Sabah gün ağarmadan uyandım. Bugün yarış vardı, benim ise kondisyonum neredeyse sıfırdı. Biraz koşup azda olsa nefesimi açayım diye düşündüm.
Selim'e akşamdan mesaj atmıştım. Kadir'le görüştüğümü bir şeyleri yoluna koymak adına bir kaç gün beraber kalacağımızı yazdım. Cevap olarak bana, çok sevindiğini her şeyin gönlümce olmasını istediğini ve hayırlı olmasını dilediğini yazdı.
"Yarın hastanede görüşürüz, teşekkür ederim" diye yazdım ben de cevaben. Büşra'yı bugünde yalnız bırakmak istememiştim. O yüzden de bir günlük izin kullanmaya karar vermiştim.
Yasin dün akşam bana tahsis ettiği arabayı yetimhaneden alıp, evimin önüne park edip bırakmıştı. Muhtemelen onda izleme ve dinleme cihazı vardı. Selim'in burayı öğrenmesini istemiyorduk.
Koşu kıyafetlerimi giydim ve kulaklığımı takıp hafif koşu yaptım. Sonra da biraz hızlandım. Saatime baktığımda bir saatten fazladır koştuğumu fark ettim. Kafam doluydu ve koşarken bazı taşları yerine oturtturmam daha kolay oluyordu.
Kadir kendince beni seviyordu evet de bana yaşattıkları kolay şeyler değildi. Nikah masasında kalmam, federal olarak şu anda tekrardan aktif olmam, bunlar hep sorundu.
Büro özellikle Yavuz Amir beni ekibine isterse "Hayır" diyemezdim, demezdim çünkü o ve ekibi organize suç örgütlerini çökertip, yok etmeye çalışan bir ekipti. Sadece organ mafyası değil, kadın ve çocuk kaçırılmaları, insan kaçakçılığı, gibi insanlık suçu işleyen çeteleri, örgütleri yok eden uluslararası çalışan bir ekipti.
Bu ekibin bir parçası olmaksa benim en büyük hayalimdi. Kendi eşim ülkenin en büyük organize suç şebekesinin başındayken benim böyle bir ekipte olmam gerçekten saçma bir ironi olurdu herhalde.
Üstelik ekip uluslararası çalıştığı için sık sık seyahat etmem de gerecekti ki Kadir buna hayatta razı olmazdı. En iyisi yol yakınken benim bu sevdadan vazgeçmemdi. Bizim sonumuz yoktu aslada olmamıştı. Ben o ölümle burun buruna gelince korkudan gerçeklikle tüm bağlarımı kopartıp kendimi Aysel Annenin rüzgarına bırakmıştım sanırım.
Beni rüzgara kaptıran kişi aynı zamanda rüzgarımı kesip beni gerçeklerle yüz yüze getiren kişiydi ki bu da ayrı bir ironiydi hayatımda.
Hayatımın dönüm noktaları azdı ama bazı olaylar hayatımı ciddi anlamda altüst etmişti. Annemin ölümü, dansı bırakmam, babamın batağa saplanması. Benim tüm tacirlerden nefret edip federal büroya baş vurmam, Nevzat'ın beni taciz etmesi ile bürodan ayrılıp muhasebeci olmam ve Kadir'in beni kaçırması. Aslında 26 yıllık hayatıma ne çok şey sığdırmıştım şöyle bir bakınca.
Hayatımın en büyük kazığını da en sevdiğim her şeye rağmen annemden sonra hatta babamdan önde tuttuğum adamdan Kadir'den yemiştim. Her şeyde bir hayır vardır deyip yoluma kaldığım yerden yine tek başına devam etmek benim için en iyisiydi bence.
Odama geçtim. Büşra uyanmış bebekleriyle oynuyordu. Beni görünce yerden kalktı ve belime sarıldı;
— Günaydın Çiçek Ablam, dedi sarılırkende.
— Günaydın güzellik. Hıım kalkar kalmaz oyun ha. Elini yüzünü yıkadın mı bakalım?, dedim çenesinden usulca tutup yüzüne bakarken. Güldü.
— Daha şimdi kalktım o yüzden yıkamadım, dedi kıkırdayarak.
— Doğru banyoya bakalım, ben de buraları biraz toplayayım, hadi hadi, dedim onu banyoya yollarken. Ben de onun yatağını toplayıp kanepeyi kapattım. Dün akşam giysilerini benim odamdaki dolapta yer açıp oraya yerleştirmiştik zaten. Yastık ve yorganını kendi odama götürdüm. Biraz sonra banyodan çıktı bana ıslak yüzünü gösterip;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta Açan Çiçek (#Tamamlandı)
Ficción GeneralÇiçek Solmaz ince, uzun boylu ama bir o kadar da sert bir kız. Hasta babasına bakmak için küçük bir muhasebe ofisinde çalışıyor. Mahalleden en yakın arkadaşı Enver Sarı. Baş Komiser Enver Sarı... Ay sonunu getiremediğinde yanında olan canı sıkıldığı...