Akşam olmuştu. Tüm tesiste yankılanan canlı müziğe Songül sahilde kumların üstüne oturmuş eşlik ediyordu.
Soner:
"Abla.." diye omzunu dürttü. "Hani playstation oynayacaktık?"
Songül:
"Tamam oynayalım hadi." diye itiraz etmeden ayağa kalktığında Soner şaşırmıştı.
"Normalde itiraz etmen lazımdı. Of Soner denizi izliyorum falan diye..."
Songül:
"Canım oynamak istedi belki." dedi. Oysa belki Güney'i bir daha görürüm diye kabul etmişti.
Songül ve Soner oyun salonuna doğru giderken Soner'in aklına Güney gelmişti.
"Şu sizin kuaförü görürsen göstersene."
Songül:
"Niye?"
Soner:
"Öve öve bitiremediniz merak ettim. Hem seni o çirkinlikten bu hale kim getirmiş göreyim bi."
Songül:
"Çok komiksin." diye göz devirdi. "Hem nasıl göstereyim ben Soner."
Soner:
"Ya çaktırmadan bu de sen. Ben anlarım."
Songül:
"Ordaysa gösteririm."
Merdivenlere geldiklerinde Güney her zamanki gibi birkaç arkadaşıyla merdivenlerin başındaydı.
Songül:
"Orda.." diye fısıldadı.
Soner:
"Hangisi?"
Songül:
"Şu.. duvara yaslanan."
Soner:
"Eli cebinde olan mı?"
Songül:
"Evet.."
Soner Güney'i incelerken önlerinden geçip yukarı çıkmışlardı ve tabi Songül çekindiği için hiçbir şey dememişti Güney'e.
Soner:
"Niye bir şey demedin?" dedi oyun salonuna ilerlerken.
Songül:
"Ne deyim?"
Soner:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Tutulması
FanfictionKalp tutulmuştu bir kere... Vazgeçmeye çalışsa da o çekik gözleri söküp atamıyordu kalbinden.