Leyla kapıdan çıkar çıkmaz ayağa kalktı.
— Ben canınla aranıza girmeyeyim patron. Baksana ateş bacayı çoktan sarmış. İki kişi arasına girene b.k yemek düşer ben hiç almayayım alanada mani olmayayım. Bu saatten sonra b.k yemeye niyetim yok. Hele hele senin yüzünden yemeye hiç niyetim yok. Madem ki bir ilişkin vardı neden karşıma geçip... artık kulaklarımı dılardan gelen seslere tıkadım ve başımla Can'ı dışarı çıkarttım. Can'ın çıktığının farkında bile değildi söylenmekten. Kapı kapanır kapanmaz bende susturmak için dudaklarına kapandım ama bu sefer tepki yanağıma inen bir şamar oldu.
— Kızım harbi manyaksın ha bu ne için şimdi, diye bağırdım yanağımı ovalarken.
— Karşımda hatunla fingirdeş sonra da gel beni öp. Oldu Kara başka derdin. Ben elinin altında başkaları yanında oh ne ala memleket, baktım iş uzatacak;
— Yahu önce bir sor sonra celallen. Hatunla aramda hiçbir şey yok. Olmadı, olmayacakta. Sadece iş yapıyoruz...
— O canımlar cicimler ne öyle havada uçuşan, diye üzerime yürüyüp işaret parmağınla göğsümü delmeye başladı bu sefer.
— Ya kadının üslubu bu. Ne yapayım ne diyeyim, dedim çaresizce. Ulan milleti bir bakışımla dize getiren ben hatun dayağı yiyordum iyi mi? Bir gören olsa gitti karizma.
— Konuşana değil konuşturana bakacaksın Kara. Senden yüz bulmasa ağzını açamaz karı kaldı ki canım cicim, dedi tükürür gibi. Aha dedim s.çt.k iyi mi? Yememiş içmemiş deftere yazmış benim yaptıklarımı.
— Canım bak...
— Canın çıksın Kadiir. Elinin hatunlarına bal kaymak bize gelince zehir zemberek zora gelince canım. Yemezler...
— Ne yerler ondan söyleyeyim, dedim ağzımı yamultup gülerek.
— Beni eve yolla, akşam yemekte konuşuruz ne yerler ne yemezler, dedi o minnak burnu yine havaya dikip.
— Yemeği kimin yapacağına bağlı, dedim kendimi garantiye almak için. Ne olur ne olmaz, bu manyağın sağı solu belli olmaz beni zehirlemeye bile kalkabilir alimallah...
— Fatma Ana yapacak Kara. Bu saatten sonra mutfağa girip sana yemek hazırlayacak halim yok herhalde, dedi ve çantasını alıp bir hışım çıktı.
Mecbur Yekta'yı peşinden yolladım. İşler kaldı ona mı yanayım, hatunun elinde oyuncak oldum ona mı yanayım. Neye yanayım ben bilemedim. Ulan babamın her dediğini harfiyen dinledim de bir "Aşık olma" kısmını neden es geçtim? Hem de dünyanın en geçimsiz, en inatçı, en manyak hatununa aşık oldum gidipte. Ama gönül bu işte ferman dinlemiyor ki. Keşke dinlese ama nerdeee kafasına göre gitti takıldı işte.
Akşam eve giderken çiçek falan mı alsaydım acaba? Papatya falan ya da gül. Bence Çiçek gül seviyor diye düşündüm. Göğsünün kenarında mayosunun ucundan gördüğüm dövme siyah bir gül dövmesiydi. Kesinlikle gül seviyordu. Hemen çiçekçiyi aradım. Bir düzine aynı ebatta gülden bir buket yapmasını istedim. Akşam geçerken uğrayıp alacağımı da özellikle belirttim. Saat sekizde hazır olacağını söyledi çiçeklerin.
Akşama kadar galerinin işleriyle ilgilendim. Çiçek'in bakması gereken evrakları akşam eve giderken götürmek üzere dosyaladım. Beynim yanmak üzereyken işleri bıraktım, evrakları toparladım ve Çiçek'i eve bırakıp şirkete dönen Yekta'yı da alıp çiçekçiye uğradım ve eve döndüm de dönmeyeydim eyidi...
Kapıdan girer gitmez önce kereviz kokusunu daha sonra da lahana ama bildiğiniz kıymalı kapuska kokusunu aldım.
— Fatma Anaa... diye bağırdım ama mutfaktan önünde önlükle Çiçek Hanımlar çıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta Açan Çiçek (#Tamamlandı)
General FictionÇiçek Solmaz ince, uzun boylu ama bir o kadar da sert bir kız. Hasta babasına bakmak için küçük bir muhasebe ofisinde çalışıyor. Mahalleden en yakın arkadaşı Enver Sarı. Baş Komiser Enver Sarı... Ay sonunu getiremediğinde yanında olan canı sıkıldığı...