3 gün sonra
Songül ve Güney dükkandan çıkmak üzereyken Ekrem Güney'i aramıştı.
Güney:
"Efendim baba."
Ekrem:
"Oğlum çıktın mı dükkandan?"
Güney:
"Yok birazdan çıkacağız."
Ekrem:
"İyi Songül'ü de al gelirken. Beraber yemek yeriz. Geldiğinden beri davet edemedik kızı."
Güney Songül'e baktı.
"Tamam söylerim."
Güney telefonu kapattığında Songül Mert'le boya kataloguna bakıyordu.
Mert:
"Ya işte bu saçı bile isteyen var." diye güldü.
Songül:
"Büyük cesaret gerçekten."
Mert:
"Öyle..."
Güney:
"Songül... Babam aradı şimdi. Yemeğe seni de çağırıyorlar."
Mert:
"Oo.. Davet büyük."
Songül:
"Ya benim evde işlerim var Güney." dese de evde işi yoktu. Mine konusundan dolayı Selin'lere biraz kırgındı. Olanları bildikleri halde Mine'nin Güney'in çevresinde olmasına fırsat oluşturmalarına bozulmuştu.
Güney:
"Ne işin var?"
Songül duraksadı.
"Şey... Zeyno.." dedi hızla. "Zeyno uğrayacaktı."
Güney:
"Söylersin başka zaman uğrar."
Songül:
"Ayıp olur kıza Güney."
Mert:
"Valla ben kaynanam kayınbabam için kimseyi takmazdım o yemeğe giderdim."
Güney:
"Neyse... Başka zaman o zaman." diyerek askıdaki hırkasını üzerine geçirdi. "Çıkalım mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalp Tutulması
FanfictionKalp tutulmuştu bir kere... Vazgeçmeye çalışsa da o çekik gözleri söküp atamıyordu kalbinden.