- 6 -

364 45 23
                                    

Songül huzursuz bir uykunun ardından sabah erkenden uyanmıştı. Bugün buradaki son uyanışıydı.

Kalkıp camdan başını uzattı ve temiz havayı içine çekti. Buradan gideceklerini düşündükçe içini saran sıkıntıyla ofladı.

Bir süre elini çenesine yaslayıp camdan dışarıyı izlemişti. Güney'in yüzü gözünün önünden gitmezken adını bile bilmediğini farketmişti. Kimse adıyla seslenmemişti ki... Keşke gitmeden en azından adını öğrenebilsem diye düşündü ama çok zordu. Bırak adını öğrenmeyi belki bugün son kez göremeyecekti bile.

*********
Songül yolda rahat etmek için üzerine salaş bir elbise giymişti. Saçlarını da doğal haliyle bırakıp sadece dudağına hafif bir ruj sürmüştü.

Soner:

"Hadi abla!" diye seslendi.

Songül:

"Geldim."

Kahvaltıda Songül bir şeyler yemek yerine elini çenesine koymuş denizi izliyordu. Adını bile bilmediği bu çekik gözlü çocuğu bir daha göremeyecekti. Onunla aynı şehire uyanamayacaktı.

Songül annesinin seslenmesiyle düşüncelerden çıkmıştı.

"Songül.. neye daldın yine? Ne düşünüyorsun"

Songül:

"H.. hiç... Denizi izleyerek son kahvaltımız ya onu düşünüyordum."

Soner:

"Merak etme ablacığım ben İstanbul'da sahilde simit yediririm sana bir gün." diye güldü.

Songül göz devirdi.

"Çok sağol.. çok düşüncelisin."

Sadullah:

"Songül yine bir şey yemedin sen."

Songül:

"Canım istemiyor baba."

Sadullah:

"Kızım yola çıkacağız. Aç aç çıkma. Ye biraz."

Kalp TutulmasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin