardan sizlerleyim. Yeni gelenler için de koca bir hoş geldiniz tabii ki de. Bu sefer daimi olarak burada kalmak koca bir hedef benim için. Sizlerin de bu satırları severek okumanız temennisiyle.
Başlamadan bir tarih alayım :]
Kaçıncı oldu sayamadım ama al ve kaydet bebek eliotimido diyerek, iyi okumalar diliyorum.
05.08.2019||00.01
°° °° °°
Hayatım boyunca; zihnime veya ruhuma sızması önemsiz bir şekilde, sadece kalp ritmimi farklı bir döngüye çevirmeyi sağlayacak şeylere ilgi duymuştum.
Yağmur damlaları altında yürümek yerine lavların arasına karışarak bir yanardağdan firar etmenin daha cazip olduğunu gördüğümde veya birkaç kaçık tilkinin zihnimde adım adım ilerlemesine izin verdiğimde; belki de sadece birkaç beyin bulandırıcı maddenin vücudumda gezinmesini sağladığımda bahsettiğim o his fazlasıyla yeşermişti içimde. İliklerime kadar varlığını batırmış ve aldığım nefeslerin önüne geçmişti. Daha nicesini sıralayabilirdim böyle. Her biri de heyecandan ve riskten tahrik oluyor oluşumu kanıtlar nitelikteydi kaba bir tabirler.
Şikayetçi değildim. Karanlık bir caddede yanan tek bir sokak lambasının etrafında toplanan sinekler gibi; bencil, düşüncesiz ve bir o kadar korkak olan insanlığa muhtaç olmamak özel hissettirmeye yetiyordu. Saçma geliyor olabilirdi fakat bir insana muhtaç olmuyor oluşum bile bana yeterli geliyordu. Attığım herhangi bir adımda onların ayak izini görmemek, kendi işimi kendim halledebildiğime şahit olmak, güzel bir duygu silsilesi oluşturmaz mıydı? Öyleydi. Esiyordu, fazlasıyla hem de ve ben bundan gayet de memnundum. Hayatımı dolu dolu yaşıyor oluşumu seviyordum, hiçbir şekilde yaşamdan soyutlanma gibi bir atılımda da bulunmamıştım bu zamana kadar. Hep her şeyin bir iyi yanını bulup kendime pay çıkarmış, içimdeki ufak canavarı tatmin etmeye odaklı yaşamımı sürdürmüştüm.
Bunun için de bana yeni bir heyecan katacak eylemlerle geçiriyordum hayatımı. Her gün farklı bir hisle uyanmak, bundan daha farklı hislerle de günü kapatmak bünyemde alışkanlık haline gelmişti. Şaşırtıcı değildi lakin bazen artık farklı şeyler bulmak zorlaşır oluyordu.
Kafa karışıklığı, saçlarımı dağıtma isteğime sebep olurken bir elimi kızıl tutamlarım arasından geçirerek derin bir nefes aldım. Tuttuğum ajanda fazlasıyla planlı hissetmeme sebep oluyordu, ki öyleydim de. Yine de bir eksik var gibiydi ve bu açığı nasıl kapatacağım hakkında da en ufak bir fikrim yoktu.
Bıkkın bir ifadeyle ajandayı kapatıp derin bir nefes alırken, "Cidden yapacak hiçbir şey kalmamış gibi." diye mırıldandım kendi kendime.
"Her seferinde aynı şeyi söylüyorsun ama en sonunda yine seni başka yerlerden topluyoruz. Bunu kabullensen artık ha?"
Mutfak ve salonun iç içe olduğu evimde ben tezgaha yaslanmışken Seokjin karışımdaki koltuğa tamamen yayılmış, elinde kumandasıyla kanal kanal geziyordu. Bir yandan da dudaklarından eksik olmayan muzip tavrı yine yerini korumakta ve gözleri her ne kadar ekranda olsa da zihni bana laf yetiştirmeye programlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
passionate touch
Fanfiction"Belki de artık zincirlerimi kırma vakti gelmişti." • 2019