Eve girer girmez odama çıktım. Mayomu giydim ve direk aşağı kapalı havuza indim. Aslında içimdeki ateş ancak dışarıda ki havuzda yüzersem sönerdi ama korumalara o halde yakalanmak işime gelmedi.
Havuza indiğim zaman havuzdan kulaç sesi geldi kulağıma. İçeri girdim. Kim olduğunu anlamadım ama bir kadındı sudaki. Ben suya balıklama atlayınca panik oldu ve aynı anda başımızı sudan çıkarttık. İstemediğim ot burnumun ucunda hem de olmayacak bir şekilde bitmişti. Saçlarını eliyle omuzuna alıp;
— Şey ben yani siz daha gelmezsiniz diye...
— Burada sadece ben yüzerim sana bunu söyleyen olmadı mı?, diye çıkıştım hiddetle.
— Ben bilmiyordum. Pırıl bu havuzdan bahsetmişti daha önce. Akşam biraz sinirlendim ben...
— Niye?, diye sordum sinirimi unutup.
— Yani avukatınızmış beyefendi. Biraz nasıl desem fazla samimi geldi bana ben de...
— Geçip yerine edebinle otursaydın. Pistin ortasında elin adamıyla tepinmenin ne alemi var, diye bağırdım elimde olmadan.
— Birincisi bana bir kere olsun lütfen bağırmadan konuşun. İkincisi ben oturmak istedim ama Can Bey beni oyaladı bırakmadı. Üçüncüsü elin adamı dediğiniz şahıs sizin avukatınız. Yani sizin çalışanınız tıpkı benim gibi. İş arkadaşım olarak gördüm ben onu ve merak etmeyin sözleşme şartlarını çok net hatırlıyorum o yüzden de kendisine evin çalışanı olduğumu ve sizin hoş karşılamayacağınızı söyledim. Sözleşmede yazdığı gibi muhasebeciniz olduğumu söylemedim, dedi hiddetle burnunu havaya dikerken.
— Onu daha en baştan adamla samimi olurken düşünecektin, diye çıkıştım bu sefer de.
— Yahu ben aşağıda dans ediyordum. Sizin avukatınız olacak o hıyar geldi bana y.v.ş.dı. Sizin barınızda sizin avukatınıza dalsaydım pek hoş olmazdı. O yüzden kibar olmaya çalıştım. Ben kibar davrandıkça o ilgileniyorum zannetti daha ısrarcı oldu. Sonra zaten Rafet Abi sağ olsun geldi beni kurtardı. Sonra işte yolda sinirim bozuldu, keşke yüzebilsem falan deyince ben Pırıl göz kırptı. Sonra eve girince burayı tarif etti. Hatta benim bikinim yoktu burada kullanılmamış bikiniler olurmuş onların yerini söyledi işte ben de biraz yüzüp rahatlamak istedim sadece, dedi hareket etmediği için üşümeye başlayarak.
— Ben Can'la konuşurum. Şimdi müsaade edersen biraz yüzüp kafamı dağıtacağım ben de, dedim başımdan gitsin diye.
— Özür dilerim hemen gidiyorum, dedi ve havlusunu bıraktığı noktaya en yakın merdivene doğru yüzdü. Elimde olmadan merdivenden çıkarken incelemeye başladım.
Göründüğü kadar zayıf değildi aslında. Daha çok kaslıydı. Göğüsleri de o yüzden yokmuş gibi duruyordu. Sırtında ki dövmeden başka sağ ayak bileğinde bir anka kuşu dövmesi vardı bir de tam sağ göğsünün hemen yanında, bikinin üstünün kapatamadığı bir noktada gül dövmesi vardı.
İçimde ki ateş daha da körüklendi, büyüdü. O dövmeyi benden başka kaç erkek görmüştü. O dövmeyi yapan kadın mıydı yoksa erkek mi? Allahım sen bana sabır ver. Sabır ver ki hem bu ateş sönsün hem ben bu asi ve deli kız yüzünden katil olmayayım. Elimde yeterince kan var ama onlar en azından zalimlerin, kötülerin kanı.
Burada yüzmek ateşimi söndürmedi. Dışarı çıktım. Yüzme havuzunun üzerindeki otomatik kapağı açtım. Kendimi buz gibi suya attım. Soğuk su hem beynimi hem vücudumu sakinleştirdi.
Evime, kaleme narin, nadir bulunan bir çiçek almıştım. Güçlü durmaya çalışsa da hassas, kendini korumak için dikenlerini çıkarsa da kırılgandı. Ellerimde solup gitmesinden korkuyordum ama onu başka bir erkeğin kollarında düşünmekte beni öldürüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta Açan Çiçek (#Tamamlandı)
Ficción GeneralÇiçek Solmaz ince, uzun boylu ama bir o kadar da sert bir kız. Hasta babasına bakmak için küçük bir muhasebe ofisinde çalışıyor. Mahalleden en yakın arkadaşı Enver Sarı. Baş Komiser Enver Sarı... Ay sonunu getiremediğinde yanında olan canı sıkıldığı...